MHP Kadın Kolları Genel Başkanlığı, AKP iktidarının, "kadınların fıtratı" açıklamasıyla kadınların haklarını ve hareket alanlarını din çerçevesinde kısıtladığını belirterek, hükümeti, yüzde bin 400 oranında artış gösteren kadına yönelik şiddete karşı önlem almamakla suçladı.

MHP Kadın Kolları Genel Başkanlığı tarafından "Uluslararası Kadına Karşı Şiddete Hayır Günü" nedeniyle yapılan açıklamada, Türkiye"de kadınların, hayatlarına mal olabilecek kadar ciddi bir ölçüde şiddete maruz kaldığına dikkat çeklerek, bu vahim tabloya karşın AKP iktidarının 2002 yılından bu yana yol kat edemediği belirtildi. Adalet Bakanlığı"nın verilerine göre; töre ve namus cinayetlerinin de aralarında bulunduğu değişik nedenlerle öldürülen kadın sayısının 2002 yılında toplamda 66 iken, bu sayının her yıl artarak 2004"te 164"e, 2005 yılında 317"ye, 2006"da 663"e yükseldiği kaydedilen açıklamada, "2007 yılında ise 1011 kadın öldürülmüştür. 2009 yılının sadece ilk 7 ayında 953 kadın cinayeti işlenmiş; 15 bin sanığın ancak 3"te biri cezalandırılmıştır. Cezalandırılan faillerin hemen tamamı ise "haksız tahrik" indiriminden yararlanarak hafif cezalar almışlardır" denildi.

-KADINA KARŞI ŞİDDET YÜZDE BİN 400 ARTTI-

Bu verilere göre Türkiye"de şiddet gören kadınların yüzde bin 400 arttığının bizzat Adalet Bakanlığı tarafından açıklandığı ifade edilen açıklamada, AKP hükümetinin bu tespit ve kabule rağmen kadına yönelik şiddete ilişkin önlem almadığı vurgulandı. Açıklamada, kadınlara karşı uygulanan cinsiyete dayalı şiddetin, kendini ekonomik alanda da gösterdiği, Türkiye"de genelindeki kadınların iş gücüne katılma oranının 2009 yılı için yüzde 26 olduğunu belirtilerek şunlar denildi:

"Mevcut hükümetin kadın-erkek eşitliğine ilişkin tavrı ve politikaları yavaş yavaş değişse de iktidar uzun bir müddet kadın ve erkeğin fıtratının, yani yaratılıştan gelen özelliklerin aynı olmamasına vurgu yapmıştır. Hiç kimse yaradılıştan gelen farklılıklara ve cinslerin birbirlerine karşı üstün olan özelliklerine söz söyleyemez ve bu, tartışma konusu dahi olamaz. Bugün gelişmiş ülkelerdeki kavram "toplumsal cinsiyet"tir ve bu kavram çerçevesinde kadın ve erkek, yurttaş olmanın ve tabi ki insan olmanın hak ettiği saygıyı görmekte eşit haklara sahip olmalı ve aynı saygın muameleyi görmelidir. Şiddet yanlısı olanlar ve buna prim verenlerce eşitlik talebinin aynılık talebi olmadığı anlaşılmamakta veya anlaşılmak istenmemektedir. Eşitlikten kastedilen, kadın-erkek tüm yurttaşların, temel hak ve özgürlüklerden eşit bir şekilde yararlanmasıdır. Bugünkü iktidar, "kadınların fıtratı" açıklamasıyla kadınların haklarını ve hareket alanlarını din çerçevesinde kısıtlamaktadır. Ayrıca şiddet gören kadınlara ve çocuklara sığınak ve rehabilitasyon sağlama görevini tam olarak yerine getirmemektedir. Kadınlarımız, iyiliksever insanların insafına terk edilmiştir."

-EĞİTİM DÜZEYİ ŞİDDETİ ENGELLEMİYOR-

Hayatlarının her alanında şiddete maruz kalan kadınların evli ya da bekâr olmalarının; eğitim düzeylerinin ne olduğunun bu durumu değiştirmedi belirtilen açıklamada, "Kadınlara şiddet uygulanması bir insan hakkı ihlalidir. Bu nedenle, İnsan Hakları Sözleşmesine, Çocuk Hakları ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmelerine taraf olmuş Devlet, her bir kadının ve kız çocuğunun can güvenliğini, beden dokunulmazlığını, haklarını ve sağlığını korumak yükümlülüğü altındadır. Bu yükümlülük, Devletin asli görevi olmakla hükümetlerin yerine getirmesi zorunlu icraatlarındandır. Kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmak, herkesin görev üstlenmesi gereken bir mücadele alanıdır. Bu tespitler ve yüksek sorumluluk duygusu ile Milliyetçi Hareket Partisi, Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılık ve Şiddeti Önleme konusunda milli, manevi ve evrensel değerlerle kadınlarımızın yanındadır" denildi.