Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye'deki sorunun çözümünde 6 maddelik Annan Planının "son şans" olduğunu belirterek "Kesinlikle Annan Planının tam olarak uygulanmasını çok yakından takip etmeliyiz. Bu yüzden Suriye'de daha çok (BM) gözlemcisine ihtiyacımız var, bu 300 gözlemci yeterli değil. Aslında Suriye'de birkaç bin gözlemci olmalı" dedi.
NATO Zirvesi sırasında Chicago'da bulunan Cumhurbaşkanı Gül, oradayken CNN International televizyon kanalında Christiane Amanpour'un uluslararası gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Amanpour'un Cumhurbaşkanı Gül ile yaptığı röportaj bugün yayımlandı.
Cumhurbaşkanı Gül, “Annan Planının öngördüğü şekilde, Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esed'in görevi bırakacağı yönünde umudunuz var mı?” şeklindeki soruyu şu şekilde yanıtladı:
“Suriye'de halkı mutlu ve refah içinde görmek istiyoruz. Biz, 6 maddelik Annan Planının Suriye'nin düzenli bir şekilde dönüşümü için son şans olduğunu düşünüyoruz, bu yüzden de Annan Planının tam olarak uygulanmasını istiyoruz. Eğer tam olarak uygulanmazsa, orada sorunlar daha da kötü bir hale gelecektir.”
Amanpour'un, “Yani şu anda Plan tam olarak uygulanmıyor, pekçok insan ölüyor” sözleri üzerine, “Haklısınız” yanıtını veren Cumhurbaşkanı Gül, “Peki Türkiye'nin (Suriye'ye) müdahele etmesi ya da uluslararası toplumu müdahale etme yönünde ikna etmesi için daha ne kadar zaman geçmesi gerekiyor?” sorusu üzerine ise, “Bu uluslararası bir meseledir, bu yüzden de bu konu BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) ele alınmıştır. Burada hep birlikte olmalıyız ve kesinlikle Suriye'de halkın meşru hakkını desteklemeliyiz, hepimiz Suriye halkının talebinin arkasında durmalıyız” dedi.
Amanpour'un, “Türkiye, Suriye'de insani koridor, tampon bölge kurulması gibi konulardan söz etti. Türkiye bu konularda epey şey söyledi ama harekete geçmedi. Türkiye bir şey mi bekliyor, ABD'nin öncülük etmesini mi bekliyor, harekete geçmeden önce neye ihtiyacınız var?” sorusu üzerine ise Gül şunları kaydetti:
“ABD bu konuda çok önemli ülke olarak meseleyle daha çok ilgilenmeli. Kesinlikle Annan Planının tam olarak uygulanmasını çok yakından takip etmeliyiz. Bu yüzden Suriye'de daha çok (BM) gözlemcisine ihtiyacımız var, bu 300 gözlemci yeterli değil. Aslında Suriye'de birkaç bin gözlemci olmalı.”
“Esed'i görevi bırakması yönünde ikna etmesi için İran'la konuşuyor musunuz?” sorusu üzerine ise, Cumhurbaşkanı Gül, “Biz onlara (İran'a) Suriye'deki olanlara gözlerini kapatmamaları gerektiğini söylüyoruz, çünkü Suriye'de her gün pek çok insan öldürülüyor. Suriye'de ateşkesin ilanından sonra bile, o günden bugüne kadar bin 500'den fazla insan hayatını kaybetti. İran bunun sorumluluğunu taşımamalı, o yüzden İran'a, onları (Suriye yönetimini) desteklememelerini söylüyoruz. Artık Esed ülkeyi yönetecek durumda değil.”
“Ama Esed hala başta, Annan Planı da işe yaramıyor, peki bu sorun nasıl çözülecek?” sorusu üzerine ise, Cumhurbaşkanı Gül, “Suriye halkı bu konuda karar verecek, uluslararası toplum onlara destek olacak, yanlarında duracak” diye konuştu.
