Denizli’nin değerinin kendisi için farklı olduğunu belirten Bakkal, "Çok şehirde, çok kulüpte çalıştım. Denizlispor’un benim ve ailem için anlamını bilmeyen de yoktur. Başkanın sağ olsun döne dolaşa yaptığı pres döneminde, yakın çevrem, kulübün yakın geçmişine bakanlar sağ olsunlar, ’Gitme hocam sen delirdin mi’ deyip durdular. ’Hayır’ desem vicdanım razı gelmiyor, ’Evet’ desem, ’Ya düşersek, kurtaramazsak’ endişesi peşimi bırakmıyordu. Başkanın baskısı, Denizli kentinin ileri gelen isimlerinin arayıp çağrıları, kalbimdeki ve ailemdeki Denizli sevgisi bu teklifi kabul etmemle sonuçlandı. Bu sene küme de düşebilirdik. Şükürler olsun ki aldığı sorumluluğu yerine getirmiş bir teknik adam olarak karşımızdayım" dedi.

"Öncelikle bu süreçte uykusuz geceler geçiren ekibime, büyük bir sorumlulukla çalışan, kimi zaman sakatlıklarına rağmen arkadaşlarını yalnız bırakmayan, taktik disipline sadık kalan oyuncularıma, tesiste çalışanlara, kulüp personeline teşekkür ediyorum" diyen Bakkal, "Son olarak, ligin son dönemlerinde takıma harika omuz veren taraftarlarımıza da çok teşekkür ediyorum. Öncelikle Denizlispor camiasına, kulak kabartırlarsa Türk futbolu ile ilgilenenlere seslenmek istiyorum. 23 Ocak’ta göreve başladım, bugün 18 Mayıs ve hep birlikte Denizlispor’un dönüşü olmayan yola girmesini engelledik. Teknik heyetim ve oyuncularımla birlikte 14 lig maçına çıkıp 27 puan topladık ve ne mutlu ki bize ligin bitimine 1 hafta kala ligde kaldık.

Bu borçla, şehirdeki moralsizlikle, transfer yasağıyla inanın bana 2’nci Lig’den dönüş çok zor olurdu" şeklinde konuştu