KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, göreve başlarken, müzakerelerin 2010 sonuna kadar sonuçlandırılması düşüncesi taşıdıklarını, ancak şimdi yılsonuna dek bir anlaşmaya varılabileceği konusunda söz söyleyip yorum yapmakta zorlandığını ifade etti.

Kıbrıs müzakerelerinin dört halkasının biri olan ve sivil toplum örgütleri, sendika, kurum ve kuruluşların başvuruları sonucu Cumhurbaşkanlığı tarafından oluşturulan “Halk Konseyi”nin ilk toplantısı bugün yapıldı. 37 örgütten 70 temsilcinin katıldığı toplantıda, Cumhurbaşkanı Eroğlu"nun müzakere heyeti de hazır bulundu. Eroğlu, toplantının basına açık ilk bölümünde katılımcılara giriş konuşmasıyla hitap etti.

KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, Sayıştay Başkanlığı binasındaki Halk Konseyi 1. Toplantısı"nın basına açık bölümünde yaptığı konuşmada, Kıbrıs Türk tarafının sonuç almak için müzakere masasında bulunduğunu vurguladı.

Basının ayrılmasının ardından devam eden ikinci bölümde ise Eroğlu katılımcılara müzakere süreci hakkında daha detaylı bilgi vererek soruları yanıtladı ve özellikle 18 Kasım"da New York"ta yapılacak üçlü zirve öncesinde görüş ve önerileri aldı.

-“RUM TARAFI 36 YILDIR HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ ÖNERİLER HAZIRLADI”-

Kıbrıs Türk tarafının, hep, anlaşmaya varıldığı takdirde yaşayabilecek, müspet önerilerle masada yer aldığını ifade eden Eroğlu, karşı tarafın tutumunun ilerlemeyi engellediğini, çünkü Kıbrıs Rum tarafının 36 yılda Kıbrıs"ta, özellikle Kuzey"de hiçbir şey olmamış gibi öneriler hazırladığını; kendilerinin ise Kuzey"de bir sosyo-ekonomik yapı oluştuğunu; 36 yılda yerleşim ve yaşam şekli ortaya çıktığını dikkate alarak mülkiyet önerileri sunduklarını söyledi.

Eroğlu, Kıbrıs Türk tarafının mülkiyet önerilerinin yabancılarca da müspet karşılandığına ve uygulanabilir bulunduğuna dikkat çekti.

-DÖRT HALKALI MÜZAKERE YAPISI-

Kıbrıs müzakere sürecinde dört halkalı bir yapı oluşturacağını Cumhurbaşkanlığı görevini devralır almaz açıkladığını kaydeden Derviş Eroğlu, “Müzakere Heyeti”, “Danışma Kurulu”, “Meclis Platformu” ve “Halk Konseyi”nin peyderpey oluşturulduğunu ve etkili çalışmanın başladığını belirtti. Danışma Kurulu"nda çeşitli kesimlerden, çeşitli görüşlerin temsilcileri bulunduğunu ve kimsenin olumsuz yorum yapma fırsatı olmadığını söyleyen Eroğlu, müzakere heyetiyle ilgili de bilgiler verdi.

Eroğlu, göreve gelir gelmez kendini yoğun müzakerelerin içinde bulduğuna işaret ederek, yurt dışı temaslar nedeniyle de Halk Konseyi toplantısının daha önce yapılamadığını anlattı.
Müzakere masasında görüşülen konulardaki eleştiri ve görüşleri dinlemek için Halk Konseyi"nin oluşturulduğunu ifade eden Derviş Eroğlu, olağan ve acil durumlarda da görüş, öneri ve eleştirileri almak üzere olağanüstü toplantılar yapılacağını kaydetti.

Eroğlu, yıllardır devam eden müzakerelerde Kıbrıs sorununun tartışılmayan tarafı kalmadığını, iki tarafta da siyasi irade varsa yılsonuna dek anlaşmaya varılabileceği düşüncesinde olduklarını hatırlatarak, gelecek yıl Güney Kıbrıs"ta ve Türkiye"de yapılacak seçimlerin de süreçte etkili olacağını, Rum Yönetimi Başkanı Dimitris Hristofyas"ın seçimler nedeniyle müzakerelere ara vermeyi önerebileceğini anlattı. Cumhurbaşkanı Eroğlu, görev başlarken bu yüzden müzakerelerin 2010 sonuna kadar sonuçlandırılması düşüncesi taşıdıklarını belirterek, “Ancak şimdi maalesef yılsonuna dek bir anlaşmaya varabileceğimiz konusunda söz söylemekte, yorum yapmakta zorlanıyorum. Çünkü siyasi irade gerekmektedir” dedi.

