Selçuklu hükümdarlarından II. Kılıçarslan'ın kızı, I. Gıyaseddin  Keyhüsrev'in kızkardeşi Gevher Nesibe Sultan'ın adını taşıyan medresenin aşkla  başlayan inşa hikayesi, ziyaretçilerde derin bir iz bırakıyor.

Müze olarak kullanılan medresede Selçuklu dönemindeki tıbbi aletler  ile eczacılık araç ve gereçleri sergilenirken o dönemin tedavi yöntemleri  hakkında da bilgi veriliyor.

Kayseri Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı  Müzeler Müdürü Fehmi Gündüz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tarihi medresenin  1205-1206 tarihlerinde Gevher Nesibe Sultan adına abisi Gıyaseddin Keyhüsrev  tarafından yaptırıldığını, günümüzde Selçuklu Uygarlığı Müzesi olarak varlığını  devam ettirdiğini söyledi.

Gündüz, Selçuklu Uygarlığı Müzesi ile ilgili şunları kaydetti:

"İçerisinde medresesi, şifahanesi, hamamı ve mescidi bulunan 2 bin 800  metrekarelik bir külliye. Rivayet edildiğine göre, Gevher Nesibe Sultan sarayın  baş sipahisine (ordu komutanına) gönül vermiş. Dönemin sultanı Gıyaseddin  Keyhüsrev bu durumu öğrenir. Gıyaseddin Keyhüsrev sipahiyi savaşa gönderir,  başarılı olması durumunda kardeşini komutana vereceğini söyler. Sipahi savaşa  gider ve savaştan ağır yaralı  döner. Gevher Nesibe Sultan gönül verdiği kişinin  ağır yaralı olduğunu görünce çok üzülür ve verem hastalığına yakalanır. Ölüm  döşeğinde olan Gevher Nesibe Sultan'ın yanına abisi gelir ve yaptığından pişman  olduğunu söyleyip son isteğini sorar. Bunun üzerine Gevher Nesibe Sultan hem  gönül yarasına hem de kılıç yarasına şifa aranması için kendi mal varlığı ile bir  şifahane yapılmasını ister. Bu şekilde bir hikayesi vardır buranın."

Tarihi yapının 1890 tarihine kadar orijinal şekliyle hizmet  verildiğini anlatan Gündüz, medresede ünlü hekimlerin yetiştiğini ifade etti.

Gündüz, geçmişte din, dil, ırk ayrımı gözetilmeden hastaların tedavi  edildiği tarihi yapının önemli özellikleri olduğunu aktardı. Medresede,  Selçuklu'ya ait eserlerin yanı sıra teknolojik görsellik içeren alanların  bulunduğunu belirten Gündüz, Kayseri Büyükşehir Belediyesi ile 2014 yılında  yapılan restorasyon çalışmasıyla yapıyı müze olarak hizmete açtıklarını dile  getirdi.

Her yıl ortalama 100 bin kişinin müzeyi ziyaret ettiğini aktaran  Gündüz, ziyaretçilerin 36 sergi odasında 611 eser ile 2 bin civarında sikkeyi  görme imkanı elde ettiğini kaydetti.

Müzede ayrıca Selçuklu dönemindeki tedavi yöntemleri ve aletleri,  ecza, su ve sağlık, müzik ile tedavi, renk ile tedavi gibi bölümler de  bulunuyor.