Emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün savunması devam ediyor. Kendisi üzerinden bazı kurumların hedef alındığını söyleyen Küçük, ''Gururluyum" dedi, nedenini şöyle açıkladı:15 Aralık 2008 12:16


''Ergenekon'' davasının tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral Veli Küçük, ''Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmayı hedefleyen bilinçli, sinsi ve sürekli bir şekilde oluşturulan Veli Küçük imajı üzerine kurulan, uydurma ve hayali senaryolarla sanık olarak mahkeme huzuruna getirildiğini'' ileri sürerek, ''Bu hazin, hazin olduğu kadar da gülünç oyunda başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere, Türkiye Cumhuriyeti'ni ayakta tutan kurumlar hedef alınmaktadır'' dedi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, Küçük savunmasını yapmaya devam ediyor.

''Aziz Türk milletine 40 yıldan fazla sadakatle hizmet etmiş, Cumhuriyet kanunlarına bağlılığı ve her türlü yasa dışı faaliyetlerle yasal yollardan sonuna kadar mücadele etmeyi şiar edinmiş Veli Küçük olarak, yüce heyetinizi ve tarihe not düşmekte olan herkesi saygıyla selamlıyorum'' diyen Küçük, milletlerin tarihinde emsallerine rastlanması çok güç olan komik, aynı zamanda da trajik bir davada sanık olarak bulunmaktan hem memnun hem üzgün hem de gururlu olduğunu ifade etti.

Küçük, ''Yıllardır her puslu ortamda yeniden yoğrulup üzerime sıçratılan çamurları temizleme ve yüce mahkemeniz huzurunda milletime doğruları anlatma fırsatı buluyorum'' diye konuştu.

-''TÜRKİYE CUMHURİYETİ'Nİ AYAKTA TUTAN KURUMLAR HEDEF ALINIYOR''-

''Bu davayla Türk gençliğinin, memleketini ve milletini sevmekten başka bir suçu olmayan, tamamen masum insanların nasıl suçlu ve adeta bir darbeci, katil, cani, kaçakçı, şantajcı ve terörist gibi kamuoyuna yansıtılmakta olduklarını kavrayabildiklerini'' ifade eden Küçük, vatandaşların da Cumhuriyet'in temel değerlerine bağlı insanları ''Türküm. Vatanımı, milletimi, bayrağımı seviyorum'' demekten korkar hale getirmek için acımasız ve vicdansız senaryolar sergileyeceklerini anlayacak ve ders alacaklarını kaydetti.

Küçük, bu senaryolar çerçevesinde uydurulan tamamen asılsız gerekçelerle sanık olarak mahkeme huzurunda bulunmaktan son derece üzgün olduğunu dile getirerek, ''Üzgünüm çünkü, bu hazin, hazin olduğu kadar da gülünç oyunda başta Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti'ni ayakta tutan kurumlar hedef alınmaktadır. Huzurunuzda bulunmaktan aynı zamanda gururluyum. Gururluyum çünkü, askerliğe girdiğim anda ettiğim yemine uygun olarak devletime, milletime, Cumhuriyete hep sadık kaldım ve bu uğurda canımı ortaya koymaktan çekinmedim'' diye konuştu.

-''İDDİANAMEDE YER ALAN VELİ KÜÇÜK SANAL VELİ KÜÇÜK''-

Her zaman hırsızlıkla, yolsuzlukla, namussuzlukla mücadele ettiğini, devletin verdiği tüm görevleri yasal zeminde yerine getirmek için her türlü fedakarlığı yaptığını anlatan Küçük, şöyle devam etti:

''Gururluyum çünkü, yıllardan beri benim üzerimden Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmaya çalışanların tahriklerine kapılmadım. Medyatik olmaktan sürekli uzak durdum, sustum. Ben sustukça bunu fırsat bilenler tarafından, esasen faili yıkıcı şer güçleri olan olaylar benim üzerime yıkılmaya başlandı. Devletine, milletine legal alanda hizmet eden Veli Küçük yerine, bölücü, yıkıcı çevrelerin algıladığı puslu ortamın yaratılmasına katkı sağlayan gerçek veya uydurulmuş her olayın faili gibi gösterilen, illegal ve sanal bir Veli Küçük yaratılmaya çalışıldı.

