Moskova’nın birkaç hafta içinde taleplere olumlu cevap vermesi bekleniyor. Daha önce muhalif Değişim ve Liberalleşme Cephesi başkanlığını yapan Celil ve beraberindeki çok sayıdaki bakanlardan oluşan Suriye hükümeti heyeti, Rusya Başbakan Birinci Yardımcısı Aleksandr Hloponin ve Dışişleri Bakanlığı Birinci Yardımcısı Andrey Denisov’la görüştü. Cemil, Haziran ayında kurulan yeni kabinede başbakan yardımcısı olarak atanmıştı.

Avrupa Birliği ve ABD’nin uyguladığı ekonomik yaptırımlar sebebiyle Esed hükümetinin ekonomik zorluk içinde olduğunu kaydeden Suriyeli yetkili, “3 yıl içinde Rusya’nın öncülüğünde kurulan Gümrük Birliği’ne girmek istiyoruz. Şimdi ekonomik konularda ilişkilerimizin gelişmesi çok daha önemli.” dedi.

Hükümet ve muhalif gruplar arasındaki diyalog çabalarını bir kısım “aşırılıkçı” grupların baltaladığını savunan Cemil, “Yeni kabinede bir kısım muhalif yetkililerine görev vermek istiyoruz. Ancak onlar diyalog istemiyor” eleştirisini getirdi. Yaptırımların yanlış olduğunu savunan Celil, “Onlar Suriye rejimine baskı uyguladıklarını düşünüyor, ancak her bir Suriye vatandaşına zarar veriyorlar” diye konuştu. Suriye hükümetinin acil görevinin “ekonomik blokajın kırılması” olduğunu vurgulayan Cemil, “Moskova’nın bu konuda vereceği destek hayati öneme sahip. Rusya’nın yardımı konusunda anlaştık. Rus petrolü, petrol ürünleri ve doğalgazının Suriye’ye ulaştırılması konusunda görüşmelerimiz sürüyor. Sanırım birkaç hafta ya da bir ay sonra mutabakat sağlamış oluruz” dedi. Suriye petrol ve enerji konularında sorumlu bakan Said Hneydi, yaptırımlar sebebiyle 20 milyondan fazla Suriyelinin çok olumsuz etkilendiğini iddia etti. Suriye Maliye Bakanı Muhammed el-Cleylati de ülke ekonomisinin ayakta durabilmesi için Moskova’dan borç istediklerini, Moskova’nın borç konusuna olumlu baktığını belirtti.

Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Fattah Ammura ise, BM ve Arap Birliği Suriye Özel Temsilcisi Kofi Annan’ın istifasını değerlendirdi. Annan’ın krizin çözülmesi yönündeki çabalarını “tam bir iyimserlik” olarak gördüklerini ifade eden Ammura, “Ancak çok sert çizgide duran muhalif gruplar Annan’ın barış planını uygulamaya yanaşmadı. Uluslararası toplum da Annan’a tam destek vererek sorunun çözümüne katkı sağlamadı” şeklinde konuştu.