Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 virüsü, koruyucu aşıların geliştirilmesiyle kontrol altına alınmaya çalışılıyor. Salgınına karşı geliştirilen aşılar bir taraftan insanlığa umut olurken, diğer taraftan şüphe, korku ve endişeyle karşılanıyor. Fakat bu korku yeni değil, kökleri 19. yüzyıla kadar uzanıyor...

Koronavirüse karşı geliştirilen koruyucu aşıların bir yıl gibi kısa bir sürede piyasaya sürülmesini "güvenilmez" olarak gören aşı karşıtları, çeşitli komplo teorilerini kamuoyuyla paylaşmaktan geri durmuyor. Sosyal medyada yer alan kaynağı belirsiz paylaşımlarda, aşıların kısırlaştırıcı, DNA’yı bozucu etkilerinin yanı sıra, insanlara mikroçip takıldığı, çocukların kuyruklu veya yarı maymun olarak doğabileceği dahi öne sürülüyor. Fakat bu "absürt" yaklaşımların tıpatıp aynısı, 1700'ün sonralarında salgın hastalığa çözüm bulan aşı karşısında da ortaya çıktı. 

19. yüzyılda, ABD ve Britanya'yı etkisi altına alan ve milyonlarca kişinin canına mâl olan çiçek hastalığına karşı Dr. Edward Jenner, "ilk canlı viral aşı" olan çiçek aşısını 1796 yılında keşfettiğinde tıpta devrim yaratmıştı. Fakat, bu ilerlemeye rağmen aşı fikri insanlarda farklı korkuların gelişmesine neden oldu.