Tehdit edildiği için uzun zamandır Azerbaycan"da yaşayan Çelik, sonunda suskunluğunu Kelebek için bozdu.

Ailesini korumak uğruna adının Seray Sever"le anılmasına izin verdiğini söyleyen şarkıcı, röportajda Sever"e şifreli bir de mesaj gönderdi.

Beni kullanmasına izin verdim

İhsan Güven öldürüldüğünde, Buket (Saygı) 7 aylık hamileydi. Tehdit alıyorduk. O sıralar bir program teklifi geldi. ığrenç bir programdı ama imaj düzeltmek için katılmak zorundaydım. Seray Sever sunuyordu. Bu arada Seray o dönemde albüm yapmak da istiyordu. Hakkımdaki bu tip haberlerin önünün kapanacağını öngörüp “Sana albümü yapacağım” dedim. Çok geçmeden aşk söylentileri medyada dolaşmaya başladı zaten. Seray medyaya haber sızdırma konusunu çok iyi biliyordu. Ben de diğer haberlerden kurtulmak için beni kullanmasına izin verdim.

Gerekirse onu ezer geçerim

Amacım bir yıl sonra Buket"le barışmaktı. Ama Buket, bir gün Seray"ın röportaj teklifini kabul etti. Ertesi gün aradığımda “Senden nefret ediyorum” deyip telefonu yüzüme kapattı. Seray ona bizim evleneceğimizi, çocuk yapacağımızı söylemiş... Buket"e söylediği şeylerle canımı çok yaktı. Eğer bu haberler üzerine tek kelime ederse ona ayakkabılardan bahsederim, o mesajımı alır! Evet, bu tam olarak bir tehdit. Yaptığı şeylere tahammül edebilecek durumda değilim, ezer geçerim.

Ülkede gerçek bir Ergenekon olsa düşünmeden katılırdım

Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz"ün, Çelik Erişçi"nin, fikri birlikteliği olduğu ıhsan Güven ve Necip Hablemitoğlu gibi öldürülmemesini manidar bulduğunu söylemesi üzerine bütün gözler ünlü popçuya çevrilmişti. Tehdit edildiği için uzun zamandır Azerbaycan"da yaşayan Çelik, konuyla ilgili konuştu.

Bu tarikat meselesi, Ergenekon içinde adınızın geçmesi... Neler oluyor, her şey nasıl başladı?
- 15 sene evvel, “Aydını Eşber Yağmurdereli, sanat güneşi Zeki Müren, Başbakanı da Ecevit gibi, cemaat liderlerine kırmızı pasaport veren ülkede bir şey olmaz” demiştim. Her şey bunları söylememle başladı. Sonra bir kadın çıktı, “Çelik"in şarkıları benim” dedi. “ıspat var mı?” dediler, “Yok, tarikat var, o sebeple ispat yok, bu tarikatın başı ıhsan Güven"dir” dedi. Bu iftira kampanyası ülkeye sadece hizmet etmek isteyen bir adamı yok etmek için başlatılmıştı. Ben “Ergenekon” diye bir örgüt olduğuna asla inanmıyorum. O paşalar hakkında yazılanların da doğru olmadığını düşünüyorum. ıspatlanana kadar inanmayacağım. Bana savcılık makamının sorduğu kişileri, Hurşit Tolon ya da şener Eruygur paşaları ise hiç tanımıyorum. Ben Ak Parti"nin Anayasa Mahkemesi"nce teyit edilmiş laiklik karşıtı eylemlerini desteklemiyorum. Desteklememek suç ise bunu da kabul diyorum. Keşke bu memlekette gerçekten bir Ergenekon olsaydı, bir saniye düşünmeden katılırdım, ama nerede? Ben şahsen Tolon Paşa"yı tanımaktan onur duyardım.

İhsan Güven neden bu kadar önemli?
- Çok önemli görevlerde bulundu. Ergun Poyraz"ın “Tarikat, Siyaset, Ticaret, Cinayet” isimli kitabında var. Dünyanın en kaliteli petrol yataklarının Türkiye"de ve 5000 metrede olduğu bilgisi Hindistan uzay üssünden, MGK Sekreteri Cumhur Asparuk"a veriliyor. O da geliyor, bu raporların aynısını emekli bir binbaşıya gönderiyor. Yani ıhsan Güven"e ulaşıyor ve bilgi paylaşıyor. Bunları bildiği için ıhsan Bey, tarikat olmakla suçlanarak radikal örgütlerin önüne yem olarak atılıyor, öldürülüyor.

