Sarı nokta hastalığının gözün arkasında esas görmeden sorumlu olan kısmın yapısal olarak bozulmasıyla meydana gelen bir hastalık olduğunu belirten Göz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Selim Demir, “Bu hastalığı yaşayanlarda merkezi görüş, problemin derecesine göre kaybedilir. Yakında veya uzakta bulunan bir nesneye bakıldığında ayrıntılar görülemez” sözlerini ifade etti.

Yaş ilerledikçe oranlar artıyor

Doç. Dr. Selim Demir, “Makula dejenerasyonuna daha çok 55’li yaşların üzerindeki kişilerde rastlıyoruz.

Toplumda görülme sıklığı, %1.2 ila 1.7 arasındadır. Yapılan bir çalışmaya göre sarı nokta hastalığının görülme sıklığı 55 yaş üstü bireyler için %3.4 olarak rapor edilmiş ve yaş ilerledikçe bu oranın her 5 yaşta %1.22 arttığı bildirilmiştir.

Daha çok kalıtım yoluyla geçen bu rahatsızlık; sigara içenlerde, yetersiz beslenenlerde, yüksek tansiyon hastalarında, obezite hastalarında, aşırı yağ tüketen bireylerde daha çok görülmektedir” yorumunda bulundu.

Sigara içenlerde risk 3 kat daha fazla

Demir, “Yaşı 65’in üzerinde olan kişilerin %25’i sarı nokta problemini yaşamaktadır. Fakat büyük bir çoğunluğu bu hastalığın farkında bile olamamaktadır.

Sigara bağımlısı olan insanların bu hastalığa maruz kalma oranı, sigara kullanmayan insanlardan 3 kat daha fazladır diyebiliriz. Hatta bu hastalığa yakalanma riski, sigara kullanmadığı halde, içilen ortamda, sigara dumanına maruz kalan kişilerde de 2 katına çıkmaktadır” sözlerini kaydetti.

Şapka ve güneş gözlüğü kullanın!

Doç. Dr. Selim Demir, “Güneş ışığında mavi ışınlar bulunur. Tıbbi olarak, bu mavi ışınların, sarı nokta hastalığını ilerlettiği kanıtlarıyla kabul görmüştür. Bu nedenle direkt güneş ışığına maruz kalmak yerine güneşten koruyan tipte şapkalar ve güneş gözlükleri kullanılmalıdır” tavsiyesinde bulundu.

Tedavi edilmez ve ilerlerse kör edebilir!

Erken tanının oldukça önemli olduğunun altını çizen Demir, “Makula dejenerasyonu “yaş” ve “kuru” olarak 2 tipe ayrılır. Hastalığın kuru tipinde ilerleme daha yavaş olurken, yaş tipinde çok daha hızlıdır.

Bu hastalığı yaşayan kişiler, yemek yeme, araç kullanma, kitap okuma, televizyon izleme, bilgisayar kullanma gibi rutin aktivitelerinin büyük bir kısmını yapamaz hale gelebilir.

Hastalık hiç tedavi edilmezse olduğu yerden daha kötü aşamalara ulaşabilir.

Yaş makula dejenerasyonu yaşanması durumunda, sarı noktanın hemen altında, tabakalar arasında istenmeyen damar tomurcukları oluşur. Oluşan bu tomurcuklar kan ile birlikte sıvı sızıntısı yaratır. Bu da, ışığa duyarlı retinal hücrelerde kalıcı hasarlara yol açar ve merkezi görüşte kör noktalar oluşturur. Yeni oluşan damarlar kaynaklı oluşan sıvı sızıntısı retinada ödem oluşturur ve ciddi görme kayıpları meydana gelir” ifadesinde bulundu.

Doğru hastaya doğru tedavi

Doç. Dr. Selim Demir, “Sarı nokta hastalığının tedavi yöntemleri arasında;

-Göz içine iğne tedavisi

-Fotodinamik tedavi

-Vitamin ve antioksidan ilaç tedavisi sayılabilir.

Kuru ve yaş olmak üzere iki tipi olan sarı nokta hastalığında tedavinin başarısını etkileyen en önemli unsur; doktor tarafından yapılacak damlalı göz dibi muayenesi ve detaylı incelemeler sonucunda doğru hastaya doğru tedavinin zamanında uygulanmasına dayanır.

Sarı nokta hastalığının tedavisi hastalığın yaş ve kuru olmasına göre değişmektedir. Kuru tip tedavisinde amaç hastalığın ilerlemesini durdurmak için vitamin ve antioksidan tedavisidir. Yaş tipte ise göz içi enjeksiyon ile oluşan yeni damar tomurcuklarının kurutulmasıdır.

Fotodinamik tedavi ise nadiren gerekli olan bir tedavi seçeneğidir.

Bu hastalarda özellikle merkezi görme etkilenmekte olup, cisimlerin şekillerini eğik görme, baktığı yeri göremeyip yan tarafı daha iyi görme şeklinde şikayetler olmaktadır.

Hastalık ağrı, kızarıklık vb. şikayetler vermediği için tek gözde problem olup diğer gözü sağlam olanların tanısında gecikme olmaktadır. Geç başlanan tedavide başarı daha sınırlı olmaktadır” dedi.