Tarih boyunca çoğu sanatçı, boya ve fırça kullanarak kendini ifade etti. Ancak günümüzde bazı sanatçılar artık boya fırçalarını bir kenara bırakarak yaratıcılıklarını video teknolojisi, televizyon ve bilgisayar gibi modern yöntemler kullanarak izleyicilerine sunuyor. Gelecekburda.net’e göre dijital sanat yapabilmek için bir sanatçının hayal gücü ve yaratıcılığa sahip olmasının yanı sıra iyi derecede bilgisayar, programcılık başta olmak üzere, dijital sanatın üretileceği donanımlara hakim olması gerekli. 1960’lardan beri sanat dünyasında kendine yer bulmuş bu sanat dalını ve Türkiye’de ne durumda olduğunu bang.Prix Sanat Küratörü Esra Özkan’a sorduk. Aynı zamanda bir danışmanlık şirketi olan ve inovasyon danışmanlığı da yapan ArtBizTech’in sanat bölümüyle ilgilenen Özkan’dan teknolojik sanat terimleri hakkında bilgi aldık ve gelişen teknolojinin sanatla olan ilişkisini konuştuk.



Sanat, iş ve teknolojiyi bir araya nasıl getiriyorsunuz?

Tasarım ve sanat odaklı ilerlediğimiz için “Design Thinking” (tasarım düşüncesi) metodolojisi yapıyoruz ve bir yandan da “Artfulthinking” (Sanatsal düşünme) pratikleriyle de bunları eşliyoruz. Türkiye’nin önemli şirketlerine daha nasıl inovatif ve yaratıcı olabilirler gibi fikirler öneriyoruz. Bu şirketlere workshoplar, seminerler ve atölyeler düzenliyoruz. Dolayısıyla ArtBizTech, bu noktada önemli bir hale geliyor. İsminden de anlaşılacağı gibi ArtBizTech’in açılımı, sanat, iş(business) ve teknoloji. Sanat tarafında küratör olarak ben varım. Teknoloji ve iş kısmında Rabia Yorgancı Kındırıoğlu, iş kısmında aynı zamanda şirektinde kurucusu Emrah Yayıcı ve tasarımda ise Ece Nur Keskin yer alıyor. Ekip olarak projeye göre büyüyor ve küçülüyoruz.

50 sanatçıya destek

bang.Prix nedir?

ArtBizTech, olarak 2017’de şöyle bir soru belirdi zihnimizde: “Özellikle beyaz yaka tarafından inovasyonu destekliyoruz. Ama bunu nasıl dinamik hale getiririz?”. Bunun ardından da aklımıza bang.Prix’i yapmak geldi. Hem sanat iş dünyasına hem de iş dünyası sanata ilham olsun dedik. Onun dışında da sanatçıları destekleyim diye düşündük. Çünkü dijital sanatlar alanında bunun gibi yapılmış bir program yok.

bang.Prix’in odağındaki sanat üreticileri kimler?

bang.Prix, 35 yaş altında, alan gözetmeksizin bütün gençleri destekliyor. Jüri üyelerimiz ve mentorlarımız var. Başvurular alıyoruz. Jüri üyeleri de başvuruları değerlendiriyor ve ardından seçilen projeleri üretmeye başlıyoruz. İki, üç aylık bir süreçten sonra da yıl içerisinde birçok sergi açıyoruz. Bugüne kadar bang.Prix’te 50 sanatçıya destek olduk. Onların eserlerini Türkiye’de ve o eserlerin bir kısmını da yurt dışında sergiledik.
Bunları yaparken de bang.Prix olarak bir rapor yayımladık.

bang.Prix sanatı ve teknolojiyi birleştiriyor. Ama sanat da teknoloji de çok geniş alanlar...

Aslında sanat ve teknolojiyi birleştirme fikri bang.Prix ile başladı. Çağdaş sanatla ilerlemeye devam ediyor. Ama sanat tarafının yükselen değeri, aslında dijital sanatlar. Çağdaş sanatın biraz daha ötesinde bir konumda. Çünkü çağdaş sanat, birçok kavramı içine alıyor. Dijital sanat ise çok daha başka bir durumda. Ama teknolojinin her geçen gün değişmesi, bizi yeni bir döneme getirdi. Bu dönemin adı da “Post Dijital”, “Post Conception” ve hatta, artık geldiğimiz son nokta, “Cyborglar”. Tüm dünyada bunlar konuşulurken buna kayıtsız kalmak mümkün olmuyor.

‘Türkiye, dünyada iyi bir noktada’

Dijital sanat, yurtdışında ve Türkiye’de ne durumda?

Yurt dışında daha çok performans ağırlıklı. Özellikle, gittiğim festivallerde de bunu gördüm. Ancak yapay zekâyı, kod yazılımını ve programı konuştuğumuzda Türkiye, bir tık farklı bir noktada. İçerik olarak ise çok fazla değişiyor. Türkiye’deki üretim içeriğimiz, yurt dışındakilere göre daha iyi ve daha etkili. Çünkü biz iyi işler üretiyoruz. Bu alanda işler yapan Türk sanatçıların da yurt dışında bu kadar bilinir olmasının sebeplerinden birinin de bu olduğunu düşünüyorum.

Uzun bir süreç

Dijital sanat eserlerini sergilerken hiç zorluklarla karşılaştığınız oldu mu?

Teknik olarak konuştuğumuzda burada bence, küratörlüğü sorgulamamız gerekiyor. Bir teknoloji küratörü olmak için belli başlıı özellikler gerekiyor. Sanatçının bazı terimlere hakim olması gerekiyor. Mesela ‘input’u, projeksiyonu, ‘zoom’u bilecek ki sanatçı işi gönderdiğinde ona göre yeri bulabilsin. İnsanlar, her zaman
dijital sanatların karanlık alanlarda sergilendiğini düşünür. Ben bu algıyı yıkma peşindeyim. Yıktığımı da düşünüyorum. Görseli çok net almak için seçtiğiniz teknik ekipman da çok önemli. Çünkü işimizi gösteren şey teknik ekipman ve bu işimizin kalitesini etkiliyor. Örneğin bizim yaşadığımız sorunlardan biri çözünürlüğün düşmesi. Bu sanatçının problemi gibi görünebilir ama aslında küratöründe sorunu. Çünkü bu, kırık bir tabloyu ya da çerçeveyi asmak gibi bir şey. Açıkçası hikâye hem uzun hem de gerçekten kolay olmayan bir süreç.