Balıkçılar, Azap Gölündeki İsrail sazanları yüzünden ekonomik kayba uğradıklarını belirtti.
Azap Gölündeki sazanlarla ilgili Kuşadası Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) tarafından bir araştırma başlatıldı. Azap Gölünde yıllardır balıkçılık yapan Mehmet Dalkılıç, İsrail sazanlarından bıktığını belirterek şöyle konuştu: "Bunun yüzünden para kazanamıyorum. İsrail sazanları yüzünden gölün asıl balığı pullu sazanlar üreyemiyor. Benim için pullu sazan önemli. Gölün her tarafı İsrail sazanıyla dolu, hem de binlerce var. Ekonomik hiçbir değeri yok. Kilosu 2,5 TL diyorum bakan yok.
Para etmediği gibi diğer balıkların yumurtalarını da yiyor. Bir de inanılmaz bir şekilde ürüyor bunlar. Diğer balıklar gibi yumurtlamıyorlar. Uygun ortam bulduklarında sürekli yumurta atıyorlar. Erkeği de, dişisi de aynı bunların." 
Bu balıkların Topçam Barajı'nın sularıyla Menderes'e buradan da Azap Gölüne geldiklerini anlatan Dalkılıç, şunları söyledi: "Kışın göle pelikanlar geliyor. Bizim gölün balığının yarısını yiyorlar. Yesinler onlarında hakkı var bu gölde. Umudumu pelikanlara bağladım artık. Pelikanlar bu İsrail sazanlarını yiyor. Keşke hep onları yeseler de bitirseler. Ama o kadar çok var ki, bitirmeleri mümkün değil. Bu balıkları neden ürettiler anlayabilmiş değilim."
EKODOSD bilim danışmanı Yrd.Dç. Dr. Erol Kesici ise "Bahsedilen bu balıklar; Asya kökenli bir tür olan Carassius gibelio; sazan türü süs(akvaryum) balıklarının laboratuvarlarda diğer balık türleriyle melezlemeye tutularak bir nevi genetik yapısı çeşitlendirilen ve her türlü besinle beslenebilen istilacı bir balıktır" dedi.
Erol Kesici, İsrail sazanının dünya ülkelerinin sularında oluşturduğu biyolojik yıkımlar araştırılmadan ve göllerimizde de yaratacağı sonuçları düşünülmeden 1990'lı yıllarda başta Eğirdir ve Bafra gölleri olmak üzere çok sayıdaki göl ve göletlere balık aşılama programı kapsamında bırakıldığını hatırlattı.
TEHLİKELİ BALIK TÜRÜ
Erol Kesici, İsrail sazanı hakkında şu bilgileri verdi: "Göllerde balık çoksa, o göl verimlidir ve o gölde sorun yoktur bakış açısıyla sularımızda balıklandırma yapılması, göllerin ekolojik değerleri yerine ekonomik değerlerini öne çıkararak neredeyse yılın her ayı üreme özelliğine sahip olan ve erkekleri göllerin doğal orijinli sazan balıklarını da dölleyebilen, üstelik döllediği sazan türlerinin yavruları da kısır olan ve dişi bireyleri başka türlerin erkekleri tarafından döllenebilme gibi çok ilginç
üreme özeliği olan ve hızla artan sayılarıyla nevi göllerdeki biyolojik çeşitliliği yok eden çok tehlikeli balık türüdür." 
İsrail sazanı ile ilgili av yasağı bulunmadığını kaydeden Yrd.Dç. Dr. Erol Kesici, sözlerine şöyle devam etti: "Eğirdir Gölünde de çok hızlı bir çoğalma gösteren ve pazarda kilo fiyatı 0.50 -1,5 TL olan bu türün göle nasıl girdiği konusunda 2000 yılında yaptığımız araştırmalarda; birçok kuruluş 'ben bıraktım' diyerek övünürken, 2006 yılında Carassius gibelio'nun göllerdeki canlıları yok ettiği anlaşılınca da; bu balığı göllere kimin bıraktığı anlaşılamadı. Doğal göllerimizin; 1960 yıllarındaki ekonomi
amaçlı balıklandırılmasında tatlı su levreğinin (Sudak-Dişli balık-Alman balığı) yok edici etkisi unutulup ondan daha çok tehlikeli olan yöresel adlarıyla Çin, Çim, Ot, Takoz, İsrail sazanıyla sularımızın balıklandırılmasının çok acı bir öyküsüdür. Mücadelesi mi? Av yasağı bulunmayan İsrail sazanı sularımızda besin buldukça üremesine devam edecektir."
Kuşadası Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği Başkanı Bahattin Sürücü de, 2007 yılından önce, ilgili kurum tarafından Azap Gölüne atılan güneş balıklarının büyük sorunlara yol açtığını belirterek şöyle konuştu: "Lepomis gibbosus denilen güneş balıkları ekonomik bir önemi olmadığı gibi, Azap Gölü ekosistemi için en tehlikeli balık türüydü. Gölün yerli balıkları için tehdit oluşturmaktaydı. 2007 yılında meydana gelen kuraklık nedeniyle göl tamamen kurumuş ve tüm canlılar gibi güneş balıkları da yok
olmuştu. Daha sonra menderes taşkınlarıyla birlikte göle kefal, sarıbalık, aynalı sazan, yılan balığıyla birlikte İsrail sazanları girdi. Sudan çıkarıldığında diğer balıkların aksine hiç çırpınmayan ve sakin bir şekilde ölü gibi duran İsrail sazanının az nemli bir ortamda bile uzun bir süre yaşadığı görülmektedir."
İsrail sazanlarının güneş balıklarından daha tehlikeli olduğunun bilim insanları tarafından belirtildiğini anlatan Sürücü, sözlerini şöyle tamamladı: "Doğal olmayan bu türün Azap Gölündeki ekolojik dengeye zarar vereceği ve buradaki balıkçılık açısından tehlikeli sonuç doğuracağı görülmektedir. Azap Gölü sulak alanının ekolojik karakterinde oluşan değişikliklerin tespit edilerek, gerekli müdahalelerin ilgili kurumlar tarafından yapılması gerekir. İstilacı tür olan İsrail sazanlarının bir zararı da, yöre
halkının sarıbalık diye tabir ettiği gölün doğal balığı olan pullu sazanları döllemesi ve çıkan yavruların da kısır kalmasıdır. Yani at ile eşeğin birleşmesinden meydana gelen katır hikayesinde olduğu gibi. Bu da gösteriyor ki, göldeki pullu sazan potansiyeli sürekli azalıp, İsrail sazanları ise sürekli çoğalacaktır. Bir yandan çevre kirliliğiyle yaşam mücadelesi veren Azap Gölü, bir yandan da doğal olmayan yoldan atılan istilacı türlerle karşı karşıyadır. Aydın'ın en güzel tatlı su gölü, adı yüzünden mi
'Azap' çekmeye devam edecektir."