Kidega'nın hazırladığı listede şu kitaplar bulunur:

1- Gölgede ve Güneşte Futbol - Eduardo Galeano

Orijinal adı “El Futbol A sol y Sombra” olan ve Can Yayınları’nın yayınladığı kitabın yazarı Galeano futbolun biraz hüzünlü olan öyküsünü anlatıyor. Bir oyun olarak “oyuncu”su az bir sanayiye dönüştükçe futbolun, güzelliğinden de bir şeyler kaybettiğini düşünen Galeano’nun “Artık oynanması için değil, oynanmasının engellenmesi için düzenleniyor.” görüşü çok manidar. Ancak aynı zamanda çok ender de olsa yasaklanmış özgürlük serüvenine atılan, rakip takımı, hakemi ve tribündekileri şahlandıran bir yüzsüz çıkıyor diye ekliyor.

Galeano, kitabında futbolun başlangıcına da değiniyor. İlk kuralları Cambridge Üniversitesi’nin 1863’de oluşturduğu oyunda oyuncu sayısı, saha boyutu, kale ve süre hakkında net bir kural yok, ama o tarihte bile rakibin arkasında gol atmak yasak; yani ofsayt uygulanıyor. Kalecinin ortaya çıkış tarihi 1871, hakemin ise 1872. Kalenin önü mezbahaya dönünce penaltı ortaya çıkıyor. 1882’de taç elle atılmaya başlanıyor ve 1890’da ise kalelere ağ geriliyor. 

Galeano’nun entellektüellerin futbola yaklaşımını değerlendirdiği kısımda Rudyard Kipling’ten Borges’e ve Gramsci gibi isimlerin görüşlerine yer veriyor. “Televizyonun Hakimiyeti” başlıklı bölümdeki şu ifadeler ise dikkat çekici: “Dünyanın her yerinde, bir maçın nerede, ne zaman ve nasıl oynanacağına doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak karar veren daima televizyondur. Futbol bedeniyle, ruhuyla, kısacası her şeyiyle bu küçük ekrana satılmıştır. Futbolcular artık birer televizyon yıldızlarıdır.” Ancak bir yandan da Galeano’ya göre profesyonel futbol her şeye rağmen hala futboldaki mutluluk iksirini söndüremiyo ve bütün planlamalara, profesyonelliğe rağmen futbol daima sürprizlere açık, öngörülmeyeni bünyesinde bulunduran bir sanat dalı. 

Galeano kitapta dünya kupalarının hikayelerine ve Latin Amerika futbouna geniş yer ayırırken futbolla ilgili de birçok tanım yapıyor. Örneğin “fanatik” tanımı çok etkileyici. Fanatik: Gerçekleri görmezden gelme hastalığı ile sağduyusunu kaybetmiştir. Aslında fanatik bir taraftar kendi takımının zaferinden çok rakibinin yenilgisinden zevk alır.

2- Futbol Ateşi - Nick Horbny

Nick Hornby’nin orijinal adı “Fever Pitch” olan kitabı 1992 yılında yayınlanmış. Kitap, yazarın Arsenal FC’ye olan düşkünlüğünü anlatan otobiyografik bir hikaye. İlk bölümde çocukluk ve ergenlikte futbol taraftarlığının nasıl oluştuğu anlatılırken Hornby, taraftarlık kültürünün çocukluk ve gençlik günlerinde düzenli maç izleyerek oluştuğunu ve deplasmana giderek o taraftar topluluğunun gövdesine karışıldığından bahsediyor. Deplasman maçları ve spor sayfalarından yer adları, sorgulamaksızın bir topluluğa ait olmanın değeri, sonucunu değiştiremeyeceği şeylere vakit harcamanın ne demek olduğunu öğretiyor.

