Bugün 12-15 yaş aralığındaki çocuklar, ne tamirci Super Mario’yla mantar arasındaki derin bağı bilir ne de bir atari salonunda son jetonunu yutan makine önünde ağlamıştır. Oysa bahsettiğimiz bu yaş aralığı bugün Türkiye’deki milyonlarca oyuncunun önemli bir kısmını oluşturuyor. Yakın geçmişte hayatımızda var olan, konsol, Atari, Gameboy ve Pac-man, Space Invaders gibi basit görselli oyunlar yerini bugün koca bir endüstriye bıraktı.

Teknolojinin son 20 yılda hızla gelişmesiyle evrim geçiren video oyunları, süreç içinde oyuncuların da alışkanlıklarını değiştirdi. Hatta artık eski sayılabilecek yeni kavramlar yarattı; e-spor, oyun turnuvaları, oyun yayıncılığı... Şimdilerdeyse göz ardı edilemeyecek bazı değişimler, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de ‘oyun’un kurallarının yeniden yazılacağına işaret ediyor...

85 oyun firmasının Türkiye’deki yetkili satıcısı olan Oyunfor, ülkedeki oyuncuların alışveriş verilerini inceleyen bir rapor hazırladı. Bu rapora göre ‘en çok oynanan oyunlar’ listesine futbol oyunları ilk kez giremedi; kısa süre önce piyasaya çıkan Among Us ve İstanbul semalarında da uçabileceğiniz Microsoft Flight Simulator ilk 10’da yerini aldı. Newzoo araştırma şirketinin 16 ülkeyi kapsayan ve aralarında Türkiye’nin de olduğu ‘Oyuncuların Demografik Bilgileri 2017’ raporuna göre çevrimiçi oyuncuların yüzde 46’sını kadınlar oluşturuyor. Bu yıl tarihli, açıklanmış bir veri yok ancak Türkiye’de de oyun ve alışkanlıkların değiştiği gün gibi ortada. Artan kadın e-sporcuların ve oyun yayıncılarının sayısı bunu doğruluyor.

YouTube ve Twitch gibi platformlardan oyun yayını yapan bu kadın oyuncuların takipçileri ve aldıkları etkileşim de bir hayli yüksek... Listede başı Pelin Baynazoğlu (Pqueen) çekiyor. Oyun dünyasında LunaSpia ismiyle tanınan Ceren Pektaş da oyunseverler tarafından sıkı takipte... Merve Burcu Durak, Figen Örtün, Çiğdem Türk ve Sena Yücal, adından bahsedilmesi gereken diğer yayıncılar. Her gün biraz daha değişen oyun alışkanlıklarımızı kadın oyun yayıncılarına sorduk: Her alanda olduğu gibi bu sektörde de önyargıyla karşı karşıyalar ancak bu onları daha da motive ediyor.

BEŞ AY ÖNCE BAŞLADI, ŞİMDİ GÜNDE 4 SAAT YAYIN YAPIYOR
(Sena Yücal, Madzeppelinn)





Erkek kardeşimle PlayStation oynayarak başlayan oyun serüvenim, 15 yaşımda bilgisayar oyunlarına geçiş yapmamla değişti. Birçok oyun tarzının yanında ağırlıklı olarak FPS (birinci şahıs nişancı) oyunları oynadım. Çok küçük yaşlardan beri oyun oynamama rağmen yayıncılık yapmaya bir türlü cesaret edememiştim. Kadın oyuncuların ve yayıncıların artışı beni cesaretlendirdi ve beş ay önce yayıncılığa başladım.

Yayınlara başlamadan önce sunacağım oyunla ilgili ısınmaları gerçekleştiriyorum. Yayınlarımı genelde akşam saatlerinde ve günde ortalama dört saat yapıyorum. Aynı zamanda e-spor takımı olan Thatoc Valorant Ladies’de profesyonel oyuncuyum. Aktif olarak birçok turnuvada yer alıyoruz.

Counter Strike serisi oyun dünyasının zirvesinde kalan bir oyun bana göre. Son zamanlardaysa Valorant hızla popülaritesini arttırdı. Bunun başlıca sebeplerinin rekabet içindeyken bize kullanılabilir belirli karakter özellikleri sunması, her yaş kitlesine hitap etmesi ve çok daha farklı, keyifli bir oyun deneyimi sağlaması olduğunu düşünüyorum.

KADIN YAYINCI OLMANIN DEZAVANTAJLARI DAHA FAZLA
(Ceren Pektaş, LunaSpia)





12-13 yaşlarımdayken PC başında çok fazla vakit geçirip oyun oynardım. 18 yaşımdan sonra arkadaşlarımla internet kafede uzun saatler oyun oynar, takım olarak oyunlara katılırdık. Sonra kardeşimin tavsiyesi üzerine yayın açmaya karar verdim.

Yayına hazırlanırken ne giyeceğim, makyaj, ışık ve yayın planı derken öncesinde fazlasıyla vakit harcıyorum. Çünkü işimi önemsiyorum. Yayın ekibi ve moderatörleri organize ediyorum. Genellikle içerik konusunda izleyicilerimle fikir alışverişi yaparız.

Yayıncılığa 1.5 yıl önce başladım. Kadın olarak yayın açmak, kendine özen gösteren bir yayıncı olmak ve herhangi bir oyunda başarılı olmak aslında bizi 3-0 öne geçiriyor ama bence dezavantajları daha fazla. Oyunla görüntünüzü yan yana getirdiklerinde sizin yetenekli olabileceğinizi düşünmüyorlar. Küfürler, hakaretler, “Sen nasıl buralara kadar geldin, kesin birilerinin yardımıyla!” tarzı ithamlarda bulunmalar... Canlı canlı, gözlerinin önünde başarılı olsanız da kesinlikle şansla değerlendirip kötülemeye devam eden büyük bir kitle var. Temennim bu durumun bir an evvel değişmesi.

ATARİ VE TETRİS’TEN PROFESYONEL E-SPORA
(Çiğdem Türk, cigdemt)





Küçüklüğümden bu yana sanal oyunlara meraklıydım. Oyun oynamaya atari ve Tetris’le başladım. Bilgisayar oyunlarına karşı ilgim ve yeteneğim olduğunu fark ettim. Okul, iş, sosyal hayat temposuna rağmen oyun oynamaktan hiç vazgeçmedim ve ‘neden bunu bir iş olarak yapmıyorum?’ diye düşündüm. Öncelikle profesyonel bir e-spor kulübü olan Blaze Espor’da CSGO oyuncusu olarak kadın takımına davet aldım. Bir süre takımla oynadıktan sonra Blaze kulübünde asistan menajer olarak görevlendirildim. Hâlâ bu işe devam ediyorum, aynı zamanda da yayıncılık yapıyorum.

Yayın öncesi kesinlikle yemek yiyorum. Yayın esnasında susuz kalmamak için kendime kocaman bir su şişesi hazırlıyorum. Kahve, alkollü içecek veya enerji içeceği gibi ürünler tüketmemeye dikkat ediyorum. Yayında yapacağım içerikleri gözden geçiriyorum ve oyun içi antrenman yapıyorum. Minimum üç saat, maksimum beş saat yayın yapıyorum.

Oyun oynayan kadınlara karşı ciddi bir önyargı var. Bu önyargının kırılması gerek. Oyunun cinsiyetle özdeşleştirilmesini doğru bulmuyorum.