Türk siyaset hayatında ilk kez referandum sürecinde bazı sendikaların, iş dünyası örgütlerinin, odalar ve borsaların oy rengi ile ilgili açıklama yapması etik açıdan tartışılırken, TÜSİAD"ın diğer örgütler gibi "evet" dememesi Başbakan Erdoğan ile arasını açtı.

Başbakan Erdoğan"ın TÜSİAD"a yönelik “Bitaraf olan bertaraf olur” şeklindeki sözlerini talihsiz bir yaklaşım olarak gören TÜSİAD “Bu yaklaşım çağdaş demokrasilerde sivil toplumun rolünü güçlendirici bir görev görmeyecektir” açıklaması yaptı.

Referandum sürecinde pek çok sendikanın, sanayi ve ticaret odasının “Evet”ten yana tavır sergilemesi, bu tür bir açıklamayı zorunluluk olarak görmesi etik açıdan tartışıladursun, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan söz konusu etik tartışmaya yeni bir boyut kattı. Erdoğan, çıktığı televizyon programında “bitaraf olanın bertaraf olacağını” söyleyerek bir anlamda tüm sivil toplum kuruluşlarından evet ya da hayır şeklinde görüşünü ortaya koymasını beklediğini ifade etti.

TÜSİAD"ı kastederek kullanılan bitaraf olanın bertaraf olacağı şeklindeki sözlere TÜSİAD dün yazılı bir açıklama ile cevap verdi.

“Referandum seçmenlerin hür iradeleri ile tercihlerini ortaya koyacakları bir halkoylamasıdır. TÜSİAD yönetim kurulu bir referandum veya seçimden önce oy tercihi açıklamaz. Kaldı ki hiçbir kurum veya kişi herhangi bir konuda tercihte bulunmaya veya bu tercihini açıklamaya zorlanamaz” denilen açıklamada şu görüşler dile getirildi:

Yanlış kıyaslama

“TÜSİAD, halkoyuna sunulacak olan Anayasa değişiklik teklifinin hazırlanış yöntemi, halkoyuna sunuluş biçimi ve içeriği hakkındaki görüşlerini, maddelerle ilgili açık ve net gerekçelere yer vererek, çeşitli vesilelerle ortaya koymuştur.

TÜSİAD"ın çalışma geleneği, kamu yararına bir dernek olarak, yıllar içinde yaptığımız raporlarla oluşan müktesebatımız çerçevesinde kamuoyuna ışık tutmaya çalışmaktır. Referanduma giden son anayasa değişiklik teklifi ile ilgili olarak da bu çerçevede bir çalışma ve sonrasında bir açıklama yapılmıştır.

TÜSİAD"ın da aralarında bulunduğu bir grup sivil toplum kuruluşunun 2001 yılındaki Anayasa değişikliklerini destekleyen ilanının, TBMM"de üzerinde uzlaşılamadığı için halkoyuna sunulan bir metne değil, tam tersine TBMM"de sağlanan uzlaşma ile hazırlanmış bir metne ilişkin olduğu ve TBMM"yi muhatap aldığı unutulmamalıdır. TBMM"ye çağrıda bulunmakla, vatandaşlara belli bir yönde oy kullanmaları çağrısı yapmak kıyaslanamaz iki ayrı durumdur.

TÜSİAD bitaraf değildir; TÜSİAD eksiksiz bir demokrasiden ve bireylerin hür iradeleri üzerindeki her türlü baskı ve vesayetin kaldırılmasından yanadır. Türkiye"nin demokrasi içinde gelişmesi ve refahı vazgeçilmez hedefimizdir. Durum böyle iken, bir sivil toplum örgütüne "Bitaraf olan bertaraf olur" şeklindeki bir uyarı, talihsiz bir yaklaşım olmuştur ve çağdaş demokrasilerde sivil toplumun rolünü güçlendirici bir görev görmeyecektir. Türkiye"de sivil toplum örgütlerinin, çağdaş sivil toplum anlayışının gereğini yerine getirerek, ancak bertaraf olma endişesi duymadan, daha müreffeh bir Türkiye"ye katkı sağlayacağından şüphemiz yoktur.”