15 yaşına geldiğinde ateşli taraftarın olduğu kale arkası tribününe geçişi hayatının dönüm noktalarından birisi oluyor. Yükselen sesler, tezahüratlar, kimliksiz olma, fark edilmeme duygusuyla rakibe: “Dışarıda gününüzü göstereceğiz.” ya da “Evinize bir ambulansla döneceksiniz.” denildiği zamanlar. başlıyor. Hafızası tuttuğu takımın maç fikstürü üzerinden şekilleniyor. İlk gerçek aşk ilişkisinin bitişini hayal kırıklığı yaratan maçlarla çakıştırıyor. O an hayatta ve futbolda talihin adaletsiz dağıtılıldığına inanıyor ve ayrılık mağlubiyetle eşdeğer. Hayat ve maç sonuçları, takımın genel durumu birbiriyle uyumlu gidiyor.

Üniversitede arkadaş grubu değiştiğinde çocuklukta edindiği Kurbağa, Caz, Fare gibi lakapları olan arkadaşları yerine daha entelektüel kaygıları olan edebiyat,müzik ve politikaya ilgi duyan yeni bir arkadaş grubu ediniyor, maçları televizyondan izlemeye başlarken, artık futbolun ruhu için değil sanat olarak izlemesi gerektiğini düşünüyor. 

Sadece bir futbol kitabı olarak bakılamayacak bir kitap Futbol Ateşi. Taraftar olmakla, bir takımı sevmekle ilgili değinilen konular ilgi çekici: Mesela tuttuğunuz takımın bütün maçlarına gitmek veya takımda yer almış herkesin adını bilmek sizi iyi bir taraftar yapar mı? Fanatizm nerede başlar, nerede yıkıma doğru evrilir? İyi bir feministten iyi bir taraftar olur mu? Maçlardaki şiddet olaylarını düşünürsek, o heyecan insanı birkaç dakikalığına da olsa savaş koşullarını mı yaşatıyor, yani insan insanlığını unutup her şeyi yapabilecek bir hale mi geliyor? Endüstriyel futbol, taraftarlığı öldürüyor mu, yoksa şiddetten arınmış bir futbol için gerekli bir şey mi?

Kitap 1997 yılında İngiltere’de filme alınırken, başrolünde Colin Firth ile Ruth Gemmell oynuyor ve 2005 yılında takımın Boston Red Sox beyzbol takımıyla değiştirildiği bir Amerika versiyonu çekilmiş. 

3- Futbolistas - Futbol ve Latin Amerika - Dario Azzellini, Stefan Thimmel - Derleme

Otonom Yayıncılık tarafından yayınlanmış olan ve orijinal adı “Futbolistas” olan kitap tanrılaşma noktasına getirilen futbol idolleri, Latin Amerika’nın futbolun gelişimi üzerindeki etkileri, futboldaki profesyonelleşme ve ticarileşmenin Latin Amerika üzerindeki etkileri, kadın futbolunun Latin Amerika’daki varoluş ve gelişim savaşımı, Latin Amerika’nın özgün futbol kültürü ve futbol ile siyaset arasındaki kaçınılmaz ilişkiler gibi konulara değiniyor.

Futbolistas; son derece duygu dolu bir kitap. Derleyenler Dario Azzellini ve Stefan Thimmel, farklı yazarlar tarafından yazılmış, kırkbeş makaleyi biraraya getirerek Latin Amerika ile futbol arasındaki ilişkilileri mercek altına alıyorlar.

Efsanevi futbolcuların konu edildiği makaleler son derece estetik ifadeler ile süslenmiş betimlemeler ile dolu. Sosyal ve politik yaşama değinen makaleler ise düşündürücü ve tüyler ürperten olayları göz önüne seriyor. Yazarların çoğu gösterişli bir anlatım dili kullanmış olsa da makalelerin tamamı rahat anlaşılıyor.

Latin Amerika futbolunu Futbolistas’ta verilen derin ve ayrıntılı bilgiler ışığında değerlendirirsek isyankarlık, mücadele arzusu ve aidiyetin göze çarptığı hissediliyor. Futbolistas, Latin Amerika’ya özel ilgisi olanlar başta olmak üzere futbolu ve okumayı seven herkesin seveceği bir eser. Latin Amerika futbolunu anlatırken kıtanın tarihi, sosyal yaşamı ve politik çalkantılarına ayrıntılı olarak değinilmiş. Duygusal, etkileyici ve düşündürücü yönleri var.

