Akdeniz’i önüne, Toroslar’ı da sırtına almış olan Adana, ekoturizm için gerekli hemen her şeye sahip. Toroslar, Anadolu’nun güneyi boyunca batıdan doğuya doğru uzanıyor ve bu bölgedeki temel doğal oluşumlardan biri, üstelik birçok hazineyi bağrında saklıyor.
Bu zenginlikleri değerlendirmek amacıyla 2017’de başlayan çalışmalar bitti ve ortaya Meydan Yaylası Ekoturizm Rotası çıktı. ‘Sürdürülebilir turizm uzmanı’ olarak görev aldığım projeyle Tarım ve Orman Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı ve Doğa Koruma Merkezi’nin işbirliğiyle hazırlanan güzergâh artık turizme hazır.

700 metre rakımdaki yayla, ardıç, çam, köknar, sedir ağaçları ve meyve bahçeleriyle iç içe... Yaylada, kır lokantaları, kahveler, bakkallar hizmet veriyor. Telefon, elektrik ve ahşap ya da taş konaklama binaları var. Ormanlık alanın kıyısında kamp da kurulabiliyor.
Çiçeği burnunda ekoturizm alanımızda, doğa yürüyüş parkurunun kuzeyinde Aladağlar Milli Parkı var. Aladağlar Milli Parkı ile birlikte Adana Pozantı Karanfildağ Yaban Hayatı Geliştirme Sahası’na da büyük oranda komşu olan rota, belirli bölümlerde bu alanlarla etkileşiyor. Bu da yürürken birçok canlıyı görüp izleyebileceğiniz anlamına geliyor.




Ulu, yaşlı, anıt sarmaşık!

Rotanın kuzeyinde yine görüntüsü ve canlı çeşitliliğiyle eşsiz güzellikteki Sultan Sazlığı ve Erciyes Dağı, güneyindeyse Çukurova Deltası var. Rota üzerindeki seyir terasları ve gözlem noktalarında bu eşsiz manzarayı görebilirsiniz. Rota ayrıca Bığbığ Orman Sarmaşığı Tabiat Anıtı’na da uğruyor. Genelde ulu yaşlı ağaç denince ibreliler, zeytinler ve çınarlar gelir aklımıza. Sarmaşık gibi farklı bir bitki türünün anıtsal halinin, sizi de benim kadar şaşırtacağından eminim.

Toroslar’ın vazgeçilmez koku ve dokusunu oluşturan ulu karaçamlar, kızılçamlar, göknarlar ve özellikle yaylalardaki ardıç ağaçları, kentlerde özlemini duyduğumuz doğayı rota üzerinde fazlasıyla deneyimlemenizi garanti ediyor. Rotada siz huşu içinde yürürken, üzerinizden kanat açıklığı iki metrenin üzerinde olan, çoğunlukla Afrika’dan bildiğimiz kızıl akbabanın geçebileceğini de hatırlatmalıyım. Zira bölgede üreyen güzel bir kızıl akbaba kolonisi var.




Ayrıca Toroslar’a özgü kırsal hayata dair güzel örneklerin de temsil edildiği rota çevresinde, Akören Köyü yakınlarında geçmişte bölgede yaşayanlara ait kiliseler ve çok sayıda tarihi kalıntıyı görebilirsiniz. Meydan Yaylası ve çevresinde bölgenin göçer hayvancılık ve yaylacılık kültürüne ait eşsiz deneyimlere de hazır olun. İlk ziyaretimde bir yayla yerleşkesinde ikram edilen gözleme, peynir, tereyağı ve ayrandan oluşan yemeğim ‘anlatılmaz yaşanır’ cinstendi. Keçi yavrularının annelerini bulma telaşı ve göçer yaylacıların Toroslar’a dair hâlâ diri olan sözlü kültürel birikimleri de rotanın zenginlikleri arasında.