Hakkâri’nin Çukurca İlçesi’nde el yapımı mayının patlaması sonucu 7 askerin şehit olmasıyla ilgili davanın görülmesine Genelkurmay Başkanlığı Askeri Mahkemesi’nde bugün devam edildi.

Çukurca’da 7 askerin şehit olduğu mayın patlamasına ilişkin davanın bugünkü duruşmasında sanık Tuğgeneral Zeki Es, bilirkişi raporunu “google earth”ten bölgenin görüntülerinin bulunduğu sunum ile anlattı. Es, yaşanan olaydan sonra antipersonel mayınların sökülmeye başladığını ve bu nedenle 14 ay sonra aynı bölgede 7 şehit verildiğini savundu.

TALİMNAMELERDE TUZAKLAMA MAYIN DÖŞENEBİLİYOR
Ottawa Sözleşmesi’nin kara mayınlarının azaltılmasına dair hükümlerine aykırı davrandığı iddialarının yer aldığı bilirkişi raporunu eleştiren Tuğgeneral Es, 2004 yılında imzalanan sözleşmeye rağmen, bu tarihten sonra TSK’dan çıkartılan birçok talimname ve dokümanda antipersonel mayınlarının döşenebileceğinin belirtildiğini kaydetti.

TSK’dan çıkan birçok talimname ve dokümanın sözleşme şartlarına aykırı şekilde mayın döşemeyle ilgili hususlar içerdiğini belirten Es, hem eski dokümanların buna göre güncellenmediğini hem de 2004 sonrası çıkartılan dokümanların da Ottawa Sözleşmesi’ne aykırı olduğunu savundu. Terör unsurları bulanan ülkelerin Ottowa Sözleşmesi’ne imza atmadığını söyleyen Es, Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin uyarılarına rağmen Genelkurmay Başkanlığı yetkililerinin bu sözleşmeye imza attığını savundu. Es’in, bilirkişi heyetindeki en yüksek rütbeli subay olan İç Güvenlik Harekat Daire Başkanı Tümgeneral Fahri Kır’ın aynı zamanda bu güncellemeleri yapmakla görevli olduğu, bilirkişi heyeti üyeleri arasında sicil amirliği ilişkisi bulunduğu, heyetin hiçbir üyesinin doğuda görev yapmadığı yönündeki iddialar ise duruşmaya katılan bilirkişi heyeti tarafından reddedildi. Kır, talimnamelerde değişiklik gerektiğinde silsile yoluyla Eğitim ve Doktirin Komutanlığı’na (EDOK) tekliflerin sunulduğu ve gerekli düzenlemelerin yapıldığını kendilerinin böyle bir sorumluluğunun bulunmadığını kaydetti.

MEHMETÇİK TEPE’DE 7 ŞEHİT
Es, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde iki defa emir çıktığını, burada arazide alınacak emniyet tedbirlerinin anlatıldığını, yaz ve kış olarak iki farklı tertiplenme yapıldığını bu emirlerde, mayın tuzaklamanın serbest olduğunu ve Ottowa sözleşmesi’nden bahsedilmediğini kaydetti. Ottowa Sözleşmesi’nin sivil halkı tehlikeden koruma amacı taşıdığını kendilerinin mayın tuzaklamalarının ömrünün bir ay olduğunu ve yerleşim yerlerinden uzak alanlara döşendiğini anlatan Es, duruşmadaki bilirkişi raporunu değerlendirirken, Hantepe’nin güvenliğinin sağlanması için arazi şartları nedeniyle tuzaklama sistemlerinin zorunlu olduğunu söyledi. Es, bölgede Hantepe’de yaşananlardan sonra subayların tuzaklamalardan çekinerek kaldırmaya başladığını ifade etti. Es, mayın tuzaklamasının önemini şöyle anlattı:

“Bizim olaydan sonra tuzaklar kaldırıldı. Bu çok büyük sorumluluktur. Mayınları kurmadığımız zaman terörist aşağıdan gelip el bombasını mevzide nöbet tutan askere atıp gidiyor. Bu nedenle Hantepe olayından 14 ay sonra yine aynı bölgedeki Mehmetçik Tepe’de 7 şehit verildi. Tetörist aşağıdan mevziye yaklaşıyor tuzaklama olmadığı için rahatça geliyor, el bombasını atıyor, karşıdan da roket atarlarla saldırıyorlar, mevzilerimizde askerlerimiz şehit oluyor. Hatta birkaç saldırıda mevzilerdeki askerin silahlarını bile ele geçirdiler. Tuzaklamalar bulunursa terörist geldiğinde mevziye yaklaşamadan imha oluyor. Operasyonda bulunan mühimmat gömülür. Şu ana kadar savcıların ‘mühimmat bulunmuş getirin bakalım’ dediği olmamıştır.”

TSK’NIN BİR SUBAYI ÖRGÜTÜN SİTESİNDEN KENDİNİ AKLAMAYA ÇALIŞIYOR
Bir komutan olarak operasyon hazırlıkları süresinde askerlere moral vermek için 1.5 ay içinde 7 kez Hantepe’ye gidip geldiğini anlatan Es, mayınların yerleri için konulan işaretlerin uzaydan bile görüldüğünü kaydetti. Bilirkişilerin raporu hazırlamak için yeterli olmadığını savunan Es, olayın ardından bölücü terör örgütünün olayı kendi internet sitesinden kabul ettiğini belirtti. Diğer sanıklar Erdoğan ve Alaçam ile avukatları da bilirkişi raporunu eleştirerek, yeni heyet belirlenmesi talebinde bulundu. Es’in "PKK’nın olayı internet sitesinden kabul ettiğine" yönelik sözlerine Şehit Deniz Demirci’nin ailesinin avukat Hayrettin Açıkgöz, “Sanığın söylediği HPG Online sitesi bölgede mantar tabancası bile patlasa propaganda yapma amacıyla olayı üstleniyor. TSK’nın bir subayının örgütün internet sitesinde yer alan bir bilgiyle kendini aklamaya çalışması beni yaralıyor. Burada o kadar komutan ifade verdi, biz örgütün internet sitesini mi kaynak alacağız” dedi.

Es’in bilirkişi raporunu değerlendirmek yerine heyette yer alanları aşağıladığını savunan Akıçgöz, “Sanıkların yanı sıra meslektaşlarım da bilirkişiyi tahkir eden ithamlarda bulunmuştur, ben onlar adına özür diliyorum" dedi.

KOŞONER’İN SES KAYDI GAZETE KÜPÜRLERİNDEN GÖNDERİLDİ
Bilirkişi heyetinin başkanı İç Güvenlik Harekat Daire Başkanı Tümgeneral Fahri Kır, heyette yer alan subayların emir komuta içinde olduğu iddiasını yalanladı. Kır, bilirkişi heyetinde yer alan iki subayın da komando eğitimi almış kişiler olduğunu açıkladı.

Mahkeme Başkanı Yüzbaşıoğlu, Emekli Orgeneral Işık Koşaner’e ait olduğu belirtilen ses kaydının veya tapelerinin bulunup bulunmadığı konusunda Genelkurmay İletişim Daire Başkanlığı’ndan cevap geldiğini bildirdi. Genelkurmay İletişim Daire Başkanlığı, Koşaner’in internete yasal olmayan dinleme yoluyla yüklenen ses kaydının gazetelerde yer alan 43 sayfalık haberlerini gönderdi.

Emekli Orgeneral Işık Koşaner’in tanık olarak dinlenmesi talebine Mahkeme Başkanı Yüzbaşıoğlu internette yayınlanan ses kaydının davayla ilgisinin bulunmadığına karar vererek Koşaner’in tanık olarak dinlenmesi talebini reddetti. Mahkeme Başkanı Yüzbaşıoğlu, yeni bilirkişi görevlendirilmesi istemini ise taleplerin incelenmesinden sonra karar verileceğini açıkladı. (anka)