Bir Yıldız Batıyor Koma Sahnesi'nde.

Taşrada büyüyüp İstanbul'da oyuncu olan Gökhan, büyük mücadeleler sonunda üne ve paraya ulaşır. Ancak eksik bir şeyler vardır. Gerçekten istediği nedir? Nazmi Sinan Mıhçı, bu hikâyeyi kuklasıyla birlikte anlatıyor  

Oynayan: Nazmi Sinan Mıhçı

Yönetmen: Orkun Yeşim

Yazan: Evrim Yağbasan, Orkun Yeşim, Nazmi Sinan Mıhçı

Dekor: Tırışka Tasarım (Atakan Aydın)

Işık Tasarım: Utku Kara  

Onur Ünlü stand-up gösterisi “Hayatta Tek Mantıklı Şey Stan-Up Yapmakmış Gibi Geliyor” ile Koma Sahne’de!

Şair, yazar, senarist, yönetmen ve şimdi de stand-up’çı! Onur Ünlü “Hayatta tek mantıklı şey stand-up yapmakmış gibi geliyor” dedi ve dediğini yaptı. 

Hiç kimsenin, annesinin bile dönüp bakmadığı kayıp bir kız çocuğunun; Meryem’in hikâyesini anlatıyor “Dansöz”. Meryem, dünyanın ağırlığını gövdelerinde taşıyan çocuklardan. Fakat günün birinde, duyduğu bir müzikle, bütün hikayesi aniden değişiyor: Meryem, kökleri kadim ritüellere kadar uzanan oryantali ve dans ettikçe daha da büyüyen gövdesindeki hafifliği keşfediyor. Bakışlar ilk kez üstüne çevriliyor. Tam da tüm bakışların üstüne çevrildiği andaysa, Meryem, bakışın da kendi ağırlığıyla geldiğini; hatta bazen görülmenin en ağır yük olduğunu, bakanın neredeyse her zaman gördüğünden fazlasını talep ettiğini fark ediyor…

Buradan sonrası ise kıyamet! “Çölün tek gözü vardır, o da Allah’ındır. Tek Allah’ın nazarı üstündeymiş gibi oynayacaksın…” 

Yazan: Şâmil Yılmaz

Yöneten: Şâmil Yılmaz

Oynayan: Sezen Keser

Dramaturg: Ozan Utku Akgün

Proje Asistanı: Lami Biant

Kostüm: Hilal Polat

Koreografi: Elif Aydın

Işık: Berk Kaya 

Yapım Desteği: Kadıköy Theatron / Behiç Cem Kola

Usta oyuncu Derya Alabora ile “Oyuna ve Oyuncuya Bakmak” atölyesi Koma Sahne’de.

'Yılın En İyi Kadın Oyuncusu' ( Y.E.İ.K.O), ödüle aday bir oyuncunun törenden bir gün önce teşekkür provası yaparken, zihninde ödül kürsüsünden ceza kuyusuna balıklama atlayışının kara komik hikâyesidir.

Hepimiz beğenilmekten, onaylanmaktan az çok hoşlanırız. Arkadaşlarımızı, sevgilimizi, yaptığımız işi bize seçtiren bu özelliğimizdir. Ya beğenilmeyi ve onaylanmayı biraz fazla arzularsak ne olur? Ki bu pek az rastlanan bir durum değildir. Galiba insanı bekleyen önemli tehlikelerden biridir bu arzuya sahip olmak. Böyle bir arzuya sahip kişi çıkmaya çalıştıkça daha da gömüldüğü bir bataklığa saplanmış demektir.

Yapım: Seyyar Sahne

Yazan: Celal Mordeniz, İpek Türktan Kaynak

Yöneten: Celal Mordeniz

Oynayan: İpek Türktan Kaynak

Proje Asistanı: Volkan Çıkıntoğlu

Süre: 70 Dakika – Tek Perde

Yeni neslin sevilen 3 kadın şarkı yazarı Ceren Gündoğdu, Ezgi Aktan ve Merve Çalkan aynı sahnede buluşuyor. 

