Laleli Camii hem cami hem de külliyedir. Esasen cami, medrese, sebil, çeşme, imaret, han ve muvakkithaneden oluşmaktadır. Caminin cadde tarafında bulunan cephesine dükkanlar yapılmıştır.

Laleli Camii Hakkında Bilgi

Cami 1760-1763 yıllarında inşa edilmiştir. 1782 yılında yaşanan depremde zarar görmüştür. 1. Abdülhamit saltanatında onarılmıştır. Şehre hâkim bir noktada yer almaktadır.

Laleli Camii Nerede ve Nasıl Gidilir?

Caminin tam adresi Kemalpaşa Mahallesi, Ordu Caddesi, numara 278’dir. 36Es, 97G ve 92B otobüsleri buradan geçmektedir.

Laleli Camii Tarihi

1783 yılında cami bir yangın yüzünden hasar görmüştür. Kısa bir süre sonra hızlıca onarılmıştır. 1911 yılında yaşanan ikinci bir yangın ve yangının ardından yapılan yol yapım aşamaları Laleli Cami’nin pek çok ek yapısına zarar vermiştir. Caminin hamamı zarar gören yapılardan bir tanesidir. Padişahlar tarafından inşa edilen son külliye olan Laleli Külliyesi bu caminin içerisindedir.

Laleli Camii Özellikleri

Caminin elemanları bir bodrumun üzerinde bulunmaktadır. Barok tarzda, kare ve mihrap çıkıntılı olarak inşa edilmiştir. Ana kubbe sekiz sütuna oturmaktadır ve çevresi altı yarım kubbeden oluşturulmuştur. Kubbenin dışarıdan çapı on iki buçuk metre ve dış yüksekliği de yirmi dört buçuk metredir. Hünkâr mahfeli caminin soluna yapılmıştır. İç avlusu on dört sütuna dayalıdır ve on sekiz kubbenin altındadır.

Avluya girişler caddeden iki kapı ile sağlanmaktadır. Caddede bulunan kapı 1950’li yıllarda yol yapımı nedeniyle geriye çekilmiştir.

Laleli Camii Hikayesi

Bu caminin hikayesi şu şekilde anlatılmaktadır:

Padişah 3. Mustafa, ismi henüz Laleli Camii konulmamış olan bu camiyi yaptırırken “Laleli Baba” lakaplı bilge bir adamın yaşadığını öğrenmiştir. Bunun üzerine bu bilge adam ile sohbet etmek için görüşme ayarlatmıştır. Padişah, Laleli Baba ile yaptı sohbetten gerçekten memnun kalarak ayrılmadan önce bir soru sormuştur. “Efendi, bu dünyadaki en güzel şey nedir?” Bilge adam bu soruya Padişah’ın beğenmediği bir cevap vermiştir. “Bu dünyada en güzel şey yiyip içtikten sonra zorlanmadan büyük tuvaletin yapılabilmesidir.”

En başından beri konuşmasını çok beğendiği bilge adama bu cevabı yakıştıramayan padişah sarayına dönmüştür. Padişahın içinden yaptığı bu itiraz Laleli Baba’ya malum olmuştur ve bunun üzerine “Bu sıkıntıyı yaşamadan anlayamayacaksınız.” anlamında tebessüm etmiştir. Ziyaretinin ertesi günü padişah kabız olmuş ve hekimbaşının tüm çabaları sonuçsuz kalınca padişah kabız olmasının sebebini anlamıştır. Yaptığı itirazdan dolayı kabız olduğunu kavrayınca hemen adamları ile bilge adamın yanına gitmiştir.

Bilge adama hata yaptığını söylemiştir. Laleli Baba’da padişaha onu iyileştirmesi karşılığında ne vereceğini sormuştur. Padişahın cevabı “Senin bölgende yaptırdığım camiyi sana vereceğim.” demiştir. Laleli Baba bunu yeterli bulmamıştır. Bunun üzerine padişah pek çok şey sıralamaya devam etmiştir. Ancak laleli baba hiçbirini yeterli bulmamıştır. En sonunda padişahı iyileştirmesinin karşılığı olarak saltanatı istediğini belirtmiştir laleli baba. Sancılar içinde kıvranan padişah da bu isteğini kabul etmiştir.

Bunun üzerine Laleli Baba dua edip, padişahın sırtına dokunmuştur. Padişahı geri gönderirken bu rahatsızlıktan kurtulacağını müjdelemiştir. Padişah gerçekten rahatsızlığından kurtulmuştur. Fakat saltanatı da elden gitmiştir. Saltanatı teslim etmek için bilge adamın yanına dönen padişaha Laleli Baba’nın cevabı “Rahatça tuvalete çıkmak bir saltanat ile değiştirilebiliyorsa öylesine ucuz bir saltanat bize gerekmez. Bize caminin adı yeterlidir.” olmuştur.

Laleli Camii Mimarı Kimdir?

Caminin mimarı Mehmed Tahir Ağa’dır. Kesin olmamakla birlikte o dönemin baş mimarı olan Hacı Ahmed Ağa’nın da caminin yapımında rol oynadığı düşünülmektedir.