İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul"da halkın deprem riski taşıyan binaları kullanmaya devam ettiğini, bu yapılar kullanımda olduğu için de müdahale edilemediğini belirterek, "Deprem güçlendirmesi adına müracaat yapanlar belediyelerden ruhsat alamadığı için bir çözüm gelmesi gerekiyor. Bununla ilgili, bir af sayılmayacak, geçici bir kullanım belgesi verilmesi için çalışmalar yapıyoruz. Bunu, Hükümete ve TBMM"ye teklif edeceğiz" dedi.

Topbaş, Sarıyer Çayırbaşı Tüneli"nde AK Parti İstanbul İl Başkanlığınca düzenlenen "2009 Yerel Seçimlerinin 2. Yılı Değerlendirme Toplantısı"nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bir soru üzerine Topbaş, 2011 yılı ve bundan sonraki yıllarda İstanbul"un depreme karşı hazır hale gelmesi ve özellikle vatandaşların yaşadığı alanlarla ilgili deprem güçlendirmesi çalışmalarına öncelik verdiklerini söyledi.

-"AF SAYILMAZ, AMA ÇALIŞMA YAPIYORUZ"-

Fikirtepe"de başlattıkları çalışmaları bütün şehir genelinde devam ettirdiklerini belirten Topbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Bir de buna paralel olarak İstanbul"daki 1 milyon 600 bin yapılmış binanın yüzde 60-70"inde imara aykırılıklardan bahsediyoruz. Bu binaların bir kısmı kendi parselinde de olsa ruhsatlı da başlasa, imara aykırı eklemeler nedeniyle ruhsat alamıyor. Halkımız deprem riski taşıyan binaları kullanmaya devam ediyor. Bu yapılar kullanımda olduğu için müdahale edemiyorsunuz. Deprem güçlendirmesi adına müracaat yapanlar, belediyelerden ruhsat alamadığı için bir çözüm gelmesi gerekiyor. Bununla ilgili, bir af sayılmayacak, ama diğer taraftan geçici bir kullanım belgesi verilmesi için çalışmalar yapıyoruz. Böyle bir hazırlığımız var. Bunu, Hükümete ve TBMM"ye teklif edeceğiz. Kanun tasarısı olarak teklif edebiliriz.

Buradaki mevcut yapıların ekonomik ömürleri bitene kadar, vatandaşların kullanmakta olduğu yapılara bir geçici kullanım izni vermek ve iskan harcının belli bir kısmını almak suretiyle, bu yapıları kullanım belgeli hale getirmek ve böylece yapılarında güçlendirme yapmak isteyenler rahatlıkla belge, ruhsat alabilecekler."

Ruhsatsız iş yerlerinin de böylece çalışma ruhsatı alabileceğini ifade eden Topbaş, "Bina ekonomik ömrünü bitirdiğinde, yeniden yapılmak istendiğinde, mevcut plandaki imar neyse onu yapabilecek. Dolayısıyla yeni bir hak olmayacak" dedi.

Kaçak kat ve her türlü ilave yapmış olanların, farklı halde konumlandırılmış binalar için de bu uygulamanın düşünülebileceğini anlatan Topbaş, şunları kaydetti:

"Çünkü bir gerçek var, bu şehirde bir deprem riski var bunu zaten konuşuyoruz. Kentsel dönüşüm yapılması gerekiyor, diğer taraftan binalarını güçlendirmek isteyen insanlar var. Bina iskansız olduğu için Belediye bunlara güçlendirme ruhsatı veremiyor. Çünkü bina yasal değil. Yasal hale getirilmesi de mümkün değil. O halde biz bunlara geçici belge verelim ki güçlendirme ruhsatı alabilsin. Esas fikir buradan çıktı."

-"YASA ŞU ANDA DEĞİL, SEÇİMDEN SONRA ÇIKAR"-

Bir gazetecinin, "Siz tabii çok iyi bir niyetle yaklaşıyorsunuz "deprem güçlendirmesi" diyorsunuz. Peki bu belgeyi kötü niyetle kullanmak isteyenler olamaz mı? Bu binalarla ilgili "şu tarihten itibaren yapılmış" diye bir süre vermeyecek misiniz? Bu seçim döneminde akla başka şeyler de getirebilir" sorusu üzerine Topbaş, şu yanıtı verdi:

"Bu belediye seçimi değil. Yasa da şu anda değil, seçimden sonra çıkar. Seçimle alakalı olarak bunu söylemiyoruz. Aslında bundan ben daha önce de bahsetmiştim, ama anlaşılan medyamızdan kaçmış. Binalara bir tarih koyamazsınız ya da buna bir tarih koyamazsınız. Ne kadar yapı varsa hepsini kapsamak durumundasınız. Zaten o binalar kullanılıyor, o binalara müdahale edemiyor, etmiyorsunuz. Onbinlerce, yüzbinlerce yapı var.
Bunları yasal hale getirmek, boşaltmak gibi bir imkanımız yok ve orada yaşanıyor. Burada oturan vatandaşlar binasını güçlendirmek istiyor. Ruhsat alamıyor, belediye ruhsat vermiyor. Bunun için geçici bir belge alabilirse, bir sıkıntıya düşmeden güçlendirme imkanı verilir. Ancak bu ileride bir hak doğurmayacak. Plandaki mevcut duruma göre imar verilecek. Bu mevcut yapıyı, kullanabildiği kadar kullanabilecek. Güçlendirme yapabilecek, ancak binasını yeniden o şekliyle yapamayacak. O binada iskan alsaydı ne kadar harç verecekti diye bakılacak. Onun belirli bir oranı alınacak, harç olarak ileride binasını yıkıp yaptığı zaman daha önce verdiği mahsuptan düşülecek."

-"ÖRTÜLÜ AF DİYE DEĞERLENDİRMEMEK LAZIM"-

Başka bir gazetecinin "İster istemez örtülü af gibi anlaşılıyor. Ne diyeceksiniz?" sorusu üzerine Kadir Topbaş, şunları söyledi:

"Örtülü af diye değerlendirmemek lazım. Şu anda bu binalar kullanılıyor. Bu binalar arasında deprem riski taşıyan birçok bina var. Vatandaş binasını güçlendirmek istiyor, belediye hiçbir şekilde buna ruhsat veremez. Çünkü belediyenin kayıtlarında bu binaların imara aykırılıkları var. Belediyeye gittiği zaman belediye "binanı yasal duruma getir", "yık yeniden yap" diyor. Bu da mümkün değil. Binayı da güçlendirmesi gerekiyor, deprem riski var. Burada depremden korunmak mı daha doğru olur, yoksa bu kanun tasarısının arkasından daha başka maksatlar mı aramak daha doğru?

Bence depremden korunmak, olası bir depremdeki kayıpları en aza indirmek veya ortadan kaldırmak adına bu riske de katlanılır diye düşünüyorum. Gerekirse katlanmak da lazım diye düşünüyorum. Bunu bana birileri empoze etmedi, bu tamamen kendi fikrim. Doğru olduğuna inanıyorum, çünkü vatandaşlarımız mevcut binasına güçlendirme izni alamıyor. Geliyor vatandaş bana söylüyor, "Başkan ben filan ilçede oturuyorum binamı güçlendirmek için belediyeye gidiyorum, belediye güçlendirme izni vermiyor" diyor. Bu binaları ortadan kaldırmanız mümkün değil, böyle yüzbinlerce bina var."

Topbaş, bu tür bir düzenlemenin, bütün Türkiye için geçerli olabileceğini düşündüğünü belirterek, "Bu İstanbul"a özel olmaz. Buna siyasilerimiz ne der, partilerimiz nasıl bakar bilemiyorum. Bir teknik adam olarak ben bu tasarının doğru olduğunu düşünüyorum. Başka türlü riskli binayı güçlendirip, kullanıma devam ettiremezsiniz. Ya diyeceksiniz ki yık binanı imara uygun yap veya riskine kendin katlan" dedi.

İSTANBUL'DAKİ KAÇAK SAYISI

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı"nın verilerine göre, 2010 Haziran ayı itibarıyla İstanbul'daki kaçak yapı sayısı şöyle:

ADALAR: İlçede eski dönemlerden bugüne kalan imar durumuna aykırı kaçak yapılaşmalar mevcut, ancak bunlarla ilgili alınmış olan kararlar gerek makine parkı imkansızlığı ve gerekse iskanlı binaların tahliyesi sağlanamadığı için uygulanamıyor.

ARNAVUTKÖY:
Arnavutköy"de toplam 3 bin 226 kaçak yapı bulunuyor.

ATAŞEHİR:
Yapılan tespitlere göre yaklaşık 600 kaçak veya ruhsata aykırı yapı bulunuyor.

AVCILAR: Ruhsatsız yapı stoku sayısı 2 bin 225"i bulurken, 1996 yılından günümüze kadar da 2 bin 112 adet ruhsatsız yapı bulunuyor.

BAHÇELİEVLER:
İlçede yeni kaçak yapı olmasa da daha önceden ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılmış yaklaşık 10 bin 200 adet yıkım kararı alınmış yapı bulunuyor.

BAKIRKÖY: İlçede son 5-6 sene itibariyle ruhsatsız olarak inşaa edilmiş bina bulunmuyor.

BAŞAKŞEHİR:
İlçe sınırları dahilindeki dere ve dere yataklarındaki yapıların tespiti ve kamulaştırma işlemleriyle dere ıslahı ve altyapı çalışmalarını Belediye Başkanlığı ve İSKİ yürütüyor.

BAYRAMPAŞA:
01 Ocak 2000-20 Kasım 2009 yılları arasında 408 tane kaçak yapı tespit edildi. Bunlardan 90 tanesi belediye tarafından ihale yoluyla düzeltildi ya da yıkıldı. 130 tanesi için başvuru olmadığından ihalesi gerçekleşemedi ve 40 tanesi da ruhsata bağlandı.

BEŞİKTAŞ:
Kaçak yapılarla ilgili belediye encümenince 1984-2009 yılları arasında verilen yıkım kararlarının bir kısmı belediyenin imkanları dahilinde uygulanırken, yıkılmayan yerler için her yıl ihaleye çıkıldı ancak ihaleye katılım olmadı.

BEYKOZ: İlçede 1986 yılından itibaren kayıt altına alınan tutanaklara göre ruhsatsız veya ruhsatına aykırı olarak yapıldığı tespit edilen 3 bin 158 yapı bulunuyor.

BEYLİKDÜZÜ:
Beylikdüzü Belediyesi sınırları içerisinde 95 adet kaçak yapıyla ilgili yasal işlemler sürüyor.

BEYOĞLU:
2007 yılında 99 adet, 2008 yılında 59 adet ve 2009 yılında 48 adet kaçak yapı tespit edildi. İlgili yasalara göre 87 adet yıkım yapıldı.

BÜYÜKÇEKMECE:
Bölgenin tamamında yasal ve ruhsatlı inşaatlara izin veriliyor.

ÇATALCA: Dere koruma alanlarında kaçak yapılaşma bulunmuyor. Bunun dışında tüm kaçak yapılaşmalarla ilgili İmar Kanunu doğrultusunda yasal işlem yapılıyor.

ÇEKMEKÖY:
43 adet kaçak bina bulunuyor.

FATİH:
1995 yılında SİT alanı ilan edilen ilçede, kaçak yapılaşmalar koruma planları uygulanmaya başlandıktan sonra en az seviyeye indirildi. 58 bin adet bina bulunan ilçede, deprem nedeniyle hasarlı olan 10 adet bina yıkıldı.

GAZİOSMANPAŞA;
İlçe sınırlarında kaçak ve ruhsatsız yapı bulunmuyor. Ruhsat ve projeye aykırı yapılar için ilgili kanun çerçevesinde işlem yapılıyor.

GÜNGÖREN:
1992-2009 yılları arasında kaçak yapı sayısı 2 bin 853"ü buluyor. Bunlar hakkında yasal işlem yapıldı.

KAĞITHANE:
Dere yataklarında kaçak yapılaşmaya izin verilmiyor.

MALTEPE: Belediye Encümeni"nce yıkım kararı alınmış kaçak yapı sayısı 2 bin 354"ü buluyor.

KÜÇÜKÇEKMECE: Yaklaşık 40 bin adet ruhsatsız veya ruhsat eklerine aykırı yapı bulunuyor. Ancak bunların kısa vadede yıkılmasının mümkün olmadığı belirtiliyor. 2004-2009 yılları arasında bin 510 adet yıkım gerçekleştirilirken, aynı tarihler arasında 3 bin 7 adet de yapı ruhsatı düzenlendi.

PENDİK:
1994"te önce 11 bin 72 olan gecekondu sayısı 2009 yılı itibariyle 7 bin 645"e düştü.

SANCAKTEPE: Yıkılmayı bekleyen yapı sayısı, Samandıra Beldesi"nde 900, Sarıgazi Beldesi"nde 350 ve Yenidoğan Beldesi"nde bin 750 olarak tahmin ediliyor.

SULTANBEYLİ: 41 adet kaçak yapı İSKİ ve Sultanbeyli Belediyesi"nin ortak çalışması sonucu yıkıldı. Bölgede şu anda kaçak yapı bulunmuyor.

ŞİŞLİ:
İlçede 2009 yılı içerisinde ruhsat almış ancak projesine aykırı olarak yapılan 19 adet inşaat bulunuyor.

TUZLA: Tuzla Belediyesi sınırları içerisinde 2004-2009 yılları arasında yıkım kararı verilen inşaat sayısı 1308"i bulurken bunlardan sadece 19"u yıkılabildi.

ÜSKÜDAR:
İlçe sınırları dahilinde yaklaşık 16 bin kaçak yapı bulunuyor. Bunlarla ilgi şu ana kadar yapılmış herhangi bir uygulama bulunmuyor.