Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Şimşek, IMF ile anlaşma türünün stand-by mı yoksa ihtiyati mi olacağı yönündeki soruya, 'Onun için çok erken' yanıtını verdi.

Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, IMF ile daha önceki dönemlerde bir düzine program yapıldığını ama o programlardan sonuç elde edilmediğini belirterek, "Demek ki burada hükümetin kararlılığı çok önemlidir. Bu nedenledir ki, IMF ile yapacağımız programda Türkiye'nin önceliklerinin, Türkiye'nin menfaatlerinin ve Türkiye'nin reform sürecinin bunlarla uyumlu bir program olmasına biz büyük özen gösteriyoruz" dedi. Şimşek, IMF ile anlaşma türünün stand-by mı yoksa ihtiyati mi olacağı yönündeki bir soruya ise "Onun için çok erken" yanıtını verdi.

Bakan Şimşek, Hazine Müsteşarlığı'nda İsviçre Ekonomi Bakanı Doris Leuthard ile bir araya geldi. İkili ve heyetlerarası görüşmelerin ardından Bakan Şimşek ve Leuthard ortak bir basın toplantısı düzenledi. Burada gazetecilerin sorularını cevaplandıran Bakan Şimşek, Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) konusundaki eleştirisinin hatırlatılması ve bankacılık sektöründe bir denetim eksikliği olup olmadığının sorulması üzerine, "Türk finans sektörü geçmişle karşılaştırılamayacak kadar sağlam bir yapıya sahiptir. Finans sektörümüz zaten bankalarca temsil edilmektedir. Bankalarımızın gerek sermaye yapısı, varlık kalitesi, gerek karlılığı gerçekten son yıllarda çok önemli iyileşmeler kaydetmiştir. Hatta içinden geçtiğimiz küresel krizin yansımaları Türkiye'ye göreceli olarak sınırlı kaldıysa Türk bankacılık sektörünün sağlam olması önemli bir rol oynamıştır. Biz bankacılık sektörü ve reel sektörü ayıramayız. İkisi de bizim için son derece önemlidir.

Böyle bir dönemde tabii ki bankalarımızın özel sektöre destek vermesini arzularız ve bunun için de kendilerine tabii ki yardımcı olacağız" diye konuştu.

"40 MİLYAR DOLARLIK STAND-BY HABERİNİ TEYİT EDEMEM"

AK Parti MYK Toplantısı'ndan çıkan Türkiye'nin IMF ile mutabakata vardığı ve 20-40 milyar dolarlık kredili stand-by anlaşmasının imzalanacağı haberinin doğru olup olmadığının sorulması üzerine, şunları kaydetti:

"IMF ile Türkiye'nin menfaatleri ile uyumlu ve Türkiye'nin önceliklerini dikkate alan bir program üzerinde çalışıyoruz. Bu programın içeriği, finansman boyutu, ne kadar süre için yapılacağı konusunda rakam beyan etmek için son derece erken. Ben zaten bu konularda önemli bir mesafeye vardığımız zaman sizleri bilgilendireceğim. Ama henüz o aşamada değiliz. Yani görüşmelerde önemli bir mesafe kat ediliyor, ama teknik düzeyde daha üzerinde çalıştığımız birçok konu var. Bahsedilen rakamlar, şu anda benim teyit edebileceğim türden rakamlar değildir. Şunu söyleyeyim; tabii ki bir küresel krizle karşı karşıyayız ve bunun bir takım yansımaları var. Bu yansımaları en aza indirmek için Türkiye olarak bizim dış kaynak ihtiyacımızı karşılayabilecek bir program üzerinde şu anda çalışılıyor. Ama, burada bahsettiğiniz düzeyde detaylara inilecek noktada değiliz".

