Gelişmelerden anında haberdar olmak için Google News'te Aydınpost'a abone olun

Aydınpost'a Google News'te abone olun

Özellikle Belgrad kuşatmasında kahramanlık gösteren Hasan, Tekirdağ'a tekrar dönüp kendisini azat eden tüccar efendisinin kızıyla evlenmiştir. İleriki yıllarda ele geçirdiği bir gemiyle şöhretini duyduğu Cezayir yiğitlerine katılmak adına Cezayir'e giden Hasan orada başlangıçta kabul görüp kendisine ele geçirdiği gemi bağışlanmış ve bir zaman sonra Tilimsan şehrinin sancak beyliğine getirilmişti

1761'de Osmanlı donanmasına kalyon kaptanı olarak alınan Hasan Bey, bir sene sonra piyale rütbesine almış ve nihayet 1767'da kapudane olarak paşa unvanı almıştır. 1768-74 Osmanlı-Rus savaşı içinde olan Akdeniz bünyesindeki deniz çarpışmalarında Rus donanmasıyla karşı karşıya gelen Osmanlı donanmasının başındaydı. Rus amiral Spiridof ile olan mücadelede her iki kaptanın da gemisi batmış ve çatışma sonuçsuz kalmıştır. Daha sonra iki donanma da çekilmiştir, ama Osmanlı donanması hareket kabiliyetini kısıtlayacak şekilde Çeşme Limanı'na girmiş ve bunun üzerine Rusların gönderdiği yakıcı gemilerle kıstırılmış donanma yakıldı ve 6 temmuz 1770 Çeşme Baskını yaşandı. Bozgun haberini derhal Bab-ı Ali'ye aktarmak için Çanakkale boğazına kadar gelen Hasan Paşa'ya beylerbeyi rütbesi verilmiştir.





Çeşme Faciası sonrası inisiyatifi ele geçiren Rus donanması Limni adasını kuşatmıştır, yetersiz desteğe rağmen cesaretle hareket geçen Hasan Paşa, bir gönüllü grubuyla gizlice adaya gitmiş ve sürpriz şekilde başarılı olmuştur. Rusları ise kayıp da verdirerek püskürtmüştür. 1770 yılının Kasım'ında vezaret rütbesiyle kaptan-ı derya ilan edilip gazi unvanı verildi ve boğaz bölgesinde başkomutan tayin edildi. Sultan 3. Mustafa ölünce donanma komutanlığından el çektirildi ve Rusçuk seraskeri görevine atandı.

1774 sonrası yeniden kaptanı deryalığa getirildi ve bilhassa 1. Abdülhamid devrinde devlet idaresinde büyük bir nüfuza sahip oldu. Bu süre zarfında devletin merkezi idaresini ele aldı ve Suriye, Mora, Mısır gibi önemli bölgelerdeki isyanları bastırdı. 1779 yılında Mora'da vergi toplayıcılığı (muhassıllık) hakkı elde etmiştir. Avusturya ve Rusya ile olan savaş nedeniyle payitahta çağrılmıştır. 1787 tarihinde başlayan Osmanlı-Rusya&Avusturya savaşında Rus cephesine atanan Cezayirli Gazi Hasan Paşa Özi kalesinin müdafaası için mücadele edip başlangıçta yenilse de sonradan Rus donanmasına karşı zafer kazanmıştır; ancak Özi'nin düşüşü engellenememiştir. Bu kayıp paşanın şöhretini sarsmış ve Özi'nin düşüşü sonrası felç geçirip ölen 1. Abdülhamid yerine tahta geçen 3. Selim tarafından kaptan-ı deryalıktan alıp İsmail kalesine serasker tayin etmiştir. Bu kararın, 3. Selim'in şehzadeliği sırasında tahta geçmek için yaptığı hamleyi dönemin sultanı 1. abdülhamid'e ihbar edenin Hasan Paşa olmasından kaynaklandığı iddia edilse de 3. Selim'in onu daha sonra sadrazamlığa getirmesi sonucu bu iddia eksik kılmaktadır.

Serasker olarak atandığı İsmail kalesinde Rusları mağlup etmiş ve İsmail kalesini kurtarmış Hasan Paşa, iki kez Ruslara yenilen 3 Aralık 1789'da Kethüda Hasan Paşa yerine sadrazam ve serdar-ı ekrem tayin edildi. Savaş süresinde 3. Selim'den sınırsız yetki aldı ve sert tedbirler uyguladı. Yaklaşık 4 aylık sadrazamlık dönemini tamamen cephede geçiren Hasan Paşa büyük başarılar kazanmış, ancak çok sert tedbirler aldığı ve aşırı cezalara kaçtığı için çokça eleştirilmiştir. 30 Mart 1790'da Şumnu'daki merkez karargahta vefat etmiştir ve şehirdeki Bektaşi tekkesine defnedilmiştir.