Ülkücülerin, MHP'ye karşı yapılmak istenen operasyonlara izin vermeyeceğini savunan Yavaş, partilileri kenetlenmeye çağırdı.
MHP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Mansur Yavaş, partideki kaset skandalları üzerine bir kez daha Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye 'iyi niyet' mektubu gönderdi. İlk olarak mart ayında Bahçeli'ye bir mektup gönderen ve partinin ekseninden kaydığı uyarısını yapan Yavaş, Balyoz sanığı Engin Alan'ın aday gösterilmesi halinde kendisinin milletvekili adayı olmayacağını bildirmişti. Nitekim Alan'ın adaylık başvurusunun ardından kendisi müracaat etmeyerek listelere girmemişti. Dün bir kez daha Bahçeli'ye seslenen MYK üyesi, bu kez kaset komplosuna karşı yönetimin yanında yer aldı. Bu tezgâhın, siyaset mühendisliği yapan organize suç örgütlerinin işi olduğunu ileri süren Yavaş, ülkücülerin, partilerine karşı yapılmak istenen operasyonlara izin vermeyeceğinin altını çizdi. MHP'li siyasetçi, operasyon sahiplerine de meze olmayacaklarını ifade etti.
 
'Değerli Kamuoyuna' sözleriyle başlayan mektupta, son zamanlarda yaşanan olaylarla ilgili bir açıklama yapma zarureti doğduğu kaydedildi. Yavaş, şu görüşleri dile getirdi: "Siyaset mühendisliği yapan organize suç örgütlerinin, Türkiye siyasetinin; bu şekilde ortaya atılan veya şantaj amacı ile gizli tutulan ses ve görüntü kayıtlarıyla alçakça şekillendirilmesi veya yönlendirilmesi amacını güttüğü şüphesizdir. Son günlerde yaşanan olaylar sadece siyaseti yeniden şekillendirme amacını aşmış olup, artık hedef, hayatlarının sadece belli bir kesitini değil, neredeyse tamamını ülkücü harekete bahşetmiş olanlara, MHP'nin kurumsal kimliğine, tüzel kişiliğine, geçmişimize, anılarımıza ve ülkümüze saldırı halini almıştır. Ülkücü hareketin ne kadar ambalajlanırsa ambalajlansın hiçbir dayatmaya teslim olmayacağı kuşkusuzdur."
 
Mansur Yavaş, ülkücü hareketin itibarsızlaştırma kampanyasının başarılı olamayacağını belirtti. Bu tür komplolar ile bitirilmesi veya yolundan döndürülmesinin de mümkün olmadığını vurguladı. Yapılan saldırılar karşısında herkesin birbirine ve davasına kenetlenmesi zorunluluğu doğduğuna işaret ederken 'yüzde 25 oy' hedefi gösterdi. Yok edilmek istenen bir fikir hareketine karşı yapılan saldırıya verilecek cevabın en az yüzde 25 oy alarak iktidara ulaşmak olduğunu kaydetti. Ülkücü hareketin hafif bir silkinmeyle dahi bu hedefi gerçekleştirebilecek güç ve kudrete sahip olduğunu savundu.