Ekonomi Koordinasyon Kurulu Toplantısı'nda kendisinin 'iş dünyasına sert çıktığı' yönündeki haberin hatırlatılması üzerine de Şimşek, iş dünyası ve sivil toplum örgütleriyle son dönemde yakın ilişki içinde olduklarını ve sorunların çözümünde onların katkılarını dinlediklerini söyledi. TÜSİAD'ın Türkiye'deki güzide kuruluşlardan bir tanesi olduğunu ifade eden Şimşek, "Bizim hiç kimseye sert çıkma gibi bir yaklaşımımız olmaz. Tam aksine herkesle diyalog içinde Türkiye'nin sorunlarını ortak akılla çözme yönünde büyük bir çaba gösteriyoruz. Bahsettiğiniz haberle ilgili olarak benim verdiğim bir demeç söz konusu değildir. Ben anlamakta zorluk çekiyorum, basına kapalı toplantılarda söylediğimiz sözler bir şekilde ön sayfalara getirilmiyor ve bu tür iddialar ortaya konuluyor. Biz defalarca yalanlamamıza rağmen maalesef bu türden bir kampanya yürütülüyor" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin 2009 için dış kaynak ihtiyacının ne kadar olduğunun sorulması üzerine Şimşek, bir ülkenin dış finansman ihtiyacının birçok faktöre bağlı olduğunu, bunlardan ilkinin borçların yüzde kaçının çevrilebileceği ile ilgili olduğunu söyledi. İkinci olarak Türkiye'nin cari açığına bağlı olduğunu, cari açığın da emtia fiyatlarına, kur seviyesine, büyüme rakamlarına bağlı olduğunu söyleyen Şimşek, hiçbir kişi ve kurumun Türkiye'nin dış finansman ihtiyacı ile ilgili kesin bir rakam söyleyemeyeceğini kaydetti. Şimşek, varsayımlara dayalı ifade edilen rakamlara temkinli yaklaşmak gerektiğini belirterek, "Dış finansman açığı ile ilgili sizinle paylaşacağımız bir rakam yok. Bizim yaptığımız çalışmalar tabii ki var, ama sizlerle paylaşmayacağız. Neden? Çünkü bu, bizim önümüzdeki dönemi nasıl gördüğümüzle değil, önümüzdeki dönemde küresel finans piyasalarının nasıl gelişeceği ile ilgili. Böyle teknik bir konuda nokta tahmini üretme inisiyatifini kullanmak istemiyoruz" dedi.

"HÜKÜMETİN KARARLILIĞI ÖNEMLİ"

IMF ile ağırlıklı olarak hangi konularda görüşüldüğüne ilişkin bir soru üzerine de Şimşek, kendi iktidarları döneminde IMF ile iki programın başarıyla bitirildiğini söyledi. Türkiye'nin çok başarılı bir program uygulamaya koyduğunu çünkü bunun hükümet programı olarak ortaya konduğunu belirten Şimşek, "Kararlı bir şekilde bu programı uyguladığımız için bu noktadayız. Daha önceki dönemlerde bir düzine programlar yapıldı. Ama o programlardan sonuç elde edilmedi. Demek ki burada hükümetin kararlılığı çok önemlidir. Bu nedenledir ki IMF ile yapacağımız programda Türkiye'nin önceliklerinin, Türkiye'nin menfaatlerinin ve Türkiye'nin reform sürecinin bunlarla uyumlu birDleri bilgilendireceğim. Ama henüz o aşamada değiliz program olmasına biz büyük özen gösteriyoruz. Tartıştığımız konulara bu içerikle bakılabilir" dedi. Şimşek, IMF ile anlaşma türünün stand-by mı yoksa ihtiyati mi olacağı yönündeki bir soruya ise "Onun için çok erken" yanıtını verdi.

Şimşek, Hazine Müsteşarı İbrahim Çanakçı ile aralarında koordinasyonsuzluk olduğu yönündeki haberleri de yalanladı. Şimşek, bu söylentileri anlamakta zorluk çektiğini belirterek, ekonomi yönetimi olarak tüm bürokratlarla uyum içinde ve çok yoğun çalıştıklarını söyledi.