Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetiminin başkanı Mesut Barzani ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında yayımlanan ortak bildiride, "Suriye'deki tüm vatandaşların eşit haklar ve özgürlüklerden faydalanacağı, demokratik, özgür ve çoğulcu Suriye için ve Suriye halkının meşru taleplerinin yerine getirilmesine destek vermek için işbirliği yapmaya ve çabaları eşgüdüm halinde yürütme noktasında görüş birliğine varıldı" denildi.

DURUM DAHA DA KÖTÜLEŞECEK


Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, ikili ilişkiler ve Suriye'deki durum başta olmak üzere bölgesel konularda kapsamlı, dostane ve yapıcı bir görüşme gerçekleştiği belirtildi. Açıklamada, "İlişkilerin seyrinden duydukları memnuniyeti not etmiş ve ekonomik kalkınma ile enerji başta olmak üzere ilişkileri her alanda daha da geliştirmek hususunda mutabık kalmışlardır" denildi. ''Her iki taraf Suriye'deki durumun endişe verici durumda olduğunu vurguladı'' denilen açıklamada, Suriye halkının acı çekmeye devam ettiği belirtildi. Suriye'deki çatışmalar sonucu insani kayıplar ve yıkımın tahmin edilemez boyutlarda olduğu kaydedilen açıklamada, ''Her iki taraf Suriye rejiminin ve izlediği politikaların ülke içinde mezhep ve etnik çatışmaları provoke etmek yönünde izlediği politika ve eylemlerin ülkede durumu daha da kötüleştireceğini kaydetti'' ifadesi kullanıldı. "Suriye'deki gelişmeler aynı zamanda bölgesel güvenlik ve istikrara da tehdit oluşturmaktadır. Bu hiç bir şekilde kabul edilemez bir durumdur"

SURİYE'NİN GELCEĞİ HALKIN ÖZGÜR İRADESİNE BAĞLI

Edenilen açıklamada, şu ifadeler kullanıldı:
"Her iki taraf da Suriye'de siyasi geçiş sürecinin barışçıl bir şekilde gerçekleşmesi konusundaki taahhütlerini ifade ettiler. Ayrıca Suriye'nin geleceğinin yalnızca Suriye halkının özgür iradesiyle belirlenebileceğinin altını çizdiler. Suriye'deki tüm vatandaşların eşit haklar ve özgürlüklerden faydalanacağı, demokratik, özgür ve çoğulcu Suriye için ve Suriye halkının meşru taleplerinin yerine getirilmesine destek vermek için işbirliği yapmaya ve çabaları eşgüdüm halinde yürütme noktasında görüş birliğine varıldı. Her iki taraf Suriye'deki istikrarsızlık ve kaos konusunda duyduğu derin kaygıyı paylaştı. Suriye'de otorite boşluğundan istifade etmeye çalışacak her türlü şiddete başvuran grup ya da örgütün ortak bir tehdit olarak algılanacağı konusu da vurgulandı. Yeni Suriye'de her türlü terörist ve aşırıcı grubun varlığına izin verilmemelidir. Bölgenin barış ve istikrarı için iki taraf da istişare ve işbirliğine devam etme konusunda mutabık kaldılar.''