Ülkede mayıs ayında gerçekleştirilen seçimler sonrasında haziran ayında Devlet Başkanı Beşar Esad tarafından başbakan olarak atanan Hicab rejimi ‘soykırımla’ suçlayarak, ‘göreve geldiği ilk günden beri kaçmayı planladığını’ söyledi. Hicab’ın kaçışını duyuran açıklamasını sözcüsü, Katar merkezli El Cezire televizyonunda okudu. Hicab açıklamasında, “Öldüren ve terörist rejimden firarımı bugün açıklıyorum. Özgürlük ve onur devrimine katıldığımı da açıklıyorum. Bugünden itibaren bu kutsal devrimin bir askeriyim” dedi.

Hicab’ın sözcüsü Muhamed Atari, eski başbakanın Ürdün’de ailesi ile birlikte güvenli bir yerde olduğunu söyledi. Suriye devlet televizyonu ise Hicab’ın ‘kaçmadığını, kovulduğunu’ iddia etti. Devlet televizyonunun bu iddiasının ardından Atari, Hicab’ın başbakanlık görevi için mecbur bırakıldığını ve muhaliflerin oluşturduğu “Özgür Suriye Ordusu ile birlikte kaçışını göreve geldiği ilk günden beri planladığını” dile getirdi.
Hicab’ın kaçışının duyulmasının ardından bu defa ülkenin Maliye Bakanı Muhammed Ceylati’nin kaçarken yakalanarak tutuklandığı ileri sürüldü. Bu söylentilerin yayılmasından sonra Lübnan haber ajansı National News Agency’ye bir açıklama yapan Ceylati söylentileri yalanlayarak, ‘görevinin başında’ olduğunu söyledi.

Üç bakan gitti
Suriye Ulusal Konseyi ise Hicab’ın yanı sıra iki bakan ve üç üst düzey ordu görevlisinin de Ürdün’e kaçtığını açıkladı. Fakat konsey kimlikleri gizli tuttu. Hicab’ın isyanın başladığı yaklaşık 16 aydır ülkeden kaçan en üst düzey yetkili oldu. Kaçış gerek muhalifler cephesinde gerek uluslararası toplumda büyük yankı uyandırdı. Almanya Dışişleri Bakanı Guido Westerwelle, “Son haberler Esad rejiminde yaşanan erozyonu ortaya koyuyor” derken Suriye Ulusal Konseyi kaçışı “sonun başlangıcı” olarak yorumladı. Esad rejiminden bugüne kadar 3 büyükelçi, 20’den fazla general, 100 üst düzey asker kaçtı.