ANTALYA'daki bir psikiyatri merkezi, ihmal edilmiş bir konuya el attı ve öldürülen PKK'lıların travma yaşayan çocuklarına 'barış terapisi'  vermek için harekete geçti.
 
Dünyanın dört bir yanından aile içi şiddet, cinsel istismar ve benzeri sebeplerden dolayı psikolojik travma yaşayan çocukların tedavi için geldiği Ruhbilim Okulu adlı psikiyatri merkezinin kurucusu Dr. Murat  Kemaloğlu, öldürülen PKK'lıların çocuklarını topluma kazandırmak için hazırlanan projeyi ilk kez AKŞAM'a anlattı.
 
14 yaşında dağa çıkıp PKK'ya katılan, yıllarca cezaevinde yattıktan sonra tahliye edilen Şehmus Ay'ı işe alarak topluma kazandıran ve kitaplar yazmasını sağlayan Kemaloğlu çok konuşulacak projeyi Ay'dan esinlenerek hazırladı
 
ESKİ PKK'LI BULACAK
 
Projenin amacını 'babaları faili meçhul cinayete kurban gitmiş ya da çatışmada ölmüş PKK'lı olan çocukların şiddet eğiliminden uzaklaşıp yaşadıkları travmayı atlatmaları ve topluma kazandırılmaları' diye özetleyen Kemaloğlu, projeyi topluma karşı bir sorumluluk olarak gördüklerini söyledi. Psikoterapinin önemine de dikkat çekmek istediğin belirten Kemaloğlu şöyle devam etti: 'Ruhsal sorunlar doğru dürüst bir psikoterapi ile çözülemediği zaman, o memlekette hastanelerin ve mahkemelerin yükleri artar. Ruhsal sorunlar çözülmedikçe çatışma kültürü yerini barış kültürüne bırakamaz. Amacımız 100 hastayı tedavi etmek.
 
Gücümüz bu kadar. Eğer Avrupa Birliği'nden de kaynak gelirse ya da toplumsal destek gelirse bu rakamı daha da artırabiliriz.'
 
ŞİDDET BENLİĞE İŞLEMİŞ
 
Kemaloğlu, bu çocukları bulma görevini de eski PKK'lı olan yardımcısı Şehmus Ay'a verdi. Ay, ilk olarak kocası 16 yıl önce öldürülen ve cezaevinde dünyaya getirdiği çocuğuyla Antalya'da yaşayan bir anneye ulaştı. Babasının öldürüldüğünü öğrendikten sonra içine kapanan 16 yaşındaki genç, ailenin ikna olması halinde hemen psikoterapi seanslarına başlanacak.
 
Şehmus Ay özellikle Güneydoğu'da 90'lı yıllarda binlerce kişinin öldürüldüğüne dikkat çekerek gözlemlerini şöyle anlattı: 'On binlerce çocuk çatışma ortasında, silah gölgesinde babalarının yakınlarının acısıyla büyüdü. Kamuoyunda 'taş atan çocuklar' olarak bilinen gençlerin büyük bölümü de aile fertlerini kaybedenlerden oluşuyor. Bu çocuklar kendine vazife çıkarıyor, şiddet benliklerine işlemiş. Ağır travma geçirmişler. Toplumsal barış istiyorsak, bu çocukları el uzatılması gerekiyor. Silahlar sussa bile bu sorun yine ülkenin önünde durur. Ruhsal yaraların iyileştirilmesi şart.'
 
akşam