Yaptığı tüm işleri bırakmaya hazırlanan ünlü türkücü, yardım meleği olmayı amaçlıyordu. O'nu tanıyanlar ise bu hayalden hâlâ umutlu

Saldırı olmasaydı, İbrahim Tatlıses çok çok büyük bir projesini 23 Nisan günü açıklayacaktı.
Sadece Derya Tuna, büyük oğlu Ahmet, asistanı Damla, Nuri Sesigüzel, Adnan Şenses, Mehmet Ağar ve Seda Sayan'la paylaştığı, bana da "Kaptan sakın şimdi yazma. Zamanı gelince ilk sana yazdıracağım, söz" dediği projeyi yazma vaktidir şimdi. Çünkü günlerdir koca bir ulus ağlayıp dualar ediyor ardından. Milyonlarca seveninin; "dip duyguları" itibariyle onun "bir de" nasıl bambaşka bir adam olduğunu

farklı boyutunu görmeyi hak ettiğine inanıyorum.

HATALARIM DA VAR
En yakınlarıyla paylaştığı bu muhteşem proje için bakın neler İbrahim Tatlıses: "Dipten geldim zirveye çıktım. Allah'ım ve milletim beni sanatımda en yüksek mertebeye layık gördü. Çok para kazandım, çok imkânlara sahip oldum. Şan, şöhret, mal mülk, dünya nimetlerinden ne varsa hepsini gördüm şükürler olsun ki. Krallara, Cumhurbaşkanlarına, Sultanlara konserler verdim, dostluklar kurdum. Sadece kendi memleketimde değil dünyanın 4 köşesinde sevenim, dinleyenim, izleyenim var.
Çok sevap yaptım çok hayır duası aldım ama kırıp döktüğüm, üzüp, perişan ettiğim çok insan da oldu. Ben de bir kulum ve hatam var doğrum var. Şimdi olsa o hataların çoğunu yapmam.

Büyük çocuklarımın bir dönemi sıkıntıyla, özlemle, dert tasayla geçti. Ahmet'i okutamadım mesela. Ahmet o kadar zeki, cin gibi akıllı çocuktur. Cesur, gözü pek, aslan gibidir. Keşke en iyi okullara gidebilseydi. Gençliğini bile yaşayamadı, benim yüzümden başı kaç defa derde girdi. Babasına sahip çıkayım derken profesör olacak çocuk sanki problemli bir çocuk gibi oldu. Şimdi dünyanın en iyi kızıyla evlendi, bebekleri Ahmet Rüzgar oldu ve hayatı düzene girdi. Rabbime hamdolsun ki kızım Melek Zübeyde ve küçük oğlum İdo'da aynı hataya düşmedim. Onlar bizim dünyamızın tozundan çamurundan çok uzakta. İyi eğitim alarak, lisan öğrenerek, medeni dünya insanı oldular. Evlatlarını da ona göre yetiştirecekler.

KİMSE DERDİMİ SORMAZ
Yanımda çok insana iş veriyorum, ekmek veriyorum. 2 bin kişiden fazla insan çalışıyor benimle beraber. Bunların 5 kişilik ailesi olsa 10 bin kişi eder. Bana "İbrahim kırkayak gibi oldun. Her şeye maydanoz oluyorsun. Ne işin var senin otobüs, gömlek, inşaat, piyango, otel, plaj, medya işinde?" diyorlar. Bunca kişinin karnı türkü okuyarak, İbo Şov yaparak doyar mı? Kaset satmaz, korsanı çıkar, gazinolar bitmiş, ekstraya gitsen saz parası, ses düzeni parası ağır gelir, yaş ilerler, herkes anamızın adını sorar babamızı sorgulamaz, "Bir derdin var mı, senin sıkıntın nedir İbrahim?" diyen olmaz. Ben bu binlerce çalışanımı düşünmesem niye gireyim elli türlü işe. Okurum türkümü, çekerim programımı, evime gider torunlarımı hoplatırım kucağımda. Ama artık vakit tamam, yavaş yavaş işlerimi tasfiye edeceğim. Bunca eş dost var. Çalışanlarımı birer birer onların yanına işe yerleştireceğim. Hepsinden helallik alacağım. Kavgalı, sorunlu olduğum kim varsa bizzat ayaklarına gideceğim. Onlarla da helalleşip barışacağım. Sonra umre mi hac mı rabbim hangisini nasip ederse gidip kutsal topraklarda af dileyeceğim Mevla'mdan.

