Cihaner, ülkede MİT Müsteşarı’ndan, Genelkurmay Başkanı’na ve Yargı’ya kadar herkesin dinlendiğini belirterek, "Genelkurmay Başkanı'nın dinlendiği, MİT Müsteşarı’nın yüksek yargıçların konuşmalarının kaydedilerek gündeme göre servis edildiği bir ülkede, güvenlik kurumlarının ve siyasi iktidar yetkililerinin hepsinin pılını pırtısını toplayıp bu ülkeyi terk etmesi gerekir" dedi.   
 
Bodrum’a iki günlük ziyaret için gelen İlhan Cihaner ilçe teşkilatında partililerle bir araya geldi. CHP İlçe Başkanı Durmuş Ali Öztürk ve Yalıkavak Belediye Başkanı CHP’li Mustafa Saruhan ve partililerce karşılanan Cihaner, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. Cihaner Oda TV yöneticileriyle ilgili hazırlanan iddianamede, kendisini Ergenekon Terör Örgütü’nün seçtirdiğine yönelik telefon kayıtlarının yer alması konusunda şunları söyledi:
 
"Bu iddiayı bir şaka olarak alıyorum. Beni milletvekili yapan; karşılarında, hukuk dışı, etik dışı, yasa dışı olan ve geniş medya olanaklarını çok vahşice kullanan bir siyasi yapıya karşı, emekleriyle, alın terleriyle mücadele eden CHP seçmenidir. Benim milletvekili olmamla ilgili çeşitli spekülasyonlar yapıldı. Artık bu spekülasyonları yapanlar bir karar verseler iyi olur. Beni milletvekili YSK mı yaptı, Ergenekon mu yaptı? Kendileri bir takım karanlık odaklarla içli dışlı olan kişiler herkesi de öyle sanıyorlar ve bu tür komplo teorileri üretiyorlar. Bu nedenle bu iddialar ciddiye alınacak şeyler değildir. Bir dinlemenin iddianameye konulmuş olması ya da kamunun bilgisine açıklanması, sadece mahkeme kararı ile kaydedilmiş olması ona yasallık sıfatını kazandırmaz. Söz konusu konuşma daha önce de sızdırılmıştı. Bu nedenle de iddianameye konulmasının yasal olmadığı görülüyor. Çünkü eğer bir konuşma suç değilse o konuşmanın iddianameye suçmuş gibi konulması asıl suçtur."
 
Cihaner, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile PKK üst düzey yöneticilerine ait olduğu öne sürülen internette yayınlanan görüşmeye ilişkin şöyle konuştu:
 
"Bu konuşmayı iki açıdan değerlendirmek gerekir. Birincisi ülke güvenliğinin teslim edildiği insanların kendi güvenliklerini bile sağlayamadıkları ortadadır. Bir ülkede Genelkurmay Başkanı’nın dinlendiği. MİT Müsteşarı’nın, yüksek yargıçların konuşmalarının kaydedilerek gündeme göre servis edildiği bir ülkede, güvenlik kurumları, siyasi iktidar yetkililerinin hepsinin pılını pırtısını toplayıp bu ülkeyi terk etmesi gerekir."
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın terör örgütü PKK ile yapılan görüşmelerin arka planını açıklamak zorunda olduğunu öne süren Cihaner, şöyle devam etti:
 
"Çünkü seçim öncesi, hayali temaslara dayanarak ’CHP, YARSAV, MHP eşittir PKK’ demiştir. Ancak şu anda ortaya çıktı ki başbakan PKK ile çok önceden görüşüyormuş. Siz iç politikada Kürt siyasal hareketinin silaha bulaşmamış belediye başkanlarını tutuklayacaksınız, duvar diplerine elleri kelepçeli dizeceksiniz, bir yandan da gidip protokoller imzalayacaksınız. Bugün kamuoyunun derhal öğrenmeye ihtiyacı olan bir konu var. İmzalanmaya hazır olduğu söylenen protokol neydi? Orada hangi koşul yerine getirilmedi ki yeniden terör tırmandı? O görüşmeyi yürütenler niçin, kalıcı bir ateşkes ya da barışın değil de seçime kadar bir ateşkesten bahsetti."
 
DHA