Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AKP'nin kapatılması için dava açılmasına tepkisini sürdürürken, milli iradeyle hukukun karşı karşıya getirilmek istendiğini iddia etti, “Korktukları AKP değil, millet iradesidir” dedi. Son olayla, yürüyüşlerini hala anlamayan kişiler olduğunu fark ettiklerini söyleyen Erdoğan, “AKP"yi din ve fanatizm, terör ve şidetle bir göstermeye çalışmak gayri ciddiliktir. Akla karayı karıştırmaktır. Yerle gök, gece ile gündüz, yalanla gerçek arasındaki mesafe neyse, AKP ile dinci şiddet arasındaki mesafe budur” dedi.


Erdoğan dün Siirt ve Batman'da partisinin kongrelerine atıldıktan sonra geldiği Şanlıurfa'da, geceyi Polisevi'nde geçirdi. AKP İl Kadın Kolları kongresinin yapıldığı spor salonuna gelişinde yaklaşık 4 bin kişi tarafından karşılanan Erdoğan"a, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker ve Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik eşlik etti.

“YOLUMUZUN ÇOĞU GİTTİ AZI KALDI”

Kongredeki konuşmasının ilk bölümünde AKP'nin kapatılması davasına ilişkin tepkilerini sürdüren Erdoğan, hükümetin yaptığı hizmetleri anlatırken de sık sık "Herhalde bu laikliğe aykırı değildir" diyerek kapatma davası açılmasına gönderme yaptı.

Konuşmasında bir çok köklü soruna el atıp çözdüklerini ve sözlerinin eri olduklarını kaydeden Erdoğan, “Biz yüreğimizi ortaya koyduk. Yüreğimizi millete emanet ettik. Onların yüreğine güvendik. Milletimiz de bizim yüreğimize güvendi. Şükürler olsun mahçup olmadık. İddiamızın altında kalmadık. Milletimizi de mahçup etmedik” dedi. Erdoğan, milletin emanetine ihanet etmediklerini belirterek, “40 yıl önce, 50 yıl önce çözülmesi gereken meselelerle uğraştık. Ferhat gibi yola çıktık. İnşallah bu uzun ince yolun çoğu gitti azı kaldı” diye konuştu.

Türkiye"nin bugününü ve geleceğini düşünmenin sadece AKP"nin görevi değil, ülkede yaşayan herkesin görevi olduğunu kaydeden Erdoğan, sözleringi şöyle sürdürdü:

“Önemli görevlere gelmiş kişilerin sorumlulukları daha çoktur. Bu ülkenin bugününü ve geleceğini düşünmek sadede iktidar partisinin görevi değil. Türkiye"nin uluslararası itibarını saygınlığını düşünmek sadece AKP"nin görevi midir? Güven ve istikrarı düşünmek sadece AKP"nin görevi midir? Türkiye"nin demokratik ve ekonomik kazanımlarını gözetmek AKP"nin görevi midir? Elbette biz tek başımızsa da kalsak, Türkiye"yi düşünmeye, milletin çıkarlarını korumaya demokrasiye sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

“HUKUK SİSTEMİ TARTIŞMALI HALE GELDİ”

Yunus Emre'den dizeler okuyan ve "gönüller yapmaya geldiklerini" söyleyen Erdoğan, “Biz bize uzanan ellerin kırılmasını değil, bize uzanan ellerin bizde şefkat eli olmasını temeni ederiz. İstiyoruz ki herkes sorumluluk duygusuyla hareket etsin. Bu milletin menafaatlerine zarar verecek hareketlerden kaçınsın” dedi.

Erdoğan, bugüne kadar yapılan haksızlıkların, krizlerin hep yapanın yanına kar kaldığını öne sürdükten sonra şöyle dedi:

“Ekonomik krizin sahipleri bir gecede bu milleti fakirleştirdi. Hiç bir şey olmamış gibi devam etti. Hukuk sistemimiz nice yanlışlara maruz kaldı. Millet bedeller ödedi. Keyfi hataların, yanlışların bedelini bizim milletimiz ödedi. Bu ülkenin itibarını zedelemeye, ekonomik ve demokratik istikrarını bozmaya yok saymaya, hukuk sistemini tartışmalı hale getirmeye kimin hakkı olabilir? Kimse bu ağır vebali taşıyamaz. Bu milletin huzurunu kaçıranlar, bu milletin değerini bilmeyenler, iradesini hiçe sayanlar, onu değersiz ilan edenler milletin ahını almaktan kurtulamazlar. Antidemokratik eğilimleri alkışlama hastalığından kurtulamazlar. Üçüncü sınıf bir demokrasiyi Türkiye'ye layık görebilirler, ancak beyhude çalışırlar.”

