2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü dolayısıyla bir açıklama yapan TEMA İl Temsilcisi Özdemir, “Dünya genelinde 106 önemli su havzasının 1/3 ne tekabül eden arazilerin önemli bir kısmı, tarımsal, kentsel ve endüstriyel kullanıma açıldı. Dünyadaki doğal sulak alanların tahminen yüzde 50’si tarım yada diğer amaçlar için kurutuldu. Bozulan sulak alanlardaki bitki örtüsünün yüzde 90’ı yok oldu. Derinlikleri genelde 6 metreye kadar olan sığ göl, lâgün, deltalar, korunaklı kıyılar, su dolaşımına sınırlı olan bölgeler sulak alan olarak nitelendirilir. Günlük yaşantımızda pek farkında olamasak da sulak alanlar hayatta kalmak için korumamız ve yaşatmamız gereken çok önemli ekosistemlerdir. Dünyanın dört bir yanındaki sulak alanlar hiçbir karşılık beklemeden ekosistem hizmetleri sunar. Sulak alanların bu özellikleri, etkilerini her geçen gün ağırlaştırarak hissettiren iklim değişikliği ve buna bağlı su krizleri nedeniyle artık çok daha önemlidir. Suyun doğal döngü ve akışına müdahale etmeyen, sulak alanlar ve havzaları sahip oldukları ekosistemlerle birlikte planlama süreçlerinin merkezine koyan bir yaklaşımı yarın değil bugün sahiplenmek zorundayız” dedi.
“20. yüzyılın su stratejileri çoğunlukla doğa ile işbirliği içinde değil, doğaya karşı hareket etti” diyen Özdemir, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Büyük barajlar, setler, kanallar ve diğer büyük mühendislik projelerinin egemenliğindeki bu stratejiler, dünyanın büyük bölümünün içme suyuna, gıdaya, elektriğe ve sel denetimine kavuşmalarını sağladı. Ama aynı zamanda doğaya aşırı müdahale, ekolojik dengeyi ve su ekosistemlerinin işlevlerini büyük ölçüde bozdu. TEMA Vakfı olarak, Dünya Sulak Alanlar Günü’nde hükümetlerin su politikalarını ve uygulamalarını, tatlı su ekosistemlerini ve bu ekosistemlerin değerli hizmetlerini koruyacak şekilde düzenlemesi gerektiğine dikkat çekiyoruz. Bu kapsamda TEMA Vakfı’nın hazırladığı ve kamuoyu ile paylaştığı Yeni Anayasa Taslağı önerilerinde vurguladığımız gibi su ‘kaynak’ değil ‘varlık’ olarak tanımlanmalıdır. Yaşamsal nedenlerle tüm canlıların suya erişme hakkı olduğu kabul edilmelidir. TEMA Vakfı’nın Yeni Anayasa Önerileri metni ve hazırlamış olduğu ‘Su Yasası Taslağı’ dikkate alınarak hazırlanacak bir Su Yasası’na acilen ihtiyaç vardır”