Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te
Aydınpost'a abone olun
Aydınpost'a Google News'te abone olun
İtalyan otomotiv devi
Fiat, 1960’ların başından itibaren
Türkiye’de otomobil üretim yapmak için can atar. Aynı şekilde Fiat traktörleri satan Vehbi Koç’ta özellikle Anadol projesinden sonra yeni bir fabrika daha kurmak ve sac karoserli otomobil üretmek istemektedir.
İki taraf da istekli olmasına karşın, ortadaki pürüzlerin giderilmesi ve el sıkışılması 1968’e kadar uzar ve
Türk Otomobil Fabrikası A.Ş. (TOFAŞ) kurulur.
Başlangıçta
Fiat, minik “850” modelinin üretilmesini önerir. Buna karşılık Vehbi Koç, aracın biraz daha büyük olması gerektiğini söyler. Bunun üzerine 1966’da oldukça sansasyonel bir şekilde (paraşütle bir uçaktan atılan model) lanse edilen, 1967 yılında da
“Avrupa’da Yılın Otomobili” ünvanını kazanan
Fiat 124’te karar kılınır.
Fabrikanın temeli 1969 baharında atılır ve 22 ayda tamamlanır. Araca yerli bir isim bulunması istenir. Herkesin bir otomobil alma isteği olduğunu anlatan
“bir araba alma muradı” sözünden yola çıkılarak, otomobilin adının
“Murat” olmasında karar kılınır. İşte
Murat 124 o gün tarihe adını yazdırır.
İlk yıl
7 bin 831 araç üretilirken, 1975’te
29 bine kadar ulaşılır.
65 HP gücündeki 1.200 cc’lik motor versiyonuyla üretilen Murat 124, 1976 yılına kadar hayli popüler bir model olarak kalır. Yaklaşık
135 bin adet üretilir. Rallilerin de vazgeçilmez otomobillerinden biri olur.
Efsane otomobile neden
“Hacı Murat” deniliyor sorusu birçok kişi tarafından merak ediliyor. Bu konuyla ilgili iki tane “efsane” var.
Bunların
ilkine göre, 1970’li yıllarda hacca arabayla gitmek serbest bırakıldı. Birçok kişi sıra bekleyerek aldığı Murat 124’lerle hacca gidip geldi. Dolayısıyla araçlara da bu lakap verildi.
Diğer efsaneye göreyse, Murat 124’ler için
“Hacı” lakabı, 90’lı yılların sonunda kullanılmaya başlandı. Sebebiyse, yaşlanmış bir model olmasından ileri geliyordu. Artık hangisi doğruysa...