Genelkurmay’ın mahkemeye gönderdiği Adalet Bakanlığı’na ait yazıda, “Eğitim durumu, suç çeşidi ve düzeyi göz önüne alınarak, aynı fiziki güç ve sayıdaki karşıt görüşlü hükümlülerin, ‘otokontrol ve karıştır-barıştır’ prensibine göre bir koğuşta toplanması” talimatı verildiği anlaşıldı. Diğer yandan Genelkurmay, darbe döneminde cezaevlerinde yapılan işkencelere ilişkin belgeleri de yaklaşık 15 klasör halinde gönderdi.

12 Eylül davasının görüldüğü Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne darbe dönemine ilişkin çarpıcı belgeler gelmeye devam ediyor. Mahkeme, Genelkurmay Başkanlığı’ndan, darbe sonrası cezaevlerinde yapılan işkencelere ilişkin bilgi, belge ve hazırlanan raporların gönderilmesini istemişti. Genelkurmay, istenen belgeleri mahkemeye gönderdi. Yaklaşık 15 klasörü bulan belgelerde, Genelkurmay Başkanlığı, Ordu Komutanlıkları, Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreterliği, Jandarma Genel Komutanlığı, Askeri Ceza ve Tutukevleri, dönemin sıkıyönetim komutanlıklarının yanı sıra Dışişleri ve İçişleri bakanlıklarının çıkardığı belgeler yer alıyor.
 

İşkence kayıtları

Belgelerin konu bölümlerinde “İşkence iddiaları”, “İntihara teşebbüs”, “İşkence sonucu ölüm iddiaları”, “İşkenceyle ölen şahıslar”, “Çeşitli ölüm olaylarının raporu”, “İşkence ve kötü muameleyle ilgili soruşturmalar” gibi ibareler dikkati çekti.

Genelkurmay’ın gönderdiği belgeler arasında, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü’nün, “Anarşist-terörist vasıflı veya ideolojik düşünceli hükümlülerin ıslahı” hakkında hazırladığı yazı da bulunuyor. Cumhuriyet savcılıklarına gönderilen 27 Nisan 1982 tarihli yazıda, “Anarşist-terörist vasıflı veya ideolojik düşünceli hükümlüler, suç işleme türleri, yöntemleri ve eğitim seviyeleri bakımından diğer hükümlü ve tutuklulardan ayrılarak, belli ceza infaz kurumlarında toplanacak ve özelliklerine uygun bir eğitime tabi tutulacak” ifadesi dikkat çekti.

Uygulamalar arasında ‘Özel tip cezaevleri tamamlanana kadar, disiplin şartlarına uymayan hükümlülerin tek kişilik odalarda tutulması. Hükümlülere, Atatürk ilkeleri, vatan, millet bütünlüğü, birliği ve sevgisini aşılayacak eğitici, öğretici ve hayata hazırlayıcı içerikte kitaplar verilmesi’ de bulunuyor. Oysa, 12 Eylül döneminin başbakanlarından Bülent Ulusu, Meclis’te darbe komisyonuna verdiği ifadede, işkencelerden bilgisinin olmadığını belirterek cezaevlerinin sıkıyönetim komutanlıklarına bağlı olduğunu söylemişti.

Genelkurmay’ın gönderdiği belgeler arasında 104 yaşındaki Berfo Ana’nın oğlu Cemil Kırbayır ile ilgili bir çelişki dikkat çekti. Belgede, Ekim 1980’de gözaltına alındıktan sonra bir daha haber alınamayan Kırbayır’ın “öldüğü yer” Kars olarak gösterilirken “öldüğü tarih”ibaresinin karşısında “kayıp” yazıyor. Belgede, “Kırbayır’ın sorgulama sırasında kaçtığı ve İran’a geçtiği şeklinde duyumlar alındığı” belirtiliyor. Cumhuriyet