Tiyatro yönetmeni ve oyuncu Mine Çerçi ile “Oyuna ve Oyuncuya Bakmak” atölyesi Koma Sahne’de

Mine Çerçi, 2012 senesinden beri Türkiye’de, İstanbul Şehir Tiyatroları, Nilüfer Belediyesi Tiyatrosu, Diyarbakır Devlet Tiyatrosu, Bursa Devlet Tiyatrosu gibi ödenekli kurumlarda ve Galataperform, İkinci Kat, Sabancı Müzesi Gösteri Sanatları Festivali, Bursa Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali gibi özel kurumlarda ve festivallerde yönetmenlik, hareket düzeni, oyuncu koçluğu, eğitmenlik yaptı. Jacques Lecoq’un ‘Şiirsel Beden’ kitabının çevirmenidir. Fiziksel Tiyatro ve Komedi Okulu’nun kurucu eğitmenidir ve Okan Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nün eğitmen kadrosundadır.

Ödüllü Performans ‘ALTAR’ Koma Sahnesi’nde

"Eleştirmenler tarafından "çarpıcı bir sahne tasarımı, etkileyici bir performans ve oldukça cesur bir iş!" olarak tanımlanan berika'nın son işi Altar, kendini kurtarmak isteyen bir bireyin bilinçaltı labirentine açılan yolculuğunun öyküsü. Ruhu hayat ile ölüm arasında sıkışan Rüzgar'ın hikâyesinin anlatıldığı oyun; kilitli kalplerimizle ve bu kilitlerin arkasındaki gizemlerle, ama hepsinden de çok insan olmak ve insan olmanın yüküyle alakalı. berika’nın beşinci sahne prodüksiyonu ALTAR, önce yazılıp daha sonra sahneye konan bir tiyatro oyunu değil. Metin yazımı, hareket tasarımı ve sahne tasarımı eşzamanlı olarak sekiz aylık bir prova sürecinde tamamlandı. Tiyatro ve hareketin birbiriyle örüldüğü, iç içe geçtiği ve farklı disiplinlerin bir arada oluşturdukları iş birlikteliği açısından ALTAR bir tiyatro ya da bir dans gösterisinden öte, bir yaratım." 

Yazan - Oynayan: Can Bora

Yöneten: Can Bora & Ufuk Şenel iş birliği ile

Hareket Tasarımı: Ufuk Şenel

Kostüm - Dekor Tasarımı: Meltem Çakmak 

Işık Tasarımı: Ayşe Sedef Ayter

Ses Tasarımı: Gökcan Sanlıman

Işık Operatörü: Kenan Kılavun

Proje Ekibi: Kerem Kömürcüler, Bengisu İspir, Devrim Beytekin, İrem Armağan, Melike Tekin

Yapım: Berika

Ödüller:

7. Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri - En Yeni Tiyatro Ödülü

Adaylıklar:

23. Afife Jale Tiyatro Ödülleri - En İyi Koreografi

7. Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri - En İyi Işık Tasarımcısı

Hakan Günday’ın aynı isimli romanından uyarlanan 2017 yapımı Daha filmi yönetmeni Onur Saylak’ın katılımıyla Koma’da. 

"bugün, hiçbir şey İlyas Odman" Koma Sahnesi'nde.

“…simdi önce size bir çiftin hikâyesi / "Olacağım" / … sonra o çiftin hikâyesini / "Anlatacağım" /… ve en sonunda size o çiftin / "Şarkısını Söyleyeceğim"/ …Hikâyeyi iyi dinleyin ve unutmama izin vermeyin!”

