İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan Kutlu, Mersin'de Türkeli dergisinin dağıtımını yaptığını, dergiyi çıkaran Taner Ünal'ın, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneğinin (VKGBH) bir şubesini Mersin'de açtığını, buraya da gidip geldiğini söyledi.

Kutlu, dergiyi ve derneğin tüzüklerini dağıttığını, Ünal ile anlaşamaması ve ''kullanıldığını'' fark etmesi üzerine Eylül 2005'te Mersin'deki VKGBH'den istifa ettiğini, VKGBH macerasının tamamının toplam 3 ay sürdüğünü kaydetti.

VKGBH'den tanıdığı Hüseyin Görüm'ün Mersin'de Kuvayı Milliye 1919 Derneğini kurmalarını istediğini, üniversite sınavlarına hazırlandığı için boş vakitlerinde derneğin kuruluşuna yardımcı olmaya başladığını ifade eden Kutlu, iş bulma umuduyla geldiği İstanbul'da, genel kurulun yapılacak olması ve adam yokluğu nedeniyle Kuvayı Milliye 1919 Derneğine üye yapıldığını anlattı.

-BAYRAK YAKILMASI OLAYI-
Gizli tanık 17'nin ifadesinde, Türk Bayrağı'nı yaktığını söylediğini dile getiren Kutlu, şunları kaydetti:

''Gizli tanık 17 ile aramızda husumet vardı. Yalan beyanları ve iftiralarından dolayı kendisinden şikayetçiyim. Ben bir Türk milliyetçisiyim. Bayrağımı asla kullanmadım. Bu, benim prensiplerime, vatan sevgime uymaz. Bayrağımı kullandırmam, böyle bir şey yaptırmam. Burada en çok mağdur olan benim. Türk Bayrağı'nı yakmakla suçlanmayı iftira olmasına rağmen hazmedemedim. İçim içimi yemektedir. Keşke gizli tanık 17 bunu yapmasaydı da başka bir iftira atsaydı.''

Kutlu, kendisinin istifa ettiği dönemde VKGBH'nin 2006'da Mersin'de düzenlediği bayrak mitingine şahsi olarak katıldığını dile getirerek, ''Bizden sonraki yönetim düzenlemişti. O dönemde 13 tane şehit verdik. Büyük bir tanıtım ve propaganda yapıldı. Mitingde 1 saat kaldım'' dedi.

Yine Nevruz nedeniyle Mersin'de düzenlenen 2005 yılındaki mitinge ise katılmadığını belirten Kutlu, bu mitingde bayrak yakma girişiminde bulunanları ise tanımadığını anlattı.

Polisin, yakılmak istenen bayrağa el koyduğunu, bunu önleyen polis memuru Gökhan Demir'i unutmadığı için 2-3 ay sonra Mersin'de görünce tanıdığını vurgulayan Kutlu, ''5 dakika muhabbet ettik. Tanık olarak çağrılabilir. Böyle bir şey aklımdan dahi geçmez'' şeklinde konuştu.

-ÇAPRAZ SORGU-

Kutlu, daha sonra geçilen çapraz sorgusunda, Kuvayı Milliye 1919 Derneğinin Mersin şubesinin açılışına Hüseyin Görüm ve Fikri Karadağ'ın da geldiğini ve ikisinin de orduevinde kaldığını söyledi.

''Fikri Karadağ'ın kendisine niçin Kemal Kerinçsiz'i anlattığı'' sorusuna, Kerinçsiz'i medyadan tanıdığı için nasıl biri olduğu konusunda Karadağ'dan bilgi almak için sorular yönelttiğini anlatan Kutlu, Murat Çağlar'ın yakalandığı arabadaki ajandaların kendisine ait olduğunu, İstanbul'a geldiğinde Çağlar kendisini arabayla Pendik'e bırakırken bu ajandaları unuttuğunu, ancak ajandalarda yazılı notlardan haberdar olmadığını öne sürdü.

''Derneğin kayıtlı üyeleri dışında pek çok gizli üyesi bulunduğu, bunların çoğunun Ermeni olduğu ve dernekte stratejik konumlarda bulunduğu'' ifadelerinin hatırlatılması üzerine de Kutlu, ''Bunu Fikri Karadağ, 'bize ırkçı diyorlar, ama bizim Ermeni üyelerimiz bile var' diye söylemişti. Stratejik konum dediğim bu'' şeklinde konuştu.

Kutlu, Muzaffer Tekin'in avukatı Engin Çelikkadıgil'in, ''Sorgunuz sırasında odada savcı Zekeriya Öz'ün yanı sıra oğlunun da bulunduğunu söylemişsiniz, doğru mu?'' sorusunu da ''Evet, oğlu da oradaydı. 18-19 yaşlarında kıvırcık saçlı bir çocuktu. 'Babam nasıl sorguluyor' der gibisinden bakıyordu'' şeklinde yanıtladı.

Mahkeme Başkanı Köksal Şengün'ün, ''Tabii, bu senin yorumun'' demesi üzerine de Kutlu, ''Evet'' karşılığını verdi.

MİLLİYET