Gazeteport internet sitesinde Ceren Dilekçi imzasıyla yayımlanan haber analiz şöyle:
Türkiye ekonomisi bu yılın birinci çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 11 oranındaki beklentilerin üzerinde gelen büyüme rakamıyla dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi oldu. Bununla birlikte, mayıs ayı dış ticaret açığı yüzde 104.2 oranında artışla rekor kırdı.
Ekonomistler, yüksek büyüme rakamının, Merkez Bankası'nın ekonomiyi yavaşlatmak adına aldığı önlemlerin yetersizliğinin göstergesi olduğunu, ek müdahale gerektirdiğini, dış ticaret açığında rekor artışın kontrol edilemeyecek boyutlara ulaşmasının kaygı verici olduğunu ve 2012'de Türkiye ekonomisinin düşük oranda büyüyeceğini belirttiler.
JP MORGAN: BÜYÜME HIZ KESECEK
JP Morgan raporunda, Türkiye ekonomisinin yılın ilk çeyreğinde olanca hızıyla büyümeye devam ettiği ve büyüme rakamının, JP Morgan’ın öngörüsü yüzde 9,6 ile piyasa tahmini yüzde 9,7'nin üzerine çıktığı kaydedildi.
 Sınai üretim ve imalat kapasitesi verilerinin ekonomik aktivitenin 2.çeyreğinde hatırı sayılır derecede hız keseceğini gösterdiği belirtilirken, verilerin MB’nın üzerindeki piyasa baskısını arttırarak MB ile hükümet arasındaki sıkılaştırmayı arttırabileceği kaydedildi.
Merkez Bankası'nın ekonomik aktivitedeki yavaşlamayı vurguladığı bu süreçte ve küresel büyümenin üzerindeki belirsizlikler devam ettiği sürece, MB'nın büyüme rakamlarına tepki vermeyeceği belirtildi.
Merkez Bankası'nın gelecek birkaç hafta içerisinde günlük dolar alımlarını büyük ihtimalle iptal edeceği fakat yılın son çeyreğine kadar faiz artışına gitmeyeceğinin altı çizildi.
Enflasyondaki alışılmadık artış ve TL’nin zayıflaması olarak sayılabilecek iki faktörün, Merkez Bankası’nın eli kulağında reaksiyon göstermesini tetikleyen iki unsur olabileceği fakat İkisinin JP Morgan'ın baz senaryosunda yer almadığı kaydedildi.
Raporda, mali sıkılaştırmayı takiben talebi düzenlemeye yönelik Merkez Bankası ile BDDK’nın aldığı tedbirlerle ekonomik aktivitenin yılın geri kalanında hız keseceği belirtildi. Bu nedenlerden dolayı JP Morgan öngörüsünün 1. Çeyrekteki sert büyüme rakamına rağmen yıllık yüzde 5,6 olarak sabit tutulduğunun altı çizildi.
Nouma Raporu'nda ise ekonomik aktivitenin çok güçlü olduğu ve faiz arttırımının 3. çeyrekte gelebileceği kaydedildi.
TSKB: AŞIRI ISINACAĞIZ
TSKB Raporu'nda ise özel tüketim ve yatırım tarafındaki güçlü seyrin, son dönemde piyasada sıkça duyulan “aşırı ısınma” konusunu bir kez daha
gündeme taşıyabileceği belirtilerek şunlar kaydedildi:
''Mevsimsellikten arındırılmış verilere bakıldığında, 8 çeyrektir büyümeye devam eden Türkiye ekonomisinde, özel tüketim ve yatırımların ekonomik aktivitenin kuvvetli destekçisi olmaya devam ettiği, diğer yandan genişleyen dış ticaret açığının büyüme üzerinde negatif katkı yaptığı izleniyor. Özel tüketim ve yatırım tarafındaki güçlü seyir, son dönemde piyasada sıkça duyulan “aşırı ısınma” konusunu bir kez daha gündeme taşıyabilir. 2011 birinci çeyrek büyüme rakamları, bu söylemi teyit edecek niteliklere sahip olsa da yılın ikinci çeyreğine dair verilerde gözlenen seyre bağlı olarak “aşırı” ısınma tabirini kullanmak için verilerin bir müddet daha izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yılın geri kalan bölümünde, gerek sanayi üretimi ivmesinde gözlenen düşüş, gerekse TCMB politikalarının kredi büyümesi üzerindeki etkilerine bağlı olarak ekonomik büyüme hızının azalmasını öngörüyoruz. 2011 yılında ekonomik büyümenin %6.9’a kadar çıkması olası iken Türkiye ekonomisinin yılın tamamında % 6’nın üzerinde bir büyüme sergilemesini kuvvetle muhtemel görüyoruz.''