Türkiye'nin birinci sınıf bir demokrasi yolunda önemli mesafeler aldığını kaydeden Erdoğan, “Türkiye zamanın gerisinde kalanların dar kalıplarını çoktan aşmıştır. Türkiye"yi çağdaş dünyadan koparmaya, evrensel normlardan uzaklaştırmaya çalışanlar bu milletin gündeminden tasfiye olmuştur. Kimse Türkiye"yi geri götüremez. Kimse Türkiye"yi üçüncü sınıf gibi gösteremez. Türkiye, bu dar görüşlü kalıplara sığmayacak kadar büyük. Türkiye bu dar görüşlerin eline kalsa ne AB ile müzakerelere başlayabilirdi, ne de yıllık 22 milyar dolar küresel yatırım Türkiye"ye gelirdi, ne 127 milyar dolar ihracat yapabilirdi, ne de enflasyonu tek haneli rakamlara çekebilirdi” dedi.

“BAZILARININ ZİL TAKIP OYNAMADIĞI KALDI”

Erdoğan, konuşmasında "Kriz ve gerilim erbabı" dediği muhalefeti eliştirirken de şöyle dedi:

“Hayırlı bir iş yapmak gibi bir derdiniz yok, beyler bari gölge etmeyin. Yahu bir an yastığı başınızı koyduğunuzda milletim için, ülkem için ne yaptım diye bir sorun kendinize, Allah aşkına. Son gelişmeden sonra bazılarının zil takıp oynamadığı kalanlara söylüyorum. Arzu ederseniz Şanlıurfa"nın meydanları müsattir ama yer bulamazsınız. İşte millet burada, meydanlarda. İşte millet caddelerle, demokrasi bu. Kararı burası verecek. Demokrasiyi sahiplenmek bu, cumhuriyet bu, cumhur bu, buna sahip çıkmaya çalışacaksınız.”

Bazı kişilerin hukuku geliştirmek yerine, hukukla milletiradesini karşı karşıya nasıl getireceklerini düşündüğünü iddia eden Erdoğan, “Onların sadece eskimiş, modası geçmiş yasakçı fikirleri var. Onlar kendi içlerine kapanmış, otoriter ülke peşinde koşar. Bizim hayallerimiz var. Bizim bu ülke için daha iyi bir gelecek hayalimiz var. Milletine, ülkesine, bayrağına kendisini adamış bir kadroyuz” dedi.

Başbakan Erdoğan, ülkede ayrımcı politikaların hep karşısında olduklarını, son gelişmelerin ise bu yürüyüşlerini anlamayanlar olduğunu gösterdiğini belirterek, “Ama anlayacaklar er veya geç. Benim milletim geçmişten bu yana bunu anlamayanlara hep bunu sandıkta anlattı, yine anlatacak” diye konuştu.

Milletin kendisine hizmet edeni de yoluna taş koyanı da bildiğini kaydeden Erdoğan, “Bizim hizmetten başka bir gayemiz yok. Bunu anlasınlar artık. Korktukları AKP, milletin iradesi değil mi? Bunların zarar verdiği AKP değil, demokrasi, hukuk devletidir. Büyük bir ülke, güçlü bir millet istikrarlı bir Türkiye"den rahatsız mısınız? Ne bunların cevabını verebilirsiniz, ne vebalini ödeyebilirsiniz” dedi.

AKP FANATİZMİN KARŞISINDA OLMUŞTUR

Parisinin din fanatizmi, terör ve şiddet yanlısı gösterilmesinin gayriciddi bir yaklaşım olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Bu akla karayı karıştırmaktır. Yerle gök, gece ile gündüz, yalanla gerçek arasındaki mesafe neyse AKP ile dinci şiddet arasındaki olay budur. Din maskesi kullansın ister içeride ister dışarıda olsun AKP her türlü aşırının şiddetle karşısında olmuştur. Aşırı uçlarla mücadele etmiştir. Etmeye devam edecektir” dedi.

Erdoğan, milletin iradesinin AKP"yi siyasi yelpazenin merkezine oturttuğunu, çizgisinin belli olduğunu belirterek, “Bizim yolumuz, çizgimiz bellidir. Cumhuriyetin nitelikleri için çalışmaya ve yolumuza devam ediyoruz. Bizden aksini bekleyenler hayal kurmaya ve gülünç duruma düşmeye mahkum kalacak. Milletimiz inandı, biz de Türkiye"ye inanmaya ayrım yapmadan güvenmeye devam edeceğiz. Uzun ince bir yoldayız gideceğiz gündüz gece” diye konuştu.

