Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Emekli Tuğgeneral İhsan Başbozkurt, Afganistan’dan olası göçe ilişkin yaşanan tartışmalar ve Suriyeli mülteciler konusuyla ilişkilendiren yaklaşımlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’nin sınır güvenliği konusunda uzun yıllara dayanan bir tecrübesinin olduğunu, son yıllarda eklenen modern sistemlerle ve yeni uzman yapılanmasıyla en üst seviyede sınır güvenlik seviyesine ulaşıldığını belirten Başbozkurt, “Fiziki güvenlik sistemleri duvarlarla arttırılmış, geçmişte sadece dürbünlerle yapılan takip mini ve taktik İHA’lardan elektro optik sistemlere, termal kamera sistemlerinden gece ve gündüz görüş sistemlerine, harekete duyarlı sistemlerle takviye edilmiş, ayrıca TSK’nın modern araç gereç ve malzemeleriyle hudutta çok daha etkili koruma sağlanmıştır. Hudut birliklerinin teşkilatlanmasına yönelik yeni yapılanmayla da hudut personeli konusunda uzmanlaşma sağlanmıştır” dedi.

Türkiye’nin kendi sınır güvenliği yanında komşu ülkelerin sınır güvenliğini de korumak zorunda kaldığını anlatan Başbozkurt, “TSK, bütün bunları yaparken komşularımız yeterince tedbir almamak bir yana başta PKK terör örgütünün sızmaları olmak üzere kaçakçılık, sığınmacı ve mültecilerin geçişinde adeta yol açmakta, kılavuzluk etmektedir” dedi. Başbozkurt, özellikle İran’ın bu konudaki samimiyetsizliğinin Afgan göçü konusunda net bir şekilde görüldüğünü belirtti.

Başbozkurt, İran sınırının düz olduğu Ağrı ve Iğdır bölgesinde fiziki güvenlik sistemleriyle gereken tedbir alınsa da Van’ın Hakkari sınırına yakın bölgelerinde çok yüksek ve zorlu arazi yapısının zorlaştırıcı bir etken olduğunu anımsattı. Bu bölgelerde de gereken ilave tedbirlerin alındığını, buna karşın yaşanan ufak çaplı kaçak geçişlerin de geri bölgede polis ve jandarma tarafından yakalandığını belirten Başbozkurt, “Türkiye’nin İran’ın etkili tedbir almadığı bu coğrafyalarda tek taraflı mücadelesi hayli zor olsa da basında ve özellikle de televizyonlarda çok abartılarak Türkiye sanki sınırını koruyamıyormuş gibi bir pozisyon yaratması hem Türkiye hem TSK için uygun bir değerlendirme değildir. Türkiye sadece kendi sınırları değil yıllarca komşularının da sınırlarını koruyan bir kapasitede görev yapmış ve yapmaya devam etmektedir. Milletimizin topraklarında rahat ve huzurlu uyuyabilmesi için sınırlarımızda 24 saat görev yapan Mehmetçiğimize ve polisimize büyük haksızlık yapılıyor. Mor Dağlar’da hukuk güvenliğini sağlamak her ülkenin, her baba yiğidin harcı değil” şeklinde konuştu.

Coğrafi zorluklarıyla İran sınır hattının Suriye sınırına hiçbir yönüyle benzemediğini anlatan Başbozkurt, şunları söyledi: “İran ve Irak sınırının vahşi coğrafi ve iklim koşulları Suriye sınırıyla mukayese edilemez. Yine aynı şekilde Suriye’de savaş nedeniyle 2011 yılından başlayıp 2015 yılı sonuna kadar yaşanan mülteci, sığınmacıların durumu Afganistan’la asla yaşanmaz. Suriye bizim sıfır noktasından komşumuz. Afganistan ise binlerce kilometre uzakta. İran girişleri baştan önlese, tedbir alsa bunları yaşamayacağız zaten. İran’ın bu davranışları Türkiye’yi Afganistan ile sınır yapmaktadır. Bir diğer konu da, Hakkari-Van hattındaki zorlu coğrafyalardan Türkiye’ye kaçak girebilmek eylül ayına kadar belki mümkünse de 3 bin rakımda, dağlar ve derin vadilerde sıcaklığın eksi 40’lara kadar düştüğü bahar ve kış aylarında neredeyse imkansızdır. Türkiye’nin aktif tedbirleriyle bunun önlemi alınacaktır.

Öte yandan Suriye’de savaştan, Esed rejiminin bombalarından, DEAŞ teröründen kaçan insanların durumuyla hiçbir benzerlik kurulamaz. Suriye’de o yıllarda arkasından bombalar düşen bir kadının elinde 40 aylık bebeğiyle gözününüz içine bakması, yalvarması karşısında ne yapardınız, onu orada nasıl bırakabilirdiniz? DEAŞ’tan kaçan insanları almasaydınız o gün DEAŞ katliamlarına ortak olmakla suçlanırdınız. İnsan hakları ve uluslararası hukuka riayet etmemekle yaftalanırdınız. Dolayısıyla Suriye ve Afganistan mültecileri konusunda benzerlik kurmak kötü niyetten öte bir şey değildir.”

Türkiye’nin Afganistan’da Kabil Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı’nda üstleneceği görev konusunda da Başbozkurt, şunları kaydetti: “Afganistan halkının Türk halkıyla münasebetleri yeni değildir. Afgan halkının Türk halkıyla olan muhabbeti, sevgisi, birlikte hareket etme duygusunu biz ta İstiklal Savaşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nda, hatta Çanakkale Savaşı’nda gördük. Özellikle de Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Afganistan ile yapmış olduğu anlaşmalar, mutabakatlar da Afgan halkına beslediği sevgiyi ve saygıyı ortaya koymaktadır. Biz Afganistan halkına sırtımızı dönemeyiz.”