Türkiye-İsrail ilişkileri
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye-İsrail ilişkilerinin iyiye gitmesi yönünde umutlu olup olmadığının sorulması üzerine ise şunları söyledi:
“Bunu biz tercih etmedik, iki ülke arasındaki ilişkiler bizden dolayı bozulmadı. İlişkileri düzeltmek İsrail'e kalmış. İsrail hükümeti ilişkileri düzeltmek isterse bazı adımlar atması gerek, bu adımların ne olduğunu da iyi biliyorlar. İsrail uluslararası bir yardım konvoyuna saldırdı, sahilden 72 mil ötede açık denizde 9 insanı öldürdü. Türkiye'nin meşru talebi İsrail'in özür dilemesi ve tazminattır” dedi.
Bağdat'ta yapılan İran'ın nükleer programıyla ilgili müzakerelerin başarılı olacağı ve bir savaştan kaçınılacağı konusunda umutlu olup olmadığının sorulması üzerine ise, Cumhurbaşkanı Gül, “Biz bu konuda bir nebze de olsa iyimseriz. Bu konuda son toplantı İstanbul'da yapıldı ve biraz ilerleme sağlandı. İstanbul'da taraflar arasında iyi bir hava vardı, birbirlerini dinlediler, uzun zaman sonra birbirlerini anladılar ve görüşmelere devam etme kararı aldılar. Umarım taraflar bu konuda daha fazla adım atarlar, çünkü bu sorunun siyasi çözümü dışında alternatifi yok. İki taraf da bunun farkında.”
Gül, “Peki sizce ABD ve ortakları, İran'ın uranyum zenginleştirmesine devam etmesine izin mi vermeli, yoksa İsrail'in istediği şekilde barışçıl amaçlı bile olsa zenginleştirmeye izin vermemeli mi?” sorusu üzerine, Gül, “Bence bu onların (İran) hakkı, eğer barışçıl amaçlı ise, eğer yeterince şeffaflarsa o zaman onların hakkı elbette” dedi.
Mısır'daki seçimler
Cumhurbaşkanı Gül, Mısır'da askerlerin ülke yönetimini bırakmaları yönünde onlara neler söylenebileceğinin sorulması üzerine ise, “Mısır'da askerler bu şekilde sonsuza dek gidemeyeceklerinin farkında. Ben Mısır'a gittim ve oradaki askeri liderlerle görüştüm. Onlar ülkeyi yönetmenin kendi işleri olmadığını biliyorlar, sivil hükümete yetkiyi devredecekler, ama bence biraz zamana ihtiyaç var, seçimler var, ondan sonra orada bir otorite olacak. Ben uygun zaman geldiğinde Mısır ordusunun yetkiyi devretmeye hazır olduğunu düşünüyorum” dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, “AB'nin içinde bulunduğu sorunlara rağmen Türkiye gerçekten AB'ye girmeyi istiyor mu?” sorusunu ise şu şekilde yanıtladı:
“Evet, biz 16 yıldır AB gümrük birliğinin bir parçasıyız, AB ile üyelik için müzakere ediyoruz, müzakere sürecini ileri götürmek istiyoruz ve Avrupa'daki dostlarımızdan da daha fazla anlayış bekliyoruz. Maalesef Avrupa'da pek çok ülkenin ekonomik görünümü iyi değil, bizim ekonomimiz ise son derece iyi ve işbirliğimiz onlara yardımcı olacaktır, katkı sağlayacaktır” dedi.
Fransa'da Sarkozy'nin yerine Cumhurbaşkanı François Hollande'nin gelmesiyle daha sıcak ve adil bir yaklaşım bekleyip beklemediğinin sorulması üzerine ise Gül, “Evet öyle düşünüyorum. Fransa Cumhurbaşkanı Hollande son derece makul biri ve son derece geniş bir vizyona sahip. İşlerin pürüzsüz şekilde ilerlemesini umut ediyorum” diye konuştu.