Soylu, 26. Dönem 2. Yasama Yılı'nın başlaması nedeniyle Meclis Tören  Salonu'nda düzenlenen resepsiyonda, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Hakkari-Çukurca karayolu Doğanlı köyü yakınlarında kaçırılan güvenlik  görevlilerinin terör örgütünün elinden kurtarılmasına yönelik çalışmaların  sorulduğu Soylu, bu konuda az konuşmanın daha doğru olduğunu söyledi.

Soylu, "Hem ailelerin hem de çocuklarımızın mağduriyeti söz konusu.  Biz az konuşursak çocuklarımızın lehine olur. Doğrusu da öyledir. Ailelerin bu  konuda beklentileri söz konusu. Arkadaşlarımız, güvenlik kuvvetlerimiz,  istihbarat birimlerimiz gerekli çalışmaları ortaya koyuyorlar."  değerlendirmesinde bulundu.

İçişleri Bakanlığı görevine gelmesinin ardından bakanlık bünyesinde  pek çok değişikliğin yaşandığının ifade edilmesi ve "Yakın zamanda yeni  kararnameler bekleyelim mi?" denilmesi üzerine Soylu, "Bu sorunun tek bir cevabı  var; devlet kendi rutininde devam eder, işlerini aksatmaz yapar." karşılığını  verdi.

"Bizim davetimiz demokrasi ve hukuk devletinin içerisinedir"

Bakan Soylu, "Yeni görevlendirmeler bekleyelim mi kayyum olarak?"  şeklindeki soruyu yanıtlarken de demokrasi ve hukuk devleti kuralları içindeki  her türlü sürecin başları üzerinde yeri olduğunu vurguladı.

Ama milletin demokrasi ve hukuk devleti çerçevesinde emanet  ettiklerini farklı bir şekilde değerlendirme olursa, bunun da yine kanunlar  çerçevesinde ele alınacağını belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bizim davetimiz demokrasi ve hukuk devletinin içerisinedir. Doğrusu  da odur. Yerel yönetimler ve belediyeler halka hizmet etmek için vardır. Terör  örgütlerine dayanak teşkil etmek için yokturlar. Kim demokrasi ve hukuk devleti  içinde hareket ederse, biz onun yardımcısı ve destekçisiyiz. Ama kim demokrasi ve  hukuk devletinin dışına çıkar, belediyelerin kaynaklarını terör örgütlerine veya  kanunun öngörmediği gayri meşru yöntemlere aktarmaya kalkarlarsa bize milletin  verdiği görev, bunu engellemektir, kanunun gereğini yerine getirmektir. Üç ilde  müfettişlerimiz var; Diyarbakır, Van ve Mardin. Büyükşehirler. Diğer  büyükşehirlerde de var. Ama buraların özelliği şu; yerinde denetim yapıyorlar ve  bu konuda Türkiye'nin 81 ilinde hangi kuralları uygulanıyorsa, aynı kurallar  uygulanacak. Milletin her bir kör kuruşunun hesabı, devlette nasıl soruluyorsa  yerel yönetimlerde de aynı şekilde bu denetim hem Meclis denetimine tabidir hem  de devletin kendi kuralları içinde oluşmalıdır."

"Özel olarak mercek altında demiyorum"

Soylu, "Diyarbakır, Mardin ve Van özel olarak mercek altında mı?"  şeklindeki soruya ise "Özel olarak mercek altında demiyorum. 81 vilayette nasıl  teftiş yapıyorsak, rutin, oralarda da yapıyoruz. Eğer demokrasi ve hukuk  devletinin dışında bir şey görürsek, hangi belediye olursa olsun, darbe, FETÖ,  terör örgütüne dayanak gibi bu konudaki kararlarımızı almakta elbette millet  tarafından görevliyiz. Biz milletin bize ne görev verdiğini biliyoruz ve o  çerçevede hareket ediyoruz." yanıtını verdi.

"Tokmağı kafasına indiririz"

İkinci bir kalkışma iddiasının gündeme geldiği ifade edilerek,  değerlendirmesinin sorulması ve bakanlığına bu yönde ulaşan bir istihbarat olup  olmadığının sorulması üzerine de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, şunları  kaydetti:

"15 Temmuz toplumumuzda bir etki meydana getirdi. Bunun üzerinden sörf  yapmak isteyenler olacaktır ama Türkiye'de bizim görevimiz demokrasi ve milli  iradeyi egemen kılmaktır. Kim bu konuda kafasından bir şey geçiriyorsa,  Anadolu'nun güzel bir deyimi var; tokmağı kafasına indiririz. Hiç kimsenin  endişesi olmasın. Biz tedbirlerimizi almakla mükellefiz. Tedbirlerimizi alırız,  bizim görevimiz odur. Milletimizin güvenliğini, demokratik kuralların işleyişini  sağlamakla sorumluyuz. Bunu da sağlarız. TBMM'nin almış olduğu kararların bize  vermiş olduğu yetkiyi kullanmaktan da hiçbir zaman çekinmeyiz. Ama bu konuda biz  milli iradeyi namusumuz biliriz ve buna uzanan elin gereğini yapmaktan da  çekinmeyiz. Bunu ezberden söylüyor değilim; 15 Temmuz'da millet bu dersi çok açık  bir şekilde verdi. Benim söylediklerimi icra etti. Şimdi de tüm güvenlik  birimlerimiz, bu konularda hem terör hem huzur hem asayiş, hem de demokrasinin  güvenliği kavramı çerçevesinde, kendini hazır hissetmektedir. Elbette ki birtakım  değerlendirmeler, birtakım manipülasyonlar yapılmaya çalışılacaktır, 15 Temmuz  üzerinden istifade etmeye çalışanlar olacaktır, ama milletin de devletin de yolu  bellidir."