Active Academy tarafından düzenlenen ve ana teması "Küresel Kriz ve
Türkiye" olarak belirlenen 6. Uluslararası Finans Zirvesinin açılışında yaptığı
konuşmada Bilgin, son 2 aydır önemli veriler almaya başladıklarını söyledi.
Kurum olarak bugünlerde çok fazla konuşmamaya dikkat ettiklerini ve bu
dönemde ağızdan çıkan her bir kelimenin önemli olduğuna çok inandıklarını ifade
eden Bilgin, global krizin şekil değiştirdiğini, Lehman Brothers gibi bir devin
batabileceğinin görüldüğünü, bunun piyasalar için soğuk bir duş olduğunu
belirtti.
Bilgin, bu dönemden sonra krizin reel sektör üzerindeki etkilerinin
artığını, reel sektörün şiddetli bir fırtınayla karşı karşıya kaldığını
vurgulayarak, şöyle dedi:
"Ekonomik resesyonun en büyük sebebi işgücü piyasasındaki bozulmadır.
Global dalgalanma muhtemelen reel ekonomi üzerindeki etkisini artıracaktır.
Global dalgalanmaların en önemli müsebbipleri, başta FED olmak üzere merkez
bankalarıdır. Bu dönemde merkez bankalarına büyük görev düşüyor. Gelişmeler
göstermiştir ki idareler, faiz değişikliklerinden daha çok likidite sağlanmasında
daha etkin olabilmektedir."
Gelişmekte olan ülkelerin, büyümeyi makro hedef olarak enflasyonun önüne
geçirmesi gerektiğine işaret eden Bilgin, "geçtiğimiz günler, finansal istikrara
fiyat istikrarından daha fazla önem verildiğini, beklentilerin çok hızlı
değişebildiğini ve yeni bir finansal mimarinin oluşturulmak üzre olduğunu bize
gösterdi" diye konuştu.
-FISILTI RİSKİ...-
Bu dönemde fısıltı riskinin ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığını dile
getiren Bilgin, sektörün 2001 ile karşılaştırılamayacak kadar iyi bir durumda
bulunduğunu ancak deneyimli gazetecisinden bankacısına, eski üst düzey
bürokratından yeni gazetecisine bazı yorumları "hayretle" izlediklerini ifade
etti.
Tevfik Bilgin, "Her yorumu, her bülteni satır aralarına inerek tahlil
ediyoruz. Bunların bazılarından çok da yararlanıyoruz. Ama iyi niyetli olmadığı
daha ilk cümlesinden anlaşılan yorumların amaçlarının ne olduğunu sizin
takdirlerinize bırakıyorum. Sormak istiyorum; hani aynı gemideydik?" dedi.
Bilgin, özellikle bankaların itibarını sarsan bu gibi açık veya gizli,
"aba altından sopa gösteren" yorumlarla ilgili olarak, Plan ve Bütçe Komisyonunda
vekillere bu anlamda bir maddenin eklenmesi önerisinde bulunacağını kaydetti.
Finansal otoritelerin, ekonomilerin genişleme dönemlerinde aldıkları
önlemleri, daralma dönemlerinde ölçülü ve tedbirli bir şekilde uygulamaları
gerektiğine işaret eden Bilgin, "ekonominin iyi günlerde biriktirilen
cephanelerinin harcanacağı dönemler işte bu dönemlerdir" dedi.
Bilgin, bazı bankacıların içeri girmeden riski algılayamadıklarını,
gözüyle görmeden aksiyon almayan bankacılar için krizin döneminin bir tecrübe
olduğuna değindi.
-SON 1,5 AYIN VERİLERİ-
2008 yılının ilk 9 ayında sektörün finansal sonuçlarını açıklayan Bilgin,
buna göre, ilk 9 ayda bankacılık sektörünün yüzde 17 büyüdüğünü, geçen yıl aynı
dönemde bu rakamın yüzde 9 olduğunu, 9 ayda aktif büyüklüğü 552 milyar YTL, kredi
büyüklüğü 361 milyar YTL"ye ulaşan sektörün, sermaye yeterlilik rasyosunun yüzde
17,4 olduğunu ve bu dönemde karın ise 11 milyar YTL olarak gerçekleştiğini
anlattı.
Tevfik Bilgin, son 1,5 ayın verilerine göre Türk lirası kredilerin
sistemde 1,9 milyar YTL azaldığını, yabancı para kredilerin de avro dolar
paritesi çıkarıldığında 392 milyon dolar artığını kaydetti.
Bilgin, YTL mevduatın, krizin en şiddetle yaşandığı bu dönemde 7,1 milyar
YTL, avro-dolar mevduatında ise 8,9 milyar dolarlık bir azalmanın söz konusu
olduğunu bildirdi.

-"ANALİSTLERE HOŞ GÖRÜNMEK İÇİN Mİ BANKACILIK YAPACAĞIZ?"-
Tevfik Bilgin, bankacılara şöyle seslendi:
"Aktif ve pasif dengesini en iyi siz bilmektesiniz. Artık diğer
bankaların ne yaptığını ne yapmadığını, pazar payını bir kenara bırakın. Şunu çok
açık söylüyorum; hala kendini yarış pistinde gören ancak yetersiz olan bankaları
çok sert bir şekilde engelleriz. Gerekirse banka bazında özel rasyolar
hazırlarız. Biz analistlere hoş görünmek için mi bankacılık yapacağız? Cevabını
size bırakıyorum. Bankaların aktiflerinin, pasif tarafından belirleneceği bir
döneme giriyoruz."
Kriz dönemlerinde en cesaretli olacak sektör finans sektörü olduğunu
vurgulayan Bilgin, "Merak etmeyin, bankacılık sektörü bu cesarete sahiptir"
dedi.
Mecliste görüşülen varlık barışı düzenlemesine eklenen mevduat güvencesi
maddesine ilişkin görüş bildiren Bilgin, şunları kaydetti:
"Kanunun selameti için, daha iyi işlemesi için böyle bir madde
eklenmiştir. Bu Almanya"da, Yunanistan"da ve Avrupa"nın sair ülkelerinde,
mevduata tam garanti getirilmesinde yaşanan haksız rekabete bağlantılı olarak bu
kanunun selameti için getirilen bu madde yasalaşırsa Bakanlar Kuruluna yetki
bırakılıyor. Bakanlar Kurulu eğer bu yetkisini kullanırsa bize de kurum olarak
büyük görev düşüyor. Eğer böyle bir düzenleme olursa ahlaki rizikoya izin
vermeyeceğiz."
Bilgin, bazı bankacıların 90"lı yıllarda bu güvencenin arkasına
sığındıklarına işaret ederek, "Bunu ayrıca özel olarak inceleyeceğiz. İşi
layıkıyla yapmak isteyen bankacılara karşı avantaj sağlamalarını engelleyeceğiz"
diye konuştu.
Tevfik Bilgin, bankaların sendikasyonları reklam aracı olarak
kullanmalarının da "hoş bir durum olmadığını" söyledi.

MİLLİYET