TÜSİAD 25 Mart"ta görüşünü ortaya koydu: Paket demokrasi açığını kapatmaktan uzak

Dünkü TÜSİAD açıklamasında Anayasa paketi ile ilgili görüşlerin 25 Mart"ta TÜSİAD"ı ziyaret eden hükümet temsilcilerine iletildiği ve aynı tarihte de basın bülteni ile kamuoyuna duyurulduğu hatırlatıldı. Ayrıca paket ile ilgili görüşlerin 14 Temmuz"da Başbakan"la yapılan görüşmede dile getirildiği, basınla temaslarda da bu konudaki görüşlerin tekrarlandığı ifade edildi.

TÜSİAD 25 Mart basın bülteni “Anayasa tümüyle yenilenmelidir. Gündemdeki Anayasa paketinin içeriğinde temel sorunlar vardır ve demokrasi açığını kapatmaktan uzaktır” başlığı ile çıkmıştı. Bültende ayrıca paketin TBMM"de uzlaşmaya dayanmadığına dikkat çekilmiş muhalefetin görüşü alınmadığı için derinlik kazanmadığı vurgulanmış ve bunun ileriye yeni bir anayasa yapma sürecini de zorlaştıracağı dile getirilmişti. Bültende Anayasa Mahkemesi"nin seçilme kompozisyonuna bakıldığında yürütmenin yargı üzerindeki etkisini artırıcı endişeler ortaya çıktığı belirtilmişti. Yine aynı bültende şu görüşlere yer verilmişti:

“Anayasa paketinde HSYK ile ilgili düzenlemelerde Adalet Bakanlığı"nın kurul üzerindeki yetkisi güçlendirilmektedir. Paketteki HSYK düzenlemeleri ile Adalet Bakanı ve Müsteşarı"nın Kurul üyeliği daha da tartışmalı hale gelmektedir. Çağdaş ve bütünlüklü bir Anayasa reformunun olmazsa olmaz önşartı secim sistemi mevzuatındaki değişiklikler ve ülke barajının düşürülmesidir.”

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

"Bu iktidarla kedi-köpek gibi oynayamazsınız"

BAŞBAKAN Erdoğan, önceki gün referandumla ilgili görüşünü açıklamadığı için “Bitaraf olan bertaraf olur” diye eleştirdiği TÜSİAD"a yüklenmeye devam etti. İstanbul Grubu Dostluk Derneği"nin iftarına katılan Erdoğan şöyle konuştu: “Çok enteresan bakın. Bizim bu hazırlığımız gereklidir denildiği halde bu anayasa değişikliği için evet diyenler gazetelere tam sayfa ilan verenler çeşitli odalar... Açık konuşuyorum, ben gizli ajanda taşımam, benim ajandalarım açıktır. TOBB"un, TÜSİAD"ın, Türk İş"in, KESK"in, Kamu Sen"in, Hak İş"in, Memur Sen"in, 10-12 tane sendikanın altında imzası olan anayasa değişikliğine yönelik "evet" kampanyası vardı. Orada irade beyanında bulundular. Ben de dedim ki, "Tavrınızı orta koyun. Hayırsa hayır, evet ise evet deyin" dedim. "Bitaraf olan bertaraf olur" dedim. TÜSİAD açıklama yapmış. "Bizden kimse irade beyanı isteyemez" demiş. 2000-2001"deki irade beyanını nasıl yaptın? Bu ülkeyi sermayenin hegemonyasına terk etmeyeceğiz. Geçmişte siz iktidarları köşeye sıkıştırıp kedi köpekle oynar gibi oynayabilirdiniz ama bu iktidarla oynayamazsınız. Hayırsa hayır, evetse evet dersiniz. Karşımızda farklı, kapıdan çıktıktan sonra farklı. Biz bu tür şeylere alışık değiliz. Yedi düveli dolaşacağız, yatırım ihracat artsın diye gayret göstereceğiz ama belli bir grup var ki "Biz bu iktidar zamanında çok para kazandık ama oyumuz CHP"ye" dediler. Bizim aynı delikten bir daha sokulmaya niyetimiz yok. Onların da gerekli mesajı alması lazım. Bu mücadelede AK Parti, Saadet, BBP, STK"lar gece gündüz koşmak durumundayız. Bunu yaparken havayı bulandırıcı bir şey yapmaya gerek yok.”