Söz konusu dönem içerisinde gerçekleştirilen 8 ayrı operasyon ve  yakalamalara değinerek, 13 ton 280 kilogram uyuşturucu madde ele geçirdiklerini  anlatan Bakan Soylu şunları kaydetti:

"Bu büyük yakalamaların bize anlatmak istediği şudur. Dünyadaki zehir  kartellerinin, uyuşturucu çetelerinin, terör örgütlerinin bu işe yaptıkları  yatırım giderek artmaktadır. Uyuşturucu meselesi sadece çeşit değil, aynı zamanda  ölçek değiştirmektedir. Bakın sadece az önce saydığım 8 operasyonda ele geçen  malzemenin toplam ağırlığı, 13 bin 280 kilogram yapıyor. Sadece 8 operasyon  saydım. Ve buna İstanbul'da yakalanan 260 kilogram sentetik madde dahil değildir.  Çünkü o bir hammaddeydi ve bu 260 kilogram sentetik maddeden 260 ton bonzai  üretilmesi mümkün olabilecekti."

Uyuşturucu sorununun artık ölçek değiştirdiğini, üretim, sevkiyat ve  üretim tekniklerinin geliştiğini belirten Soylu, hem küresel ölçekte hem de  Türkiye'ye yönelik tehlikenin büyüdüğünü ve artık yakalamaların tonlarla ifade  edildiğini aktardı.

Ele geçen uyuşturucunun yakalanmaması durumunda binlerce gencin  vücuduna bu zehirlerin gireceğini vurgulayan Soylu, öte yandan terör örgütü  PKK'nın da bu ticaretten kazanacağı para ile silah alıp, canlar yakacağını  kaydetti.

Yapılan çalışmalar ve operasyonlar sayesinde uyuşturucuya bağlı ölüm  rakamlarının da azaldığını ifade eden Bakan Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben bir söz söyledim, çok eleştiri aldım. Şimdi her yerde bunu  anlatıyorum. Doğrudur, sert bir sözdü ama meselenin vehameti, açık söylüyorum  beni korkuttu. 2013'te 232'lerde olan uyuşturucuya bağlı ölümlerde 2016 rakamı 920, 2017 rakamı ise 941 olarak görünce ve buradaki hızlı yükseliş trendini  görünce, buraya müdahale etmek zorunda kaldık."

Gerek toplum, gerek ilgili bütün kurumlar ve İçişleri Bakanlığının  sorumlu tüm birimlerinin meseleye özel bir önem verdiğini ve uyuşturucuya bağlı  ölüm sayılarını neredeyse yarı yarıya azalttıklarını kaydeden Soylu, geçen yıl kasım ayı itibarıyla bu rakamın 491 olduğunu ifade etti.

Bakan Soylu, 2018 yılı genelinde ise uyuşturucuya bağlı ölüm sayısının  en fazla 600'lere çıkabileceğini bildirdi.

Türkiye'de uyuşturucu ile mücadelede bir trend yakaladıklarını anlatan  Soylu, 2016'dan 2018'e kadar operasyon sayılarının yüzde 70.3, gözaltı  sayılarının ise yüzde 56.7 oranında arttığını vurguladı.

Aynı şekilde alınan önlemler sayesinde yasa dışı kenevir ekim  miktarının da azaldığına işaret eden Soylu, "Yasa dışı kenevir ekiminde 2016'da  81 milyon kök alınıyordu. İki yılda bunu 8'de bire düşürdük. 2018 yıl sonu  itibarıyla 10 milyon yasa dışı kök kenevir ele geçirdik." diye konuştu.

UYUŞTURUCU İLE MÜCADELEYE CİDDİ YATIRIM YAPILDI

Uyuşturucu ile mücadele eden birimlere ciddi yatırımlar yaptıklarını  da anlatan Soylu, uyuşturucu satıcılarının fakir olmadığını ve altlarında son  model ve hızlı otomobillerin bulunduğunu belirterek, "Şimdi bunları bin 600  motorluk araçlarla takip edebilmek, operasyon yapabilmek mümkün değil." dedi.

Konuşmasında narkotimlerin gerçekleştirdiği başarılı sokak  operasyonlarına ilişkin de bilgi veren Soylu, uyuşturucunun en uç pazarlama  birimi olan torbacılara yönelik ciddi bir saha baskısı oluşturduklarını belirtti.

Soylu, 2018'de 19 bin 923 sokak satıcısının tutuklandığını, uyuşturucu  suçundan toplam tutuklu sayısının ise 21 bin 134 olduğunu belirterek, 2019 yıl  başından bugüne kadar ise çoğunluğu sokak satıcıları olmak üzere, 2 bin 436 kişinin tutuklandığını kaydetti.

UYUMA PROJESİ

Bakanlık bünyesinde oluşturulan UYUMA projesi kapsamında hazırlanan  mobil uygulamanın şu ana kadar 119 bin 590 vatandaş tarafından cep telefonlarına  indirildiğini aktaran Soylu, şöyle devam etti:

"Bütün vatandaşlarımızdan rica ediyorum. Lütfen bu uygulamayı indirin,  telefonunuzda bulunsun. Belki de bir genç kızımıza musallat olmaya çalışan, bir  genç evladımıza musallat olmaya çalışan bir torbacının, bir alçağın, bir insanlık  düşmanının yakalanmasına vesile olursunuz."