Koreografi - Performans : İlyas Odman

Video Art - Live Video :Influx

Müzik: Orijinal Müzik: Hana Koriech, İstanbul Hatırası : Sezen Aksu

Işık Tasarımı: İlyas Odman, Emrah Keskin

Sahne Tasarımı: İlyas Odman

Tekst: İlyas Odman -Cesare Pavese’nin “Yaşama Uğraşı” adlı günlüğünden esinlenerek-

Fotoğraf : Aynur Yıldırım

Afiş Tasarımı : Serkan Çalışkan

Prodüksiyon Asistanı: Mariola Valls Blanco

Tek perde / 41 dak

İlyas Osman’dan Yolluk Koma Sahnesi'nde sizlerle...

“ Gelin oğlanlar, ateşin başına oturun ve dinleyin sizden önce ateşin başına oturanların hikâyesini.” Neil Gaiman

Odman’ın Yezidilerin kutsal metni Avesta’yı dolaşarak onu insanlarla paylaşan mecusi’lerden ilham alarak üretmeye başladığı bir oyundur. Anlatıcı aynı Mecusiler gibi hikâyesine hep baştan başlamakta, sese ve ritme dayalı mantrasının içinde kaybolmak için her başlangıçta bir shot viski / ateş suyu içmektedir. Aynı bir şaman gibi dört elementin hikayesine erişmek için kendini kaybetme ihtiyacındadır. Kendini yitirdiğinde ise “kelâm”ı “ses”e çeviren dengbeje dönüşecektir, kelimenin yok olduğu yerde Mecusi, Dengbej ve Şaman anlatılan hikayede birleşecektir.

Peki hikâye neden bahsetmektedir ? Hikâye hayattan hepimizi birleştiren bir yol olarak bahsetmektedir. Her kayıp anımızda karşısında boşluğa düştüğümüz ölüme inat insanın asırlardır tutunduğu hikâyelerin hepimizin yollarını nasıl birleştirdiğinden bahsetmektedir. Her yolun ve hikayenin büyük bir nefeste birleştiğinden bahsetmektedir.

“Yolluk”, hem hikâye anlatıcısını hem de dinleyicileri bir yolculuğa çıkaran bir performanstır, her yol gibi yolcusu başında ve sonunda değişime uğrar. Anlatının başında anlatıcı, anlatacağı hikâyenin kökenlerini aynı bir sempozyum yapısındaki gibi paylaşmaktadır. Bize oyunun ilhamını gayet akademik bir şekilde anlatmaktadır. İzleyici kendini öğrenci konumunda bulur, bir süre sonra bu formal ilişki anlatının anlatıcı için ne ifade ettiğini sanki bir içki masasında dertleşircesine paylaştığı bir muhabbete dönüşür, ardından neye dönüşebileceği ise o gecenin yolunun kendini nerede bulacağı ile belirlenecektir.




“Ben kimim ki size geleceği söyleyeyim, ben sadece akıl yürütüyorum” der Kassandra. Geleceği görmek, okumak ve değerlendirmek için kahin olmak mı gerekir? Geleceğe dair umut var mıdır? Etkin bir eylem midir umut, yoksa edilgen bir bekleyiş mi? 

Ünlü Alman yazarı Christa Wolf Kassandra anlatısıyla, mitolojik bir figürü gömülü yerinden çıkarıp, ona kendi yorumunu da katarak, bize geçmiş ve gelecek arasında bir köprü kurar. Tanrı Apollon’un aşık olduğu prenses Kassandra, aşkına karşılık Apollon’dan geleceği görme yetisini ister. Apollon bunu Kassandra’ya verir ancak Kassandra sonra vazgeçer ve kendini tanrıya vermeyi reddeder. Buna öfkelenen Apollon onu cezalandırır, Kassandra geleceği görecektir ama kimseyi inandıramayacaktır. 

