Muhtar Ertuğrul Özdemir, mahallesinde bulunan bazı resmi kurumların arasındaki çeşitli yazışmaların ve tebligatların uygulanan bürokrasi nedeniyle hem zaman hem de ekonomik kayba neden olduğunu iddia etti. Sürekli yaşadıkları sıkıntılarla ilgili olarak bir örnek veren Özdemir, Muhtarlığına 18 Temmuz'da yazılmış bir yazının 4 gün sonra ancak 22 Temmuz’da postaya verildiğini ve evrağın sadece 100 metre ilerideki muhtarlık binasına 16 gün sonra gelebildiğini belirtti.
100 metre ötedeki muhtarlık binasına ulaştırılması için postaya verilen evrağın ekonomik açıdan da ek bir masraf getirdiğine işaret eden Özdemir, “Sayın Valimiz de bürokrasiye tepki göstererek ‘Atalarımız İstanbul Boğazındaki kaleleri 120 günde tamamlamışlar. Bizler 45 günde ihale yapamıyoruz’ demişti. Devletteki bu savurganlık, zaman kaybı ve işlerin geri kalması bürokrasi açısından bir takım olumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Şehir içinde 1 mektup 12 günde ulaşırsa; bu çağda bir başka kazaya, bir başka köye, bir başka ile, bir başka ülkeye kaç günde ulaşır. Tasarruf tedbirleri işte Resmi kurumlarca böyle uygulanıyor. Bir fakir vatandaş için yardım istendiğinde para yok. Kimse yardım etmez ama devletin parasını bu şekilde çarçur ederiz. Sanki bu ödeneği, bu ayrılan parayı harcamaya mecburmuşuz gibi 100 metrelik mesafedeki yere posta ile evrak göndeririz. Resmi kurumun elemanlarını, araçlarını başka yerlerde başka amaçlarla kullanırız. Bunun adı kemer sıkma politikası, vatan severlik midir?” dedi.
Kısa mesafedeki bir yer ile posta vasıtasıyla yazışmanın çok anlamsız olduğunu öne süren Özdemir, “Bu nedenle devletin parasını çarçur eden bol keseden harcayan tüm kurum ve kuruluşları kınıyorum. Bu harcanan her kuruşta binlerce yetimin hakkı var. Yarın bu paraları arayacağız, bir zamanlar 5 Kuruşa muhtaç olduğumuz günleri unutmayalım. ‘Ne oldum değil ne olacağım’ demelidir. Lütfen tüm kurum ve kuruluşları uyarıp bu konularda daha duyarlı olmayı hep birlikte mücadele ederek kazanacağımıza inanıyorum” şeklinde konuştu.