Esasında Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmayı hedefleyen bilinçli, sinsi ve sürekli bir şekilde oluşturulan bu Veli Küçük imajı üzerine kurulan, bu uydurma, bu hayali senaryolarla huzurunuza sanık olarak getirilmiş bulunmaktayım. Şu anda karşınızda bulunan Veli Küçük, gerçek bir Veli Küçük'tür. İddianamede belirtilen Veli Küçük ise sanal bir Veli Küçük'tür. Yine sanal olan fiillerin faili gibi gösterilen sanal Veli Küçük, sanal olarak yaratılmış olan bir örgüt ile birlikte huzura getirilmiş gerçek Veli Küçük ve uzun yıllar hizmet etmekten büyük gurur duyduğu Türk Silahlı Kuvvetleri karalanmaya çalışılmıştır.''

-''İDDİALAR MANTIKTAN UZAK, TUTARSIZ''-

Veli Küçük, terörle mücadele adına yasaların verdiği yetki çerçevesinde ''savaştığını'' belirterek, ''bu şekilde savaşmak suç ise TSK'nın her kahraman mensubu gibi yıllarca bu uğurda savaştığını ve bu suçun faillerinden biri olduğunu'' söyledi.

''Uluslararası aktörlerin sözde Ermeni soykırımı safsatasına ilave olarak piyasaya sürmeye çalıştıkları sözde Pontus soykırımı safsatasını ve Karadeniz bölgesindeki Pontusculuk faaliyetlerini deşifre etmek anlamında bir fail aranıyorsa, evet esas faillerden biriyim. Ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunları ve bu oyuna alet olanları yasal olan her zeminde ifşa etmek bir suç ise yine faillerden biriyim'' diyen Küçük, hakkındaki iddiaların hukuki tutarsızlıkları bulunduğunu ve mantıktan uzak olduğunu iddia etti.

Küçük, almış olduğu aile terbiyesi, askeri terbiye ve devlet terbiyesi gereği ''devletin temel kurumlarının sinsi bir polemik içine çekilmemesi adına sessiz kaldığını'' belirterek, son yıllarda Türkiye'de cereyan etmekte olan olaylar ve bu olaylar karşısında yetkili mercilerin sergilediği tutum ve davranışların birer ibret vesikası olarak tarihe geçeceğini kaydetti.

Ülkemizde içeriden ve dışarıdan sergilenen oyunlarla bir kardeş kavgası yaratılarak iç savaşın içerisine çekilmeye çalışıldığını savunan Küçük, böylesine kötü bir gidişata demokratik tepkilerini gösteren herkes ve her kurumun da bölünmenin önüne birer engel olarak algılandığını ve yıpratıldığını savundu.

-''KAZANIN DİBİ TUTTU''-

Küçük, Cumhuriyet'in temel değerleri ile vatanın ve milletin bölünmezliği uğruna mücadele eden herkesi yıldırmanın esas alındığını ileri sürerek, savunmasını şöyle sürdürdü:

''Bu maksatla bir kısım medyanın ve uluslararası karanlık çevrelerin desteğiyle bir yamyam kazanı oluşturulmuş ve sesi çıkan herkes bunun içine atılmaya başlanmıştır. Bir türlü inandırıcılık dediğimiz nefaseti ve ayarı tutturamadıklarından, kazanın dibi tutmuş ve hatta yanmıştır. Artık pis kokular herkes tarafından algılanabilmektedir. Artık aklı selim her insan, rejimin koruyucu unsurlarını hedef alanların büyük bir hesaplaşma içerisinde olduklarını açıkça görebilmektedir. Kazanda gerçekte kaynatılmak istenen ben veya benim gibiler değil, bizim üzerimizden laik ve bağımsız Cumhuriyet rejimidir. Böylece buharlaştırılmak istenen büyük Atatürk'ün rejimi emanet ettiği ve bu görevini sonuna kadar yapmaya amade olan kurumlarımızdır. Buharlaştırılmak istenen Türk milletinin tarihi ve milli değerleridir. Türk milletinin Cumhuriyeti savunma refleksleridir. Bu değerler, buharlaşmaya devam ettiği ve önü alınamadığı sürece, Cumhuriyet rejimi de devlet de, millet de tarihin akışı içerisinde acımasızca yok olacak ve tarih sahnesinden silinecektir.''

Duruşma, Veli Küçük'ün savunmasıyla sürüyor.