4- Futbol Dünyayı Nasıl Açıklar? - Franklin Foer

Orijinal adı “How Soccer Explains the World” olan ve Ithaki Yayınları’ndan yayınlanmış olan kitapta Franklin Foer futbolun toplumlar üzerindeki etkisini ve dünyayı nasıl değiştirdiğini araştırıp aktarıyor. Kitap, üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde küreselleşme ve ezeli rekabetler, ikinci bölümde futbol üzerinden yapılan yolsuzluklar ve üçüncü bölümde de futbol kulüpleri üzerinden eski moda milliyetçilik işleniyor.

İşlenen bazı konular:

• Kızılyıldız taraftarları nasıl Sırp ordusunun en önemli parçalarından biri haline geldi?

• Celtic ve Rangers arasındaki ezeli rekabetin köklerinde ne yatıyor?

• Barca, niçin bir kulüpten daha fazlası?

• İran’da kadınlar maç seyredebilmek için neler yapıyor?

Foer, kitabında futbol üzerinden sosyoloji ve tarih incelemesi yaparak futbolla benzerlikler kurulan hayatları anlatıyor. Ama öyle futbolcu hayatları veya benzeri biyografilerin ötesinde Balkanlardaki savaş çetelerinin futbolla organik bağlantısını, İtalya’daki mafyaların turnuvalara etkisini, mezhep savaşlarının kulüp rekabetine nasıl yansıdığını, İslâm dünyasının umudunu futbolda aramasını ve birçok şeyi ele alıyor. 

5- Futbol Asla Sadece Futbol Değildir - Simon Kuper

Simon Kuper’in, futbolun aynı zamanda okunabilir bir sanat olduğunu göstermeyi hedeflediği ve orijinal adı “Football Against the Enemy” olan kitabın Türkiye’de yayınlanmasını sağlayan Yiğiter Uluğ, Sabah Yayınları’ndan çıkan kitabın önsözündeki bir ifadeden de yararlanarak kitaba “Futbol Asla Sadece Futbol Değildir” ismini uygun görüyor. Bu isim, adeta Türkiye’de oyuna bakış açısından yeni bir yol ayrımını işaret ediyor. Yol ayrımından kasıt ise futbolun masum günlerinin uzağında şimdilerde evrildiği noktada oyuna hâlâ ‘romantik’, derinlemesine ve farklı bir noktadan bakmak mümkün müdür? 

Kuper 22 yaşındayken 5.000 pound.luk bir bütçeyle ve 9 ayda 22 ülkeyi ziyaret ediyor. Bu sürede önce üç ay Avrupa’da Inter Rail tren bileti ile dolaşan Kuper, Londra’ya dönüp çamaşırlarını yıkıyor, sonra Kamerun’a uçup tekrar eve geldikten sonra Güney Afrika’ya gidiyor. Peki amacı ne? Politika ve futbolun dünya çapında nasıl iç içe geçtiğini tam olarak araştırmak. 

Kitap daha sonra İthaki Yayınları tarafından yine aynı Türkçe isimle basıldı, bu baskı halihazırda satışta.

6- Futbol ve Küreselleşme - Pascal Boniface

Orijinal adı “Football and Mondialization” olan kitap, NTV Yayınları tarafından yayınlanmış. Pascal Boniface’ın futbolun küresel etkilerine değindiği kitabında aynı zamanda futbolla ilgili ekonomik ve sosyolojik çalışmalar da yer alıyor. Futbolun tüm dünyaya hükmedebilen bir imparatorluk olan ABD’nin etki alanı ve popülerliğini kat be kat geride bırakmış durumda olduğu belirtiliyor. Futbol imparatorluğu üstünde güneş hiç batmadığı ve böylece küreselleşmenin de simgesi olduğu ifade ediliyor.

Kitap futbol ekonomisinin gidişatı ile dünya ekonomisi ve gelişmişlik düzeyinin paralel olduğunu anlatıyor. Dünya kupalarının, Avrupa kupasının ülkeler için öneminden bahsederken bir yandan da bir ülke için Birleşmiş Milletler’den daha fazla üyesi olan FIFA tarafından kabullenilmenin ve kupalara kabul edilmenin özgürlüğe doğru bir adım olduğunu anlıyorsunuz. Bütün bunların yanı sıra yakın tarihe de bahseden kitap finallerin heyecanlarını, sevinçlerini de pas geçmiyor.