Siz uzun zamandır ölüm tehditleri alıyorsunuz. Evliyken de çok zor günler geçirdiniz. Eşiniz Buket"in ruh sağlığının o dönem bozulduğu söyleniyor...
- İhsan Bey öldürüldüğünde Buket 7 aylık hamileydi. Çok korkmuştum onun için, nasıl etkileneceğini bilmiyordum. Bir gece yataktan fırladı, “Bize ne olacak, seni de mi öldürecekler? Sana da bir şey olursa ben ne yaparım?” diye katılarak ağlıyordu. Haberler saklanacak gibi değildi. Bütün gazetelerde yazanları okuyordu. Doğum zamanı idi, ev etrafında terör örgütleri keşif çalışması yapmışlardı. Bunlar polis kayıtlarında vardır. Buket"e hiç söylemedim, hâlâ da bilmez. Yani ev güvenli değildi. Yatak odamızda gözümü bile kırpmadan sabahladığım geceler oldu. Odada silahım ve pompalı bir tüfeğim vardı, mevzide yatar gibi yatıyordum. Bu durumda kızın sağlığı nasıl bozulmasın ki?

Yani bu işte en mağdur olan aslında eşiniz Buket, öyle mi?
- Evet, çünkü o ve oğlum hayatta kalsın diye boşandım Buket"ten. Son zamanlarda medyada çıkan haberler doğrudur, silah taşıyorum, ruhsatlı bir silahım ve bir de pompalı tüfeğim var. Aldığım tehditler resmi olarak yazılı ve sözlü şekilde tarafıma iletildi, güvenlik önemleri almam konusunda uyarıldım. Evim iyice araştırıldı, zayıf noktalar belirtildi. Hürriyet ana sayfasında ıBDA-C tehdit mektubu yayınlandı, polis sorgusunda teröristler Atatürk ilkelerine bağlı olmam sebebiyle hedeflerinde olduğumu belirtmişlerdi ve bunlar kayıtlıydı. Bu bilgilerle devletimin valisine başvurdum ama vali bana koruma vermeyi uygun görmedi. Ben de kendimi ve ailemi korumanın yollarını aramaya başladım. Seray Sever"i bu haberleri unutturmak için kullandım. Bunu ailem için yaptım.

Peki bundan sonra ne olacak?
- Ben inanıyorum ki sanat dünyasında tek başına muhalefetim. Kesin olarak siyasete atılacağım ve mutlaka devlet içerisinde görev alacağım. Benim gibi fikirlere ülkemin ihtiyacı var. Fikirlerini söyleyen, yıllarca ülkede olabilecekler konusunda uyarılar yapan, kitap yazan, şarkılarında acil durum alarmı veren, dostları öldürülen, tehdit altında yaşayan, öldürülmediği için suçlu duruma düşen biri olarak söylüyorum bunları... 2002"den beri sustum, iftiralar yüzünden besteciliğim sabıkalı hale geldi. Kuş kadar zekası olmayan insanlarla muhatap olmak zorunda kaldım. ınternet sitelerinde hakkımda faşist yazan var, PKK gizli para destekçisi olduğumu yazan var, ısrail hizmetinde olduğumu yazan var, ateist diyen var, tarikatçı diyen var, var, var! Bunların üstünü örtüp, darmadağın olan ekonomimi düzeltmek ve evladıma bakabilmek için sustum. Anlattığım şeyleri yaptım, ıhsan Bey"in hatrı için Ayşe Ersoy ile ilgili hiçbir şey söylemedim. Ama yetmedi, dirimizi çürüttüler, şimdi “Niye ölmedin” diye hesap soruyorlar! Yani bunların Türkçe meali, “Size bu ülkede yer yok” diyorlar.

Zaten Azerbaycan"da yaşıyorsunuz değil mi?
- Evet. Çünkü hâlâ tehdit alıyorum. Türkiye"de yaşamam çok zor. Zaten Azerbaycan"a yerleşme kararı aldım. Oğlumdan ayrıyım, sevdiğim kadından ayrıyım, şimdi de ölmediğimiz için suçluyorlar, daha büyük bir linç olabilir mi?