Ustalara sağlığında değer vermek, neresinden baksanız bir kıymetbilirlik örneği. Yakın geçmişimiz, bu dünyadan ayrıldıktan sonra anılan, adına ödüller verilen -sanatın her dalından- ustalarla dolu. Neyse ki, son yıllarda ustaların değil, ama kadirşinaslığımızın bu makûs talihi değişti. Bunun en yeni örneğini iki edebiyat dergisi veriyor. Nisan sayısı ile okura ulaşan 'İtibar' ve 'Türk Edebiyatı' dergileri, kapak dosyalarında iki ustayı konuk ediyor. Türk Edebiyatı, Mustafa Kutlu'nun hikâyeciliği, İtibar ise Rasim Özdenören dosyasıyla baharı karşılıyor.

Şair İbrahim Tenekeci'nin yayın yönetmenliğinde çıkan İtibar dergisi, yedinci sayısında, 'Vefası olmayanın sefası olmaz' diyerek Rasim Özdenören hakkında kapsamlı bir dosya hazırladı. Asım Gültekin ve M. Fatih Kutan'ın Özdenören ile yaptığı söyleşiyle başlayan dosya, pek çok yazar ve şairin 'Eşikte Duran Adam' hakkındaki değerlendirme ve inceleme yazılarıyla genişliyor. Bir dönem yazıyı bırakmayı düşündüğünü, hatta üç yıl süreyle bıraktığını söyleyen Özdenören, "Sezai Karakoç'la tanıştığımızda, onun yazılarını okuduğumda, böylesine güçlü bir kalem yazarken yazmak edepsizlik gibi geldi bana." diyor. Sonrasında ise yine Karakoç'un talebiyle yazmaya devam ettiğini anlatıyor.

Rasim Özdenören dosyasının en gözde yazısı, Turan Karataş'ın kaleme aldığı 'Rasim Özdenören Sözlüğü'. Daha önce 'Rasim Özdenören İçin On Kavram'ı yazan Karataş, bu kez Özdenören'in dünyasına nüfuz etmek isteyenler için kilit kelimeleri açıklamış. Cihan Aktaş, Fatma Barbarosoğlu, Cevdet Karal, Cemal Şakar, Ahmet Edip Başaran, Abdullah Harmancı, Ali Görkem Userin, Alpay Doğan Yıldız, Saadettin Acar, Murat Erol, Furkan Çalışkan, Hüseyin Akın, Müslim Coşkun... Kimi bir mektup gibi, kimi teşekkür ve hürmetle, kimi onun eserlerinin açtığı kapıdan girerek 'Gül Yetiştiren Adam'ı 'hece'liyor. Rasim Özdenören'in niçin bu kadar sevildiğini ise Ahmet Kekeç üç maddede özetliyor: "Birincisi 'Rasim abi' olduğu için. İkincisi, Ankara'yı çekilir kıldığı için. Üçüncüsü ve en önemlisi, belli şeyleri söylediği ve bunu değişik biçimlerde söylemeyi seçtiği için..."

İÇİNDEN HIZIR GEÇEN ÖYKÜLER

Türk Edebiyatı dergisinin Mustafa Kutlu dosyası ise enfes bir yazı ile açılıyor. Alaattin Karaca, Türk hikâyeciliği ve edebiyatımızdaki karakter analizi ile başladığı yazısında Mustafa Kutlu'nun öykü serüvenini leziz bir üslupla çözümlüyor. Karaca, Kutlu'nun ilk kitabı 'Ortadaki Adam'dan sonuncusu 'Hayat Güzeldir'e gelene kadar hem Mustafa Kutlu'nun hem öykücülüğümüzün geçirdiği evrelerin fihristini ortaya koyuyor: "Yüzü gülüyor bu hikâyelerin, özeti bu. Küçük, güzel ve şükür, vardığımız son nokta. Olağanla olağan dışı, masalla gerçek karışıyor birbirine. Meleklerin kanatları değiyor Kutlu'nun harflerine; içinden Hızır geçmiş bu metinlerin."

Ali Ayçil, 'Kutlu Üzerine Dokuz Pasaj' sunduğu değerlendirmesinde, usta yazarın öykücülüğünü Türkiye'nin yakın geçmişte yaşadığı göç sorunuyla birlikte okuyor: "Mustafa Kutlu'nun yazarlık hayatı, Türk toplumunun hızla taşradan kente göçmeye başladığı son yarım asrın sosyal hareketliliği içerisinde şekillendi." Ayçil, 'bütün hikâyelerini severek okuduğu' Kutlu'nun favori kitabını söylemeden geçemiyor. Belki de tüm Mustafa Kutlu okurunun 'gözdesi': Uzun Hikâye.

Bahtiyar Aslan, Sezai Coşkun, Taner Namlı, Sabahattin Çağın, M. Fatih Kanter ile Süavi Kemal Yazgıç'ın, Mustafa Kutlu'nun hikâyeciliği üzerine yazdığı inceleme ve değerlendirme yazıları da bu arşivlik dosyanın sayfaları arasında okurunu bekliyor. Ayrıca, dosyada sadece değerlendirme yazıları değil, Kutlu'nun pek görünmeyen fotoğrafları ile onun kaleminden çıkma resim ve desenler yer alıyor.

Ustalara gösterilen kıymetbilirlik, sadece bu iki güzide edebiyat dergisinin sayfaları arasında kalmıyor. Meraklısına, bu ayın sonuna doğru geniş kapsamlı bir Mustafa Kutlu Sempozyumu'nun müjdesini şimdiden verelim. 'Aynanın Sırrı - Mustafa Kutlu Sempozyumu' 26-27 Nisan tarihlerinde Küçükçekmece Belediyesi tarafından düzenlenecek.