7- Tanrının Eli / Barça: A People’s Passion - Jimmy Burns

Jimmy Burns’ün birisi Türkçe’de yayınlanmış olan iki kitabından birlikte bahsetmekte fayda var. Yazar birincisinde orijinal adı “Maradona: The Hand of God” olan Tanrının Eli’nde, 'dünyanın gelmiş geçmiş en yetenekli oyuncusu' olarak nitelediği Diego Armando Maradona'nın yaşamını kaleme alıyor. Ithaki Yayınları’ndan çıkmış olan kitap, Buenos Aires'in yoksul bir mahallesinden çıkıp baş döndürücü bir hızla tüm dünyanın konuştuğu bir yıldıza dönüşen Maradona'nın efsaneden arındırılmış öyküsünü bütün açıklığıyla aktarıyor.

Efsane ve kutsal El Diego öyle bir figürdür ki, İngiliz yazar Jimmy Burns de ona ‘gelmiş geçmiş en iyi’ sıfatını atfetmesine karşın Tanrı’nın Eli kitabında yaklaşık dört yüz sayfa boyunca aynı zamanda Maradona’yı tartışıyor, eleştiriyor. Kitabın adından da anlaşılacağı üzere yazarın çıkış noktası, 1986 Dünya Kupası’nda yaşanan ‘Tanrı’nın Eli’ vak’ası. 

Jimmy Burns’ün “Barça: A People’s Passion” isimli eseri, 1998’de Barça’nın 100. yaşını kutladığı yılda çıkmış. Burns, bir Barça taraftarı olmasına rağmen kitabı gayet objektif bir şekilde yazmış. Kitapta Katalanlar için ‘bir futbol kulübünden öte’ olarak değerlendirilen Barcelona’yla ilgili pek çok detay var: Cruyff, Maradona, Rinus Michels, Romario ya da Patrick O’Connell, Vic Buckingham gibi Britanyalı hocalar.

8- Gladyatör - Futbol Arenalarında Bir İsyanın Hikayesi Metin Kurt - Vecdi Çıracıoğlu

Vecdi Çıracıoğlu’nun hazırlamış olduğu ve İletişim Yayınları’ndan çıkmış olan kitap, Metin Kurt’un kendi anlatımlarından oluşuyor. Gladyatörlere ilişkin bilgiler Metin Kurt’un zamanla Spartaküs’e nasıl dönüştüğünü anlamamızı sağlıyor.

Kitap; ülke futbolunun iç yüzüne dair samimi ve çarpıcı anlatımlarla ve anılarla dolu. Futbol karşılaşmalarında doping, basının ve yöneticilerin durumu gibi konular, zengin bir görsel arşiv ile birlikte, gazetelerden alınan yazılarla okuyucuya sunuluyor. 

Kitapta Metin Kurt’un futbol emekçisinden yana olan mücadelesi ve boyun eğmeyen tavrı anlatılıyor. Metin Kurt; yani Çizgi Metin, kanatlarda oynamasını halka daha yakın olma isteğinden kaynaklandığını söyleyen, primleri ödenmediği için takımı greve götüren, sendikanın yanlış tutumuna isyan ederek Amatör Sporcular Derneği’ni kuran, haksızlıklara karşı bildirileri ile başkaldıran, yetmediğinde protestosunu sakal uzatarak gösteren asi bir futbol emekçisi.

Bu mücadelesi, Metin Kurt’un Galatasaray’dan adeta sürgün edilmesine ve futbol camiasından aforoz edilmesine sebep oluyor. Ancak o yılmayarak, futbol hayatının sonuna ve devam eden süreçte ömrü yettiğince inandığı değerler uğruna mücadele etmeye devam ediyor.