HAYALİ DAHİ GÜZEL
Sahneyi bırakacağım. Sadece eğitim için, sağlık için, engelliler için, insan hakları ve yoksullar için büyük kuruluşlarla ortak konserlere çıkacağım. Sanatçı arkadaşlarımdan, sporcu kardeşlerimden oluşan ekipler kuracağım. Dünyanın her yerinde büyük şovlar düzenleyeceğiz. Devletten bürokratik yardım, milletten hayır dua isteyip büyük imkânlar elde edip aktaracağız ihtiyaç sahiplerine. Aynı sahnede ben, Sezen, Ajda, Seda, Tarkan, Mahsun, Kenan, Ferhat, Nilüfer, Neşet Baba, Müslüm, Ferdi, Orhan Abi, Manga, Hakan Aysev olduğunu bir düşünsene. Nurisesigüzel, Adnan Şenses, Abacı gibi ustaların 3'lü 5'li korolarını, arkamızda filarmoni orkestrası, sıra gecesi saz takımı, bizim gelenekçi sazlar, operacılar, balerinler olduğunu düşünsenize. Anadolu Ateşi'ne solistlik ettiğimi, gerekirse 3-5 kafa sanatçıyla grup kurup Eurovizyona katıldığımızı hayal etsenize. Dünya bizi konuşacak. Bunlar insan kılığında iyilik melekleri diyecek inşallah."

SANDALYEYLE BİLE OKUR
Bu muhteşem projenin yapılan saldırıyla ortadan kalkmasına izin verilmeyeceğini düşünen aile yakınları kendi aralarındaki sohbetlerde karar da aldılar. Buna göre İbrahim Tatlıses iyileşip hastaneden çıktıktan kısa bir süre sonra projenin startı verilecek. 23 Nisan şu durumda imkansız görülse de 19 Mayıs ya da bir başka manalı gün mutlaka açılış yapılacak. "Herkes İbrahim Bey'i tanıdığını sanır. Ama çok azımızın bildiği özel tarafları vardır. Akıllara durgunluk verecek kadar inatçı ve inançlı bir yapısı vardır. Asla pes etmez. Yeter ki sesi çıksın. Tekerlekli sandalyede bile çıkar okur, inletir ortalığı. Göreceksiniz taburcu olurken hastaneyi türkü okuyarak terk edecek."

SIRA FİZİK TEDAVİDE
Müthiş bir hızla iyileşen İbrahim Tatlıses'ten dün yine sevindirici haber geldi. Ünlü sanatçının özel odaya alınarak fizik tedaviye başladığı açıklandı. Bu arada dün hastaneye gelenler arasında Sezen Aksu da vardı.

GÖRÜNTÜLER DAVALIK
Tatlıses'in avukatı Hayati Şahin ise basını hedef aldı! Şahin, ünlü türkücünün, hastanenin güvenlik kameralarına yansıyan yaralı haldeki görüntülerini yayınlayan medya kuruluşlarına dava açacaklarını söyledi.

NİHAT DOĞAN'A VETO
Ziyaretçi sayısı her geçen gün artan İbrahim Tatlıses'i göremeyen tek kişi Nihat Doğan odu. Doğan'ın hastaneye gelmek istediğini öğrenen Tatlıses'in oğlu Ahmet Tatlı, "Dengesiz biri çıkar, kalbini kırar" diyerek bu ziyareti erteledi.

takvim