Yazan: Christa Wolf

Çeviren: İlknur İgan

Sahneye Uyarlayan Ve Yöneten: Dilek Güven 

Oyuncular: Öykü Candanadam 

Özlem Aktaş

Özlem Durmaz

Yönetmen Yardımcısı: Nurullah Kaya

Koreograf: Tuğba Özkul

Müzik : Emin Serdar Kurutçu

Işık : Yüksel Aymaz

Dekor-Kostüm : Rabia Kip- Sedat Çiftçi

Reji Asistanları :Emsal Yeşilbingöl- Zerrin Demirkıran

Tek Perde / 65 Dak.

1970 yapımız, az bilinen bir cevher. Post-apokaliptik komedi “Einstein'ı Öldürdüm Beyler”, Koma Gece Sineması’nda. 

Koma işbirliği Acqua Minerale prömiyer yapıyor! 

Koma Sahnesi ve Antoniofava Arscomica ortaklığında “Acqua Minerale” 19 Aralık’ta prömiyerini yapıyor!

Merve Engin, harika eserini kendi ağzından anlatıyor: ‘Dünyada ilk defa, bildiğiniz maskeler var, bilmediğiniz maskeler var, bir sürü taç var, sonra aşk var, nefret var, delilik var. Bir de kan var, çok fazla kan, içinde boğulacağınız kadar çok kan... 

Bitmeyen Geceye Masallar - Erotik Masallar Gecesi" Koma Sahnesi'nde.

Ayşegül Adıyaman - Zinnure Türe

Gece düşer yıldızlar 

Bekler yarım kalan aşklar, sarhoşlar ve bir takım kuşlar gece ister... Ölmek için doğmak için Bu uzun gecede, karanlığın içindeki seslere kulak vermek için masallar anlatacağız. Bekleriz..."

Yüz Yılın Evi yurt dışı turnelerinden sonra İstanbul'da, Koma Sahne’de!

Berlin-İstanbul-Zürih prömiyerlerinden sonra Edinburgh Fringe Festivali’ndeki performansıyla The Times ve Guardian gibi önemli gazetelerin seçkilerinde yer alan ve sezonu Romanya turnesiyle Piatra Neamt Festivali’nde açan Yüz Yılın Evi yeni sezonda da İstanbul seyircisiyle buluşmaya devam ediyor.

Yarı otobiyografik, gerçek ile kurgunun iç içe geçtiği oyun, yazar/yönetmen/oyuncu Yeşim Özsoy’un kendi kişisel tarihinden yola çıkarak oluşturduğu hikâyelerle sahnede video ve müzik ile birleşerek vücut buluyor.

Özsoy’un 1919 doğumlu anneannesinin, şu anda var olmayan, 1959 senesinde yıkılmış olan eski bir konak, geçmiş ve çocukluğuyla ilgili anlattığı hikâyeler belgesel bir dille sahnede aktarılırken 100 senelik tarihimiz de çok özel ve öznel bir bakış açısıyla sahneye taşınıyor. Türkiye prömiyerini 22. İstanbul Tiyatro Festivali’nde yapan oyun, Berlin ve Zürih gösterimlerinden sonra İstanbul sahnelerinde yerini aldı. Oyunun hikâye anlatımına müzik ve oyun boyunca devam eden video tasarımı eşlik ediyor.

Oyunun müzikleri, müzik tasarımcısı, yapımcı, besteci ve müzisyen Kıvanç Sarıkuş’a, videoları, Ben ve Nuri Bala belgesel filmiyle Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi İlk Film Ödülü almış film yönetmeni ve fotoğraf sanatçısı Melisa Önel’e, ışık tasarımı Lambda Üniversitesi’nde tiyatro tekniği okumuş, ödüllü tasarımcı Ayşe Sedef Ayter’e, koreografi ise Mimar Sinan Çağdaş Dans Anasanat Dalı Başkanı, uluslar arası projelere imzasını atmış, koreograf, eğitimci ve dansçı Tuğçe Tuna’ya ait. Metin ve dramaturjiye ise Yapı Kredi Yayınları’ndan öykü kitabı çıkan ödüllü yazar ve dramaturg Ferdi Çetin eşlik etmekte.