“BİZDE ETNİK MİLLİYETÇİLİK YOK"

Başbakan Erdoğan, bölgesel yatırımlar, eğitim ve sağlıkta yaptıkları hizmetleri anlattı, hastane kapısında artık çile çekilmediğini, reçetedeki ilaçların alınabildiğini söyleyerek, “Çünkü biz, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi dedik öyle koyulduk yola” dedi.

Ülkede yaşayan 70 milyonun canları ciğerleri olduğunu, adaleti, kalkınmayı, refahı ekmeği aşı büyütmeyi böyle anladıklarını belirten Erdoğan, “Bizim tek vurguladığımız tek şey var, bizde etnik milliyetçilik yok. Bizde bölgesel milliyetçilik yok. Ege neyse, Marmara neyse, Akdeniz neyse, Güneydoğu Anadolu, Doğu Anadolu, Karadeniz, Orta Anadolu da o. Biz bunu başardık. Çünkü biz ülkemizin topraklarına sevdalıyız. Biz 780 bin kilometrekarede bir metrekaresini bir kenara koyamayız. Hepsine aşığız” dedi.

Salondaki AKP'li kadınlara “Sizler bizim için kutlusunuz, mübareksiniz” diyen Başbakan Erdoğan, “Her halde bu laikliğe aykırı değil. Değil mi? Değil” dedi.

Hükümetin icraatlarını devrim olarak nitelendirirken, “Ah bunu göremeyenler” diyen Erdoğan'a partili kadınlar “Hakkını helal et” diye bağırdı. Erdoğan da “Helal edilecek bir hak yok. Biz sizin hizmetkarınız. Biz böyle çıktık bu yola. Siz emanet verdiniz, biz bu emanete sahip olmaya, hakkıyla yerine getirmeye, hedefine ulaştırmaya çalışıyoruz. Aynı hassiyetle, aynı aşkla bu yola devam edeceğiz” dedi. Kadınlara “Sözümüzü tuttuk mu? Tuttuk mu?” diye soran Başbakan Erdoğan devam ederek “Ama eksikler var. Onları da bitireceğiz, en ideal şekle getireceğiz” diye konuştu.

Erdoğan, GAP"ın eksik kalan bölümlerini 12 -15 katrilyon harcayarak 5 yıl içinde bitireceklerini, Suriye sınırındaki mayınlı 780 kilometre alanında temizlenerek organik tarıma açılacağını, Fırat ve Dicle havzasında sulama ve hidroelektrik üretimine yönelik 22 baraj ve 19 hidroelektrik santralıyla sulama sorununu da çözeceklerini belirtti.

GÖZÜ YAŞLI DÖVİZ TAŞIDI

Başbakan Erdoğan"ın konuşmasının ardından partisinin Kadın Kolları üyeleri sedef bir dibek hediye etti. Kongrede bulunan 50 yaşlarındaki Saide Yılmaztekin adlı bir kadın ağlayarak, üzerinde "Yolunda taş olsa, gözünde yaş olsa, seninle beraberiz ölene kadar Başbakan" yazılı dövizi taşıdı. Ağlayan kadını gören Başbakan, elini göğsüne götürerek teşekkür etti.

Konuşmasının sonunda Erdoğan, partilileri tarafından ayakta alkışlandı, bunun üzerine karanfil attı.

Başbakan Erdoğan, kongrenin yapıldığı salona gelmeden önce 2 bin kişilik Atatürk Spor Salonu hınca hınç doldu. Salona girmek isteyenler kapının kapanmasıyla birlikte zaman zaman izdihama neden oldu.

Polis salona girenleri tek tek kontrolden geçirdi, kadınların üzerinde bulunan toplu iğnelere kadar el konuldu. Kadınların yoğunlukta olduğu salonda, kara çarşaflılar dikkat çekti. Salona giremeyince bahçede bekleyenler için Erdoğan"ın konuşmasını dinlemeleri için sinevizyon konuldu.

Kongreye katılanlar Türk bayrağı ve AKP flamaları sallayarak çalan şarkılara eşlik ederek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan"ı bekledi.

Kongre salonundan ayrıldıktan sonra Şanlıurfa Valiliği'ne geçen Erdoğan, Vali Yusuf Yavaşcan"dan brifing aldıktan monra Mardin'e hareket etti. Erdoğan, yolda çocuklara oyuncaklar dağıttı.

Trafiğe kapatılan Bahçelievler Caddesi"nden geçmek isteyen kimlikleri henüz belirlenemeyen iki kişi kendilerine izin vermeyen bir polis memuruyla tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine polisi dövdükleri iddiasıyla 2 kişi gözaltına alındı.

Hürriyet