Oyak Yatırım Raporu'nda ise büyümenin sürdürülemeyeceği ve  Oyak Yatırım'ın 2011 yıl sonu büyüme tahminini yüzde 7'den yüzde 6'ya çektiği kaydedildi.
İSO BAŞKANI: DIŞ TİCARET AÇIĞI ENDİŞE VERİCİ
İSO Yönetim Kurulu Başkanı C. Tanıl Küçük yaptığı açıklamada, ihracat-ithalat farkının bu boyutta yüksek olmasının daha önce de birçok kez ifade  edildiği gibi cari işlemler açığının 80 milyar doları bulabileceğine işaret etmek olduğunu belirtti.Küçük'ün konu ile ilgili açıklaması şu şekilde:
 "2011 yılının ilk üç ayında GSYİH, beklentiler doğrultusunda iki haneli olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılı ilk çeyrekteki %12'lik büyümenin üzerine gelen %11 oranındaki artış oldukça sevindiricidir. Sanayi sektörümüz her zaman olduğu gibi 2011 yılının ilk çeyreğinde de büyümeye önemli katkı sağlamış ve lokomotiflik görevini yine başarı ile yerine getirmiştir. Büyümenin 3,1'lik puanı tek başına imalat sanayimizden gelmiştir. Öte yandan, GSYİH'daki artışa harcama bazında baktığımızda, ekonomiyi soğutma çabalarına rağmen, hane halkı tüketimindeki canlanmanın artarak devam ettiğini görmekteyiz. Özel sektör yatırım harcamalarındaki %38,3'lük artış ise birinci çeyrek büyümesinin en dikkat çekici ve memnuniyet verici  gelişmesidir. Ancak bu olumlu gelişmelerin yanında mal ve hizmet ihracat-ithalat açığındaki artış endişe vericidir. İhracat-ithalat farkının bu boyutta yüksek olması, daha önce de birçok kez ifade ettiğimiz gibi cari işlemler açığının 80 milyar doları bulabileceğine işaret etmektedir. 2011'in kalan çeyreklerinde de büyümenin yüksek oranlı ama sağlam zeminde devam edebilmesi için sanayimiz başta olmak üzere reel sektörü destekleyici önlemler mutlaka alınmalıdır."
İTO BAŞKANI: ÖZEL SEKTÖRÜN ÖNÜ AÇILDI
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, ekonominin ilk çeyrekte yüzde 11’lik rekor büyümesini değerlendirdi.
Yalçıntaş, özel sektör sabit yatırımlarının yüzde 38.3 artmasının iş dünyasının ekonomiye güveninini ve geleceğe ümitle baktığını gösterdiğini kaydetti. Türkiye’de büyümeyi özel sektörün sırtladığını dile getiren Yalçıntaş, hükümetin ve ekonomi yönetiminin özel sektörün önünü açmasını başarı anahtarı olarak nitelendirdi.
Başkan Yalçıntaş, açıklanan büyüme oranının baz etkisinden arındırılmış olduğuna da dikkat çekti. Yalçıntaş, “2010 yılındaki büyümeler, baz etkisi olarak değerlendiriliyordu. Bu yıl ise net bir büyüme olduğunu söyleyebiliriz. 2010’un ilk çeyreğindeki yüzde 12’lik büyüme göz önüne alındığında, 2011 yılının ilk çeyreğindeki rekor büyümede baz etkisinin olmadığı görülmektedir” dedi.
Yalçıntaş, 2010 yılının son çeyreğinde de özel sektör sabit sermaye oluşumunun yüzde 49.5 yükseldiğini hatırlattı. Yalçıntaş, “Türkiye bu yatırımların neticesi olarak ilk çeyrek itibariyle dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisi oldu. Bu dönemde ABD yüzde 0.4, Fransa yüzde 1, Almanya yüzde 1.5, İtalya yüzde 0.1, İngiltere yüzde 0.5 büyüdü. Türkiye rekor tablosunda ise yüzde 9.9 büyüyen Arjantin, yüzde 9.7 büyüyen Çin’in önünde bulunuyor. Bu neyi gösteriyor? Bu elbette Türk özel sektörünün, Türkiye ekonomisinin geleceğiyle ilgili güveninin tam olduğunu gösteriyor” diye konuştu.
 
GAZETEPORT