AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Deprem Konutları Kura ve Anahtar Teslim Töreni'nde konuştu.

Tayyip Erdoğan, 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerine ilişkin "Her afetzedenin yanında olduk. Hayatını kaybedenlerin yakınlarına destek verdik" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Adayı Murat Kurum'un son 5 yılda yaşanan tüm afetler sonrası çalışmaları başarıyla yürüttüğünü savunan Erdoğan, "Murat Kurum kardeşimizin İstanbul’u da en iyi şekilde hazırlayacağından şüphe etmiyoruz" diye konuştu.

Son dakika: Türkiye'den İsrailli bakana sert tepki: Ciddiyetsiz ve seviyesiz! Son dakika: Türkiye'den İsrailli bakana sert tepki: Ciddiyetsiz ve seviyesiz!

Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

"Depremin ardından aylar boyunca bölgede kalarak depremzede arkadaşlarımıza destek olan ve inşa çalışmalarına katkıda bulunan kamu personelimize de teşekkür ediyorum. Her afetzedenin yanında olduk. Hayatını kaybedenlerin yakınlarına destek verdik. 115 milyar TL’lik kaynakla 2 milyon kişiye ulaştık.

"TÜM KAYIPLARI KARŞILAYACAK GÜÇTEYİZ"

Depremin ardından hayatını kaybedenleri geri getiremeyiz ancak onun dışındaki tüm kayıpları karşılayacak güçteyiz demiştik. Geçtiğimiz ayın başlarında 46 bin konut ve köy evinin anahtarlarını teslim etmiştik. Bugün de 30 bin 723 vatandaşımızı daha evlerine kavuşturuyoruz.

Ülkede ve dünyada ne yaşanırsa yaşansın hiçbir gündemin bizi deprem bölgesi ile ilgili programımızdan uzaklaştırmasına izin vermiyoruz. Şehirlerimizi yeni baştan tasarlıyoruz. Yarısı Bizden kampanyası ile önemli adımlar attık. İstanbul için acele etmeliyiz. Böyle bir afetin altından kalkmak zor olacaktır.

"DEPREM YÜKÜNÜ TÜMÜYLE KALDIRIYORUZ"

Asrın felaketinin sebep olduğu sıkıntıların altından kalkmak kolay değil. Toplam zarar 104 milyar doları buluyor. Sadece bu yıl 1 trilyon TL üzerinde kaynak ayırdık. Geçtiğimiz yıl da aynı meblağda kaynak ayırmıştık. Önümüzdeki yıldan sonra ülkemizin ve şehirlerimizin üzerindeki deprem yükünü tümüyle kaldırmayı hedefliyoruz.

Böyle bir yükün altından milli dayanışma, afetle mücadele ve konut inşası alanındaki güçlü birikimimizle ancak biz kalkabilirdik. Biz sadece depremin yıktıklarını yerine koymakla kalmıyoruz. Caddeleri, meydanlarıyla, üretim istihdam altyapısı ile şehirlerimizi yeniden tasarlıyoruz. Ülkemizin tamamıyla birlikte deprem bölgemizi de Türkiye Yüzyılı’na hazırlıyoruz.

"SABOTE ETMEYE ÇALIŞANLAR VAR"

Şimdi yerel yöneticilerimizi belirleyeceğimiz yeni bir seçimin arifesindeyiz. Bölgemizde yaşanan krizlere ve çatışmalar bitmek bilmiyor, sürekli genişliyor. Şimdi de Gazze’deki katliamın insani ve vicdani sorumluluğu ile karşı karşıyayız. Seçim sonrası için felaket senaryoları yazarak ekonomi programını sabote etmek için çalışanlar var, onları da yakından takip ediyoruz. Bunların hiçbiri deprem bölgemizi ayağa kaldırma projemizin önüne geçemiyor.

Ülkemizin 4 bir yanında milyonlarca insanımız tarihin bilinen en tehlikeli fay hatlarına yakın yerlerde yaşıyor. 1999 depremi ardından bu depremlere hazırlık için pek çok projeyi hayata geçirdik.

"DÖNÜŞÜMLER BİR AN ÖNCE GERÇEKLEŞTİRİLMELİ"

TOKİ öncülüğünde ülkemizin konut stokunu yeniledik 1 milyon 314 bin kaliteli konutu vatandaşlarımıza sunduk. Özel sektörümüz de bu sürece dahil oldu. Kamu binalarının büyük kısmını da güçlü bir şekilde yeniden inşa ettik. 6 Şubat depreminde yıkılan binaların yüzde 90’ından fazlasının 1999 öncesinde yapılan binalar olduğunu görüyoruz.

Deprem maalesef bizi beklemiyor. Bizim hazırlıklarımızı bitirmemizi hiç beklemiyor. Şehirlerimizi depreme dayanıklı hale getirmek için acele etmeliyiz. Bilhassa İstanbul gