Yakan, yer altından çıkarılan jeotermal akışkanın yüzde 30-40’ının “yoğunlaştırılamayan gazlar” (NCG) içerdiğini ve bu gazların doğrudan atmosfere salındığını belirterek, “Şirketlerin ‘kapalı sistemle doğaya 1 gram bile bırakmıyoruz’ açıklamaları bütünüyle yalan” dedi.

Avrupa Kalkınma Bankası’nın hazırladığı çevre raporuna atıfta bulunan Yakan, Türkiye’de faaliyet gösteren mevcut jeotermal santrallerin hiçbirinde NCG gazlarını yoğunlaştırma ya da bertaraf etme teknolojisinin bulunmadığını savundu.

Köşk'teki sulama kanalında endişe verici görüntüler
Köşk'teki sulama kanalında endişe verici görüntüler
İçeriği Görüntüle

Bu gazların havada yaklaşık 40 gün asılı kaldığını, yağmur ve rüzgârla toprağa, suya ve ürünlere karıştığını belirten Yakan, “Bunlar doğrudan çevre ve insan sağlığını tehdit ediyor” diye konuştu.

Germencik Alangüllü’de ağır metallerle kirlenerek tamamen kuruduğu iddia edilen bir incir bahçesinden örnek veren Yakan, aynı bölgede üç kişinin de akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybettiğini aktardı.

Projeye ait dosyada NCG gazlarına dair hiçbir bilgi bulunmadığını vurgulayan Yakan, yeni santrallere kesinlikle izin verilmemesi gerektiğini söyledi.