24 Ekim Dünya Balık Göçü Günü’nde Aşk Akıyor-Love Flow temasıyla gerçekleşen programda insan yaşamında, kültüründe önemli yer tutan balıkların, nehirlerin, göllerin ve denizlerin sorunlarına dikkat çekildi. İstanbul’da yaşayan dereleri görmenin bir şans olduğunu söyleyen Prof. Dr. Meriç Albay; “Sarıyer İstanbul’un en şanslı ilçelerinden bir tanesi. Yaşayan dereler açısından örnek gösterebileceğimiz tek ilçe” dedi.

Dünya Balık Göçü Vakfı tarafından 2014 yılından beri her iki yılda bir kutlanan Dünya Balık Göçü Günü etkinliği bu yıl Sarıyer’de gerçekleşti. Bir elin parmağını geçmeyen doğal halde akan dereleri korumak ve sorunları yerinde tespit etmek amacıyla İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi iş birliği ile Seymenağa Deresi’nde yapılan etkinliğe; Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç, başkan yardımcıları, muhtarlar, meclis üyeleri, İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Meriç Albay, Prof. Dr. Devrim Memiş, Doç. Dr. Özcan Gaygusuz, Dr.Gökhan Tunçelli ve İSKİ Daire Başkanı Fevzi Ünal katıldı. Balık göçünün önemi ve göç yolları üzerindeki yapıların (bent, baraj vs) biyoçeşitliliğe verdiği zararın anlatıldığı programda dereden su ve balık örnekleri alınarak, incelemeye gönderildi.  Ayrıca derenin Karadeniz’le buluştuğu alanda özellikle de sahillerde ve piknik alanlarında sık sık karşılaşılan çöp sorununa dikkat çekmek için temizlik çalışması yapıldı.

TÜM DÜNYANIN DİKKATİNİ ÇEKECEK

Seymenağa Deresi’nde yapılan çalışmanın Türkiye’de bir ilk olacağını söyleyen Prof. Dr. Devrim Memiş; “Sarıyer Belediyesi ile yaptığımız çalışma sayesinde bu derede çalışma yapacağız ve balıkların serbest dolaşmasını sağlayacağız. Bu Türkiye’de bir ilk olacak ve tüm dünyanın dikkatini çekecek.”

"KARNEMİZ HİÇ İYİ DEĞİL”

Çok katlı binaları yapmanın büyük iş olmadığını, asıl önemli olanın biyoçeşitliliği korumak olduğunun altını çizen Prof. Dr. Meriç Albay şu şekilde konuştu; “Ülkeler sadece apartmanları ve gökdelenleriyle ürettikleri devasal yapılarla anılmıyorlar. Zenginlik aslında havada uçan kuş, sudaki balık yani hayatın insanlara sunduklarıyla değerlendiriliyor. Türkiye’de 400’ün üzerinde balık türü var fakat yarısı tehlike altında. Düşünün bir balık türünün ortadan kalkması, bir ağaç türünün ortadan kalkması bizi endişelendirmeli. Türkiye’nin zenginliğini artık insana yatırım, doğaya yatırım ile örtüştürmesi lazım. Bu konuda karnemiz hiç iyi değil. Hemen hemen her yerde bariyerler kurarak göç yollarını tıkamışız. Şu an da belki de son 5-10 yıldır ülkemiz HES’lerle uğraşıyor. Bir takım iyi yönleri olabilir ama bu yapıların sürdürürebilir kanal olduğunu konusundan emin değilim.” Programa katılan İSKİ Daire Başkanı Fevzi Ünal ise bölge ile ilgili ciddi bir çalışmanın ihale sürecinde olduğunu belirtti.

 DOĞAL YAPISINDAN DOLAYI ÇOK ÖNEMLİ

Sarıyer’in doğal yapısından dolayı önemli bir ilçe olan olduğunu söyleyen Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç; “Yaşam gereksinimlerimizi bir şekilde karşılamaya çalışıyoruz ve bunun karşılığında çok ciddi paralar harcanıyor. Kaybettiklerimiz kazanmaya çalıştıklarımızdan çok daha ağır. Planlayarak yaptığımız işleri düzeltme şansımız da olur.  İstanbul’un doğal yapısı açısından en önemli yer Sarıyer. Bu duyarlılığı okullarda başlatmalıyız. Bugün HES’lerin doğal yaşama zararlarını görüyoruz.” dedi.

BALIK GÖÇ GÜNÜ’NDE AMAÇLANAN NEDİR?

Türkiye’de bilinen 409 tatlısu balık türünün 1/3 nesli tehlike altında olup 4 tatlısu balık türü tamamen yok olmuştur. Ülkemizde balık çeşitliliğinin yaklaşık %50’si endemik türlerden oluşmaktadır. Biyoçeşitliliği bu kadar zengin olan topraklarımızda mevcut balık türleri yaşam mücadelesi vermekte ve yaşam alanlarındaki bozulmalarla yok olma tehlikesi her geçen gün daha da artmaktadır. Kısacası balıklarımız için yaşam alanları giderek daralmaktadır.

Göç eden balıkların sorunlarına dikkat çekmek için “Dünya Balık Göç Günü”nde farklı ülkelerin iştiraki ile farkındalık yaratılmak istenmiştir. Dünya Balık Göçü Vakfı’nın öncülüğünde insan yaşamında, kültüründe önemli yer tutan balıkların, nehirlerin, göllerin ve denizlerin sorunlarına dikkat çekmek için organize edilen kutlamalar kapsamında her yaş grubundan bireyin bu konuda hassasiyetini artırarak, dikkatleri bu soruna çekmek hedeflenmektedir. Bu sayede yurttaşlardan, sorunun değil çözümün bir parçası olmaları için yerel ve merkezi otoritelere etkin kararlar almaları hususunda çağrı yapmaları istenmektedir. Bunun yanında birçok ülkede balık göçünü engelleyen bentler, barajlar yıkılmakta, balıkların özgürce göç ederek üreme ve nesillerini devam ettirmeleri için ortam yaratılmaktadır.  Bu uygulama ile tüm dünyada nehirlerde mutlu balık yaşam projesinin yaygınlaşması amaçlanmaktadır.