Gökova Körfezinde balıkçılığa kapatılan bu alanlarda korumanın etkin şekilde uygulanması için dünyada başarılı örnekleri olan yöntemlerden biri Deniz Korucuları (Marine Rangers) sistemi uygulamaya konuldu. Akdeniz Koruma Derneği (AKD), Gökova Körfezi'nde koruma alanlarının oluşturulması sonrası deniz korucuları sisteminin hayata geçirilmesi için hem bakanlık, hem de yerel yöneticiler ile görüşme yaptı. Bu sistemin Türkiye'de yasal, ya da yönetsel her hangi bir düzenlemesi, altyapısı bulunmaması nedeniyle Flora Fauna International, UNDP Türkiye, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gibi önemli ulusal ve uluslararası organizasyonların destekleri ve ünlü iş adamı Mustafa Koç'un bireysel katkıları ile Türkiye'nin ilk Deniz Korucuları çalışmaya başladı.

SAHİL GÜVENLİK VE JANDARMA İLE İŞBİRLİĞİ
Deniz korucuları, Gökova Körfezinde daha önce oluşturulan 6 adet balıkçılığa kapalı alanları yerel balıkçıların da yardımlarıyla 24 saat gözlüyor, yasa dışı avcılıkla mücadele ediyor. Amacı ceza yazmak olmayan proje, sadece korumanın önemini anlatarak farkındalık yaratmaya çalışıyor ve bu faaliyet Sahil Güvenlik ve Jandarma ile iş birliği içinde gerçekleştiriliyor.

TÜRKİYE'NİN İLK DENİZ KORUCULARI İKİ KİŞİ
Akdeniz Koruma Derneği Başkanı ve profesyonel sualtı fotoğrafçısı Zafer Kızılkaya, Türkiye'nin ilk Deniz Korucuları projesi hakkında verdiği bilgide, 'Gökova Deniz Koruculuğu projesi 2010 yılında Gökova Körfezinde 6 adet balıkçılığa kapalı alan yaratılması ile ortaya çıktı. Bu alanlar Gökova Körfezindeki balık stoğunun çökmesinden sonra sistemin kendini toparlaması için bölgedeki balıkçılık kooperatifleri ve bireysel balıkçılar ile yaptığımız toplantılarımızda onları ikna ederek ortaya çıkardık. Alanları karar verdikten sonra eğer bu alanlar iyi korunursa, bir süre sonra burada çoğalacak balık dışarı taşacak, bu bir nevi balıkçının bankadaki parası gibi alanların iyi korunması durumunda dışarıya banka faizi gibi balık taşacak. Bu dünyanın birçok yerinde denendi ve zaten kendini çok iyi ispat etmiş bir balıkçılık yönetimi. Alanlar ilan edildikten sonra, Ören'de tek Sahil Güvenlik botu var. Sahil Güvenlik ekiplerinin birinci görevi balıkçılığa kapalı alanları korumak olmadığından biz de Akdeniz Koruma Derneği olarak Deniz Koruculuğu sistemi başlattık' dedi.

LAHOZ BALIĞI YÜZDE 40 ARTTI
Akdeniz Koruma Derneği Başkanı Kızılkaya, balıkçılığa kapatılan alanlarda yapılan sıkı denetimler sonrası, özellikle Lahoz balığı türünün yüzde 40 oranında arttığını dikkat çekti. Kızılkaya, 'Bizim görevlendirdiğimiz deniz korucularının herhangi bir ceza kesme yetkileri yok. Ama olayı belgeliyorlar ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile ortak çalıştıkları için hemen onlara iletiyorlar. Akdeniz Koruma Derneği olarak bizim İngiliz limanında bir korucu botumuz var, bir de Akyaka'da var. İngiliz koyundaki korucumuz Boncuk limanını ve İngiliz limanını, Akyaka'daki korucumuz ise Çamlı ve Akyaka bölgesini bakıyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı Bördübet koyunu kendisi kontrol ediyor, Akbük ise çok küçük bir alan ve orada yasa dışı balık avcılığı ile ilgili bir sorun yaşamıyoruz. Bizim için en önemli alan İngiliz limanı ve burası yaklaşık 6 kilometreden büyük ve çok önemli bir yumurtlama ve yavru girişim alanı. Bizim burada yapmış olduğumuz sadece geçen seneki sayımlarda içerideki Lahoz miktarı, lahoz yavrusunun proje başlamadan öncesine göre 40 misli daha arttığını gördük. Koruma alanlarından çok olumlu sonuçlar geliyor' dedi.

KORUCULAR EĞİTİLDİ
Türkiye'de ilk defa Gökova Körfezinde uygulamaya konulan Deniz Korucuları sisteminde görev alan yöre balıkçılarının görev öncesi denetim dışında ilkyardım gibi konularda da eğitildiğini belirten Kızılkaya, 'İki korucuyu 24 saat yasadışı balık avcılığı ve diğer çıkabilecek sorunlar ve ilkyardım ile ilgili konularda da eğittik. Bunlar bu amaç ile de hizmet veriyorlar. Bu sistem nereye kadar devam eder bunu bilemem. Sistem çok iyi uygulanan bir sistem. Sahil Güvenlik ile çok iyi bir işbirliği içinde çalışıyoruz. Sahil Güvenlik ekipleri de korucularımızın çalışmalarından çok memnun. Tüm bunlara rağmen, biz bu bölgede yüzde yüz yasa dışı balık avcılığını bitirdik diyemeyiz. Ama en azından yüzde 60'ını bitirdik diyebiliriz. Akyaka'da çok fazla kullanıcı ve kullanım alanı var. Türkiye'de ilk defa uygulanan bu örnek çok iyi bir örnek. Kapalı alanların sadece Sahil Güvenlik Komutanlığı ile değil, devletin içerisinde, Çevre Bakanlığının içerisinde Su Ürünleri Genel Müdürlüğü'nün içerisinde bir deniz koruculuğu sistemi veya mevcut deniz korucularının, onların altında çalışarak alanları çok daha rahat, çok daha ucuz koruyabildiğini gösteren bir sistem. Antalya Kaş'ta da bir Deniz Koruma alanı var ve orada da Gökova Körfezi'nden sonra orada da balıkçılığa kapalı alanlar ilan edildi. Aynı sistem çok rahat olarak orada da uygulanabilir' dedi.

BALIKÇILIĞI BIRAKIP, KORUCU OLDU
Akyaka mahallesinde konuşlanan deniz korucu botu kullanıcısı Hüsamettin Vural, Akyaka'da yıllardır balıkçılık yaptığını, yöreyi çok iyi bildiğini, koruculuk sisteminin ardından balıkçılık yerine, yıllardır balık avladığı alanları korumak için görev aldığını söyledi. Balıkçılığa kapalı alanları ezbere bildiğini belirten Deniz Korucusu Vural, 'Bizim korucu olarak ceza kesme gibi bir işlem yapmaya yetkimiz yok. Biz öncelikle uyarı görevimizi ve broşür veriyoruz. Olayın tekrarında fotoğrafını çekiyoruz, Sahil Güvenlik birimlerini arayarak gerekli işlemleri Sahil Güvenlik ekipleri yapıyor. Deniz Koruculuk uygulamasının başlamasının ardından kaçak avcılık konusunda azalma oldu, fakat yine de var' dedi.