Kent Hastanesi psikoloğu Nezahat Bingöl, çocuğun yaşamında okulun aileden sonra ikinci toplumsal kurum olduğunu, okula yeni başlayanların okulla ilgili ilk tepkilerinin önemli olduğunu söyledi.

Okula sağlıklı bir başlangıç için çocuğun aileden ayrılıp okula uyum sağlayacak kadar duygusal olgunluk düzeyine ve kendi yaşına uygun öğrenme yeteneklerine sahip olması gerektiğini ifade eden Bingöl, şöyle konuştu:

“Okul, çocuğun gelişiminde yürüme, konuşma gibi önemli aşamalardan biridir. Her yeni aşama aile için doğal hayat krizidir ve uyum gerektirir. Çocuğun hiç tanımadığı, bilmediği bir sosyal çevreye girmesi uzun bir uyum süreci gerektirebilir. Okula alışma dönemi ortalama 2-3 haftadır. Bu dönemin sağlıklı geçirilebilmesi çocuğun okula ne kadar hazırlıklı olduğuyla ilişkilidir. Okula başladığında çocuk yeterli bedensel, zihinsel, ruhsal ve sosyal olgunluğa erişmişse önemli sorunlar yaşamaz. Okula sağlıklı bir başlangıç için çocuğun anne ve babadan ayrılıp okula uyum sağlayacak kadar duygusal olgunluk düzeyine ve kendi yaşına uygun öğrenme ve kavrama yeteneklerine sahip olması gerekmektedir.”

Evden ayrılabilme başarısını gösteremeyen çocukların okula uyumunun zorlaştığını belirten Bingöl, “Dolayısıyla okula korkuyla giden, hep evi düşünen bir çocuğun kendini öğrenmeye vermesi de kolay olmaz. Yeterli sosyal deneyimi olmamış, aileye aşırı bağımlı yetişmiş çocukların uyum dönemini kolay aşamadığı görülür” dedi.

Okul fobisi

Okula ve çevresine 2-3 haftada uyum gerçekleştiremeyen çocuklarda okula verilen tepkinin giderek arttığına ve okul saatlerinde ağrı, kusma gibi tepkiler oluşabileceğine dikkati çeken Bingöl, bunu aşmanın yolunun öncelikle sevecen bir öğretmenin desteğiyle çocuğun okula gitmesi için kararlı ve kesin bir tavır almak olduğunu ifade etti.

Okula gitmenin ertelendiği her saatin sorunun büyümesine yol açacağını bildiren Nezahat Bingöl, şunları söyledi:

- Çocuğun okula devamı için net bir tavır alınmalı ve mümkünse ilk günler tercih ettiği aile büyüğü ile okula hemen devamı sağlanmalıdır.
- Çocuklar anne ve babanın duygu ve davranışlarından etkilenir. Anne ve baba okulla ilgili konuları çocuğa aktarırken kaygılı görünmesi veya çocuğun okula gidişini sürekli ve abartılı şekilde dile getirmesi çocuğun sıra dışı bir durumla karşı karşıya kaldığını düşünmesine, korkmasına ve endişeye kapılmasına neden olur.
- Okula başlamanın normal olduğunu çocuğa hissettirmelisiniz. Okul yaşantısıyla ilgili olarak çocukları kandırmak yerine onlara somut ve gerçekçi bilgiler vermelisiniz.
- Çocukların okul yaşantısına hazırlanırken bu süreçte yetişkin gibi davranmasını beklememelisiniz.
- Oyuna karşı düşkünlükleri, yeme içme ve özellikle tuvalet ihtiyaçların gidermede özellikle ilk günlerde sorunlar yaşayabileceğini akıldan çıkarmamalısınız.
- Çocukların ilk günlerde davranışlarından dolayı eleştirilmeleri ve cezalandırılmaları olumsuz bir okul kaygısı geliştirmesine neden olabilir.
- Çocukla okulda vedalaşmanın uzun tutulmaması ve sınıfın önünde gereksiz yere oyalanmamak gereklidir.”/hürriyet