Asım BELLİGÜN soruyor:

Sosyal mesafe için farklı mesafeler öneriliyor. Korona enfeksiyonlarının önlenmesinde ülkemizde önerilen fiziksel mesafe sizce yeterli mi? COVID-19’dan korunmak için en ideal uzaklık nedir?

PROF. DR. BARIŞ OTLU Mikrobiyoloji Cemiyeti Başkanı:
‘Fiziksel mesafe’ olarak da adlandırılan ‘Sosyal mesafe’, bulaşıcı hastalıklardan korunmak için ailenizden olmayan diğer insanlarla aranızda güvenli bir alan yaratmak anlamına gelmektedir. Bir salgından korunmanın ve salgının yayılmasını engellemenin en temel yolu grup etkinliklerinin yapılmaması ve kamusal alanların kapatılmasıdır. Ancak bu tür büyük ölçekli önlemleri almak her zaman mümkün olmayabilir. Dolayısıyla kişisel olarak alabileceğiniz en etkin önlem, kalabalıklardan kaçınma ve sosyal mesafeyi korumaktır. Sosyal mesafenin önemi ve etkinliği, 1918 yılındaki İspanyol Gribi de dahil olmak üzere birçok salgın döneminde ispatlanmıştır.

SAÇILAN DAMLACIĞA GÖRE HESAPLANIYOR

Peki, güvenli sosyal mesafe ne kadar olmalıdır? Bu mesafe Covid-19 hastası bir kişinin konuşurken, öksürürken ya da hapşırırken saçtığı damlacıkların yayılabildiği alana göre hesaplanmaktadır. Çok ilginç bir durum olarak ülkelere göre sosyal mesafe değişmektedir. Örneğin; Çin, Danimarka, Fransa, Litvanya, Singapur’da 1 metre; Güney Kore’de 1.4 metre; İtalya, Yunanistan, Hollanda ve ülkemizde 1.5 metre bulaştan korunmak için sosyal mesafe olarak belirlenmiştir. Bu mesafe Amerika Birleşik Devletleri’nde 1.8 metre, Kanada, İspanya, Hindistan ve İngiltere’de ise 2 metredir. Belirtilen bu mesafelerin önerilen en az mesafe olduğu unutulmamalıdır. COVID-19 bulaşma riski, insanlar arasındaki fiziksel mesafe arttıkça azalmaktadır. Sosyal mesafe, hem iç hem de dış ortamlarda sağlanmalıdır. Özellikle kapalı mekânlarda insan yoğunluğuna bağlı olarak 2 metre bile çok yakın mesafe olarak kabul edilebilir. Bu durum maruz kalınan virüs miktarına, maruz kalma süresine, ortamdaki insan sayısına, hava akımının yönüne ve maske kullanılıp kullanılmaması gibi birçok faktöre bağlıdır. Kalabalık ortamlardan uzak durmak, oluşan yüksek risk nedeni ile mutlaka gereklidir.

AEROSOLLER İLE 8 METREYE ULAŞIYOR

Son zamanlarda yapılan bazı yayınlar COVID-19 virüsünün aerosoller içinde de taşınabildiğini göstermektedir. Bu konuda Dünya Sağlık Örgütü de bir açıklama yapmıştır. Aerosoller (10 mikrondan daha küçük çaplı sıvı veya katı parçacık) konuşma ve hapşırma ile etrafa yayılırlar ve damlacıklardan daha küçüktürler. Bu nedenle çok daha uzak mesafelere ulaşabilirler. Yapılan çalışmalar aerosollerin 8 metreye kadar saçılabileceğini göstermektedir. Ancak aerosoller, damlacıklardan daha az virüs taşıdıkları için bu durumun bulaşıcılık üzerine etkisi net değildir. Dolayısıyla COVID-19 virüsünün havadan aerosoller aracılığı ile bulaşması henüz tartışmalı bir konudur. Görüldüğü üzere dünyanın 6 aydır tanıdığı ve mücadele ettiği COVID-19 virüsü ile ilgili olarak halen üzerinde görüş birliği olmayan ve netleşmeyen durumlar söz konusudur. Ancak bu salgından korunmanın yolu çok nettir. Sosyal mesafeyi korumak, kalabalıklardan kaçınmak ve maske takmaktır. Sorunuzun cevabına gelince, -sosyal mesafe ne kadar olmalıdır- 1.5 metreden az olmamak koşuluyla, olabildiğince çok.

HİPERTANSİYON İLAÇLARINI GÜVENLE KULLANABİLİRSİNİZ
Hakan SARI soruyor:

ACE inhibitörleri ile ilgili salgın başlangıcındaki çekinceler ispatlanamamış; ‘Kullanımda sakınca yok’ deniyor. Bunun gibi kalp ve tansiyon hastaları için başta riskli görülen ama sonra aklanan hangi tedavi ve ilaçlar var? 

PROF. DR. MELİH US (Kalp Damar Cerrahi Uzmanı):
İlk dönemlerde Çin’den gelen verilerde hastaların bazılarında, tansiyon ilaçlarını kullanıyor olmaları ve koronalı hastalarda hipertansiyonun yüzde 35 gibi yüksek oranda olması, hekimleri ve hastaları endişelendirmiştir. ACE inhibitörleri ve ARB’lerin ACE-2’yi arttırdığı için koronavirüse yakalanma olasılığını arttırdığı hatta hastalığın daha ağır seyrettiği düşünülerek pandeminin ilk döneminde bu ilaçlara şüpheyle bakmamıza sebep oldu. Oysa yapılan çalışmalarda bu ilaçlar ile COVID-19 arasında direkt ilişki bulunamamıştır. Peki hipotezler neydi? ACE inhibitörleri ve ARB grubu ilaç kullanımında ACE-2 duyarlılığı artmakta ve bu ilaçları kullananlar COVID-19’a yakalandığında ölüm oranı artmakta. Ancak yapılan çalışmalarda koronavirüse sebep olan SARS-CoV-2’nin ACE-2’ye duyarlılığı SARS-CoV-1’in dört katından fazla olduğu ortaya çıktı. ACE-2 seviyeleri de yaşla birlikte azalmakta. Oysa diyabette ve yaşlılarda ACE-2 seviyeleri düşmekte ancak COVID-19 daha çok görülmekte. Diğer tam tersi görüşe göre de ACE-2 seviyesinin yüksek olmasının koruyucu etkisi var, yani bu ilaçlar bizi koruyor. COVID’e yakalanan kişiler arasında bu ilaçları kullanan hastalarda ölüm iki misli daha az görülmüş. Yine geçmişe yönelik çalışmalarda bu ilaçların COVID’e yakalanma riskini ve virüsün zarar verme gücünü arttırdığı görülmemiş. Bu ilaç gruplarını güvenle kullanabilirsiniz.

SİZ SORUN, HOCALAR YANITLASIN

Alanında uzman, çok değerli hocalardan oluşan Hürriyet Bilim Kurulu, her gün koronavirüs ve salgınla ilgili sorularınıza cevap veriyor. Sorularınızı [email protected] adresine veya 0 530 054 44 84 numaralı WhatsApp hattına isim ve soyisminizi yazarak yollayabilirsiniz.