9- Futbol ve Kültürü - Tanıl Bora, Wolgang Reiter, Roman Horak - Derleme

İletişim Yayınları’ndan çıkmış olan ve Tanıl Bora, Wolgang Reiter ve Roman Horak’ın derlediği kitapta, 18 Avrupalı ve 11 Türkiyeli yazar, sosyolog, gazeteci veya “sadece” eli kalem tutan futbolseverin yer aldığı bir grup, futbolun milliyetçilikle, yerelliklerle ve politikayla ilişkisini, taraftar dünyasını ve holiganizmi; kapitalizmin ve medyanın futbola yaptıklarını; sahada durduğu gibi durmayan “büyük oyun”un daha nice yüzünü, çeşitli ülkelerden örneklerle inceliyor.

Kitapta yazıları yer alan yazarlar Branko Elsner, Christian Bromberger, Ragıp Ian Taylor, Antonio Ghirelli, Duran, Gabriel Colome, Adnan Bostancıoğlu, Yaşar Aksoy, Ümit Kıvanç, Necmi Erdoğan, Tanıl Bora, Orhan Koçak, Can Kozanoğlu, Bülent Tanık, Zeki Coşkun, Korkmaz Alemdar, Andreas K.Bodor, Robert Kellermann, Vic Duke, Muller, Herbert F. Moorhouse, John Williams bu defa kendi uzmanlık sahalarında değil futbol sahasında ve etrafında olup bitenler hakkında yazıyor. 

Kitaptaki konular ise çok çeşitli: Stadyumdaki Kent, Hillsborough, 15 Nisan 1989, Büyük Futbol Ailesi- Napoli, Maradona ve FC Napoli, Gençler, Deplase Olunuz!, FC. Barcelona ve Katalan Kimliği, Diktatörlüğün Derbisi, Berlin’de Futbol, Glasnostspor, Bir Devlet Bir Çok Ülke, Solcu ve Taraftar Olmak, Maviler ve Kırmızılar, Austro- Faşizimde İşçi Futbolu, Viyana’da Futbol Kültürü, Feyyaz’ın Tekmesi, Gâvur İzmir’de Gol Sesleri, Adana’da Futbol ve Demirspor, Yiğidolar’ın Tarihsel Yenilgisi, Halı Saha: Seyircinin Sahaya İnişi

10- Takımdan Ayrı Düz Koşu - Tanıl Bora - Derleme

Futbol dünyasının içinden kişilerin, uzmanların ve bu ‘spor’a gönül bağları olanların yazdığı, futbolun farklı yüzlerini yansıtan makalelerden oluşan bir derleme olan kitap İletişim Yayınları’nda yayınlanmış. Taraftarlıktan, amatörlüğe uzanan yelpazede futbolseverlik üzerine olan kitap ülke futbolunun değişik yüzleri hakkında uzunlu kısalı makalelerden oluşuyor ve kimisi futbol aleminin içinden kimisi dışarıdan bakışla, kimisi uzman gözüyle yazılmış… 

Konulara bakınca: `Ne anlıyorsunuz şu oyundan?` – Futbolu anlamlandırma, futbolu sevme biçimleri… Futbola yabancı olanların yaşadığı derin mahrumiyet… `Puan veya puanlar almaya geldik…` – Türkiye`de yabancı futbolcular… Standart futbolcu demeçleri… Amatör futbol dünyası… `Bizler inandık siz de inanın!` -Takım kimlikleri… Kulüp `vizyonları`… Taraflar ortamları… `Sen şampiyon olmasan da…` – Tribünlerle, efsanelerle… geçmişte yaşayan… uzaktan izlenen… takımlarla ilgili… ve `takım değiştirmeyle` ilgili aşk hikayeleri… 

Yazarlar ise Ahmet Çiğdem, Mehmet Demirkol, Benjamin Holland, Gaye Boralıoğlu, Akif Kurtuluş, Bağış Erten, Mustafa Görkem Doğan, Özgür Teoman, Hakan Dilek, Ümit Kıvanç, Ferruh Uztuğ, Serkan Seymen, Murat Toklucu, Eda Çevik, Yiğiter Uluğ, Murat Gültekingil, Yetvart Danzikyan, İmran Ayata, Tanıl Bora.