-“HRİSTOFYAS HALKININ TEHDİDİNDEN SÖZ EDİYOR”-

Hristofyas"ın, her görüşmelerinde, halkının tehdidi altında olduğundan söz ettiğini, örneğin “ben kimseye malına dönemezsin diyemem, dersem beni taşlarlar” gibi sözler söylediğini anlatan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Hristofyas"ın hiçbir şey olmamış gibi ortaya koyduğu önerilerinde ısrar ettiğini, oysa köprünün altından çok sular aktığını, kendilerinin de Kuzey"de hiçbir şey olmamış gibi davranamayacağını vurguladı.

Eroğlu, müzakerelere “mülkiyet” konusuyla başladı diye 2. Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da dahil bazı kesimlerden tenkitler aldığına işaret ederek, bu konunun altı başlıktan biri olduğunu ve bütün başlıkların tartışılmak zorunda olduğunu anlattı.

Yönetim ve Güç Paylaşımı başlığının 2. Cumhurbaşkanı Talat döneminde görüşüldüğünü ve bazı adımlar atıldığını, ancak hiçbirinin altında imza olmadığını belirten Derviş Eroğlu, her an o adımlardan geri adım atılması ihtimaliye karşılaşabileceklerini söyledi. Eroğlu, ellerinde uzlaşılmış, altına imza atılmış herhangi bir belge bulunmadığını kaydetti.

-“MARAŞ TOPRAK KONUSUYLA BERABER GÖRÜŞÜLECEK”-

Mülkiyetin zor başlıklardan biri olduğunu, ancak bunun görüşülmesinden kaçılamayacağını vurgulayarak “Sayın Hristofyas olaya Göç ve Göçmenler konusunda Toprağı katmaya çalışıyor” dedi.

Hristofyas"ın Maraş"ın verilmesiyle ilgili önerisine işaret eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, Maraş"ın bütünlüklü çözümün parçası olduğunu kaydederek, geçmişte ambargoların kaldırılması ve Lefkoşa Uluslararası Havaalanı"nın açılması karşılığında Maraş"ın açılmasının gündeme getirildiğini, ancak o zamanlar müzakere olmadığını; Maraş"ın toprak başlığında görüşüleceğini ifade etti.

Eroğlu, “Bizim anlayışımıza göre Toprak ve Garantiler en son görüşülecek konudur” dedi.

Müzakerelerde gizlilik olsa da, her konuştukları şeyin Rum basınında yayımlandığına ve dolayısıyla gizlilik olmadığına işaret eden Derviş Eroğlu, Hristofyas"ın kendi kamuoyuna yönelik mesajlarına dikkat çekti. Eroğlu, Rum liderin sıkıntısının, bugüne kadar halklarına gerçek dışı mesajlar vermesinden kaynaklandığını belirterek, “tüm göçmenler yerlerine dönecek” gibi mesajların, müzakere masasında esneme olanakları yokmuş gibi bir duruma girdiklerini anlattı.

-“SİYASİ İRADE YOKSA…”-

Eroğlu, Kıbrıs Türk halkının kendisini halkı mutlu edecek, kalıcı bir anlaşma için görevlendirdiğini belirterek, “Ancak bu mümkün mü değil mi diye sorarsanız, müzakere masasında iki taraf vardır. Bir anlaşma için siyasi irade yoksa anlaşmaya varmak mümkün değildir. Biz yıllarca masada anlaşma amacıyla bulunduk. Ancak görüyorsunuz şimdi AB Türkiye"ye "Kıbrıs sorununu çöz de gel" diye tehditlerle karşı karşıya kalabiliyor” diye konuştu.

Eroğlu, yurt dışı temaslarına değinirken, “5 yılda yapılmayan temasları 6 ayda yaptığını” söyledi. Eroğlu, Brüksel, New York ve Almanya temaslarını hatırlatarak, bu ülkelerdeki değişik makamlarla ve AB"nin üst düzey yetkilileriyle görüştüğünü; dış temaslara devam edeceğini belirtti.

18 Kasım"da New York"ta BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, kendisi ve Rum Yönetimi lideri Hristofyas"ın katılımıyla yapılacak üçlü zirvenin kendi önerisi olduğunu da belirten Eroğlu, mülkiyet konusu başta olmak üzere Kıbrıs sorununun tüm başlıklarının ele alınacağını ve sürecin hızlanması için tarafların önerilerinin sorulacağını söyledi.