Teşkilat mensuplarına da seslenen Soylu, "Eğer bir kaymakam hala  indirmemişse, benim polis, jandarma arkadaşım hala indirmemişse yöneticilerimiz  hala indirmemişse biz bunu vatandaşlarımıza nasıl izah edebiliriz. Bunu bir  seferberlik haline getireceğiz." değerlendirmesini yaptı.

METRUK BİNALAR

Önemli bir çalışma ve sıkı bir takip içinde bulundukları bir diğer  konunun ise metruk binalar olduğuna işaret eden Soylu, şunları söyledi:

"Yaptırdığımız saha araştırmalarında, uyuşturucu kullanıcılarının,  maddeyi yüzde 40.7 oranında kendi evlerinde, ikinci olarak da yüzde 24.6 oranında  metruk binalarda kullandıklarını tespit ettik. Bunun üzerine metruk bina konusuna  yoğunlaştık. Rakamlarımızı ada parsel bazında yeniden güncellemeye tabi tuttuk ve  tespiti yapılan metruk bina sayısı olarak 59 bin 367 rakamına ulaştık. Bunların  yüzde 67'sini yıktık. Tesbiti yapılıp yıkılmayan metruk bina sayısı halen 21 bin  359'dur. Bu binaların da 8 bin 46'sının da yıkım kararı alınmış durumdadır.  Yıkılamayanların bazıları sit alanında, bazıları kentsel dönüşüm alanında,  bazılarının da varislerinin çokluğu nedeniyle tebligat gitmesi ve diğer süreçleri  uzuyor. Bazı bina sahipleriyle de henüz anlaşılabilmiş değil, hatta bazılarının  sahipleri belli değil. Sahipleri belli olmayan binaları da yıkıp geçin. Yıkıp  geçmek lazım. Çünkü onun sahibini bulabilmek mümkün değil. Eğer işlemlerini  yaparsak o iş 10 yıl, 20 yıl sürer. O binalarda sadece uyuşturucu yok ki her şey,  her türlü pislik var, her türlü tehdit ve taciz ortamının oluşabileceği iklim  var. Onun için bu konularda bütün valilerimize, kaymakamlarımıza, belediye  başkanlarımıza. Dozerleriniz boş durmasın. Bu mesele de atacağımız en önemli  adımlardan bir tanesidir. Yıkabildiğimizi yıkıyoruz, yıkamadığımızın da en güzel  şekilde güvenliğini almak zorundayız."

AVRUPA'NIN TAVRI NET DEĞİL

Uyuşturucunun terörün en önemli finansman kaynaklarından biri olduğunu  ve PKK'nın uyuşturucudan yılda 1,5 milyar dolar kaynak sağladığını hatırlatan  Soylu, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"Avrupa'nın bu meseleyle ilgili tavrı net değil. Bir yandan  bakıyorsunuz uyuşturucuyla mücadeleye dönük kurumlarını oluşturuyor, izleme ve  takip merkezleri kuruluyor ama öte yandan son kullanıcı noktasında anlaşılmaz  şekilde müsamahakar davranıyor. Bir yandan bütün raporlarında, Avrupa'ya  uyuşturucunun PKK tarafından temin edildiği belirtiliyor, öte yandan PKK'nın  Avrupa'daki faaliyetlerine gizli veya açık izin veriliyor. Kırmızı bültenle  aranan PKK'lılar Avrupa'da serbestçe geziyor, oturum hakkı, hatta bazen  vatandaşlık alıyor.

Şurası bir gerçek ki Türkiye, uyuşturucu ile mücadelede gelişmiş  dünyadan çok fazla destek görüyor değildir. Mücadelemizin dünyaya çok ciddi  faydası var. Yakalamalarımız sayesinde Avrupa'da uyuşturucu arzı azaldığı için  uyuşturucu pazarında fiyatlar oldukça arttı. Bu iyi bir şey. Ama bizim  önceliğimiz, elbette ki kendi ülkemiz. Bu mücadeleyi her şart ve koşulda vermek  zorundayız. Kötü olan, uyuşturucunun çeşit ve miktarının her geçen gün artması.  İyi olan, bizim kapasitemizin yükselmesi, kararlı bir mücadele ortaya koyuyor  olmamız ve bundan netice alıyor olmamız. PKK'nın iki şah damarı var. Birisi  tahakküm ettiği ve sömürdüğü belediyelerdi, ikincisi de uyuşturucu ticareti.  Birincisini tamamen kestik, ikincisine de sürekli darbe üstüne darbe vuruyoruz."

MİLLET HER ŞEYİ BİLİYOR

Kaymakamların görev yaptıkları yerlerde mahalle mahalle dolaşıp  vatandaşlarla sohbet etmesini de isteyen Soylu, "Millet her şeyi biliyor. Bu  kadar açık ve net. Sorarsanız size elinden geldiği kadar yardımcı olacaktır. O da  bu meselenin bitmesi noktasında canhıraş bir mücadelenin ortaya konulmasını  istiyor. Onun için sokaklarda ve vatandaşlarla birlikte olmalıyız." diye konuştu.

Bakan Soylu'nun konuşmasını tamamlamasının ardından toplantı basına  kapalı olarak devam etti.