Aydın Barosu Kadın Hakları Komisyonu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasına Aydın Baro Başkanı Anıl Yetiştkin ve yönetim kurulu üyeleri ve Aydın Barosu Kadın Hakları Komisyonu üyeleri katıldı. Basın toplantısında açıklamalarda bulunan Aydın Barosu Kadın Hakları Komisyonu Başkanı Av. Melisa Atlı, 1999 yılında 25 Kasım’ın, Birleşmiş Milletler tarafından, “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” olarak benimsenmesine karar verildiğini, bugün kadın haklarına, şiddetten arınmış toplum hayatına dikkat çekme ve hatırlama, temel insan haklarını yüceltme vesilesi olduğunu, bugün de kadınların özgür, eşit ve şiddetten arınmış yaşam haklarına ilişkin mücadelelerin devam ettiğini söyledi. 
“HER TÜRLÜ ŞİDDETİN KARŞISINDA DİMDİK DURUYORUZ”
Sadece ülkemizde değil, dünyanın birçok ülkesinde kadınlar, adalet, eşitlik, özgürlük mücadelesi veriyor. Yanı başımızda İran'da Mahsa Amini'nin başörtüsü gerekçe gösterilerek öldürülmesinin ardından güçlenen kadın hareketini selamlıyoruz. Kadına yakıştırılan tüm rollerin aksine, toplumda kadına biçilen her türlü cinsiyetçi rollerin ortadan kaldırılması, kadının acıya razı olduğu ön kabulünden toplumun arındırılması, kadının tüm bireylerle eşit haklara sahip insan olduğu bilincinin yerleştirilmesi için çalışmaya devam çağrımızı yineliyoruz. Kadına yönelik şiddet, bugün tüm dünya toplumlarının demokratik var oluş, kalkınma ve refahlarının gelişmesinin ve kadınların insan hakları ve onuruna yaraşır biçimde yaşam sürmelerinin önündeki en büyük engellerden biridir. Şiddet hem kadınların hem de toplumun tamamının iyi olma haline, cinsiyeti ve konumu ne olursa olsun toplumun her ferdi açısından taşınılamaz bir maliyet yüklemektedir. Bu nedenle kadın hareketi olarak on yıllardır kadına yönelik şiddetin sona ermesi, cinsiyet eşitliğini sağlama ve kadınlara karşı şiddeti önlemeye yönelik politikalar izlenmesi yönünde mücadele veriyoruz. Kadına yönelik şiddeti reddediyoruz, her türlü şiddetin karşısında dimdik duruyoruz.” diye konuştu.  
“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'NİN YENİDEN YÜRÜRLÜĞE KONULMASI, ÖNCELİKLİ TALEPLERİMİZDİR”
Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması devletin sorumluluğunda olduğunu kaydeden Atlı, “Özel ve kamusal alanda kadına yönelik şiddet hala devam ediyorsa, kadınlar güvende olmaları gereken alanlarda dahi tanımadıkları erkekler tarafından şiddete uğruyorsa, aldıkları koruma kararlarına rağmen öldürülüyorsa, bunun nedeni ,şiddetle etkin ve kararlı şekilde mücadele edilmemesi aksine, kadınların insan haklarını ve en önemlisi yaşam haklarını koruma altına alan kanun ve uluslararası sözleşmeleri kaldırmaya yönelik saldırılar karşısında devletin etkisiz kalmasındandır. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için 6284 Sayılı Kanun ve imzalamış olduğumuz uluslararası sözleşmeler başta olmak üzere kadın haklarını güvence altına alan mevzuatımızın devletin her bir organı tarafından eksiksiz uygulanması, uygulamanın etkin denetlenmesi, toplumsal cinsiyete duyarlı eşitsizliği ortadan kaldıran politikalar üretilmesi, kadına yönelik şiddet suçlarında etkin ve caydırıcı cezalar verilerek bu cezaların infazının eksiksiz tamamlanması ile temel bir insan hakları belgesi olan İstanbul Sözleşmesi'nin yeniden yürürlüğe konulması, öncelikli taleplerimizdir.” şeklinde konuştu. 
“MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ”
Kadın cinayetleri artarak devam ettiğini dile getiren Atlı, “10 Ocak 2022 tarihinde meslektaşımız Dilara Yıldız bir avukat olarak faile karşı tüm hukuki yolları kullanıp failin şiddet uygulama riskini devlet erkinin önüne apaçık iletmişken ilgili tedbirlerin etkin uygulanmaması sebebiyle kamuya açık bir alanda kolluk kuvvetlerinin yanı başında katledilmiştir. Bu da bize mevzuatın ve şiddete yönelik kararların etkin uygulanmasının, uygulamanın denetlenmesinin önemini acı bir şekilde kanıtlamıştır. Kadınlara yönelik şiddet yalnızca yaşam hakkına saldırı niteliğindeki fiziki şiddetle sınırlı değildir. 6284 Sayılı Kanun şiddete yönelik tanım yaparken ekonomik ve psikolojik şiddeti de tanımlamış ve bu hususları da koruma altına almıştır. Ancak uygulamada kadınlara yönelik ekonomik şiddet göz ardı edilmektedir. Kadınlar iş hayatında eşitliğe aykırı birçok ekonomik şiddet unsuruyla mücadele etmektedir. Kadın istihdamının artırılması, kadınların iş hayatındaki ileri pozisyonlarının engellenmemesi, eşit işe eşit ücret verilmesi de taleplerimizdendir. Yani kadınlar yalnızca yaşam hakkı değil her türlü ayrımcılıktan ve şiddetten arınmışbir yaşam hakkı talep etmektedir. Aydın Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesi ile kadına yönelik şiddetin son bulduğu , hak ve özgürlüklerden yararlanma noktasında cinsiyet eşitliğinin sağlandığı, kadınların adalete eşit ve etkin erişiminin güvence altına alındığı bir dünya için dayanışmamızı daha da güçlendirip yaygınlaştırarak, cinsiyetler arası ayrımcılığa dikkat çekme gereği kalmadan, her günü eşit ve şiddetsiz geçireceğimiz toplumlar yaratana kadar mücadelemizi sürdüreceğimizi kamu oyuyla paylaşıyoruz.” ifadelerini kullandı.

33d84f73-f3a3-4795-8ea3-0acd71f7ffd9