Yapım: GalataPerform

Metin ve Konsept: Yeşim Özsoy, Ferdi Çetin

Yöneten ve Oynayan: Yeşim Özsoy

Dramaturji: Ferdi Çetin

Video ve Film Tasarımı: Melisa Önel

Müzik ve Ses Tasarımı: Kıvanç Sarıkuş

Işık Tasarımı ve Teknik Koordinatör: Ayşe Ayter

Koreografi: Tuğçe Tuna

Proje Asistanı: Nilay Yerebasmaz

Ses ve Işık Kontrol: Hasan Hakan Yılmaz

Belgesel Video Katılımcıları: Yeşim Özsoy, Turan Necdet Özcan

Konak Video Performansçıları: Elif Ongan Tekçe, Sanem Öge, Emir Politi, Yaman Ceri

Görüntü Yönetmeni: Arda Yıldıran

Kamera Asistanları: Hasan Öztaş, Uğurcan Tüzel

Dublaj Sanatçıları: Katayoun Momtaheni, Karin Ataoğlu, Nükhet Akkaya, Elif Ongan Tekçe, Enginay Gültekin, Ayşe Lebriz Berkem, Yeşim Özsoy

21.12.2019  22.30  Konser: Can Ozan

Can Ozan, Koma Sahnesi'nde sizlerle buluşuyor.

Can Ozan müzik hayatına 13 yaşında herkesin evinde olan 'standart klasik gitar'la başladı. 15 yaşında Kasdav Liselerarası Müzik Yarışması'na katıldı. Biriken bestelerini ilk defa 2015'te 'Delirmiyorsan Tebrikler' ve 'Bisey Var' albümlerinde yayınladı. 2017 de "Derlemeler" albümünü çıkardı. 

Deniz Tekin ile yaptıkları 'Transatlantik' şarkısı uzun süre Spotify listelerinde kaldı. Sedef Sebüktekin, Nova Norda, Damla Eker, Dolu Kadehi Ters Tut, Yigit Seferoglu, Ne Jupiter ve Umut Döven gibi isimlerle ortak projelerde bulundu.

Türkçe folk ezgilerinden avrupai elektronik tınılara, herhangi bir müzik türüne kök salmayı reddeden Can Ozan, bugüne kadar 53 tane şarkı yayınladı. Yakın zamanda akustik şarkılardan oluşan "Dolunay" albümü dinleyicilerle buluştu.

22.12.2019  17.00  Bahane

Mehmet Bilal Dede'nin yazdığı ve Burcu Salihoğlu’nun yönettiği Bahane oyunu, Koma Sahnesi'nde...

  "Evli çift, korkunç bir saldırıya maruz kalır. Akla hayale sığması zor bu travma, kadını ve erkeği gerçek dışı bir hesaplaşmaya sürükler. “Bahane” bir ilişkinin karanlık odalarını ve loş koridorlarını gözler önüne sererken; katılaşmış kadın, erkek kodlarını yıkarak seyirciyi inşa edilmiş çekirdek aile kavramının yıkıntıları içinde bırakıyor."

Bir KOMA işbirliği...

Yazan: Mehmet Bilal Dede

   Yöneten: Burcu Salihoğlu 

   Oynayanlar: Merve Engin, Onur Dikmen 

   Müzik ve Ses Tasarımı: Ferhat Polat 

   Dekor ve Kostüm Tasarımı: Defne Parman 

   Işık Tasarımı: Ayşe Sedef Ayter

  Proje Asistanları: Gizem Özekşi, Berika Cansu, Anıl Özgür, Berfin Ertan

  Oyun Fotoğrafları ve Afiş Tasarımı: KOMA

22.12.2019  20.30  Film Gösterimi - Sarmaşık 

Ülke sinemasının son yıllardaki en iyi örneklerinden, 2015 yapımı “Sarmaşık” filmi yönetmeni Tolga Karaçelik’in katılımıyla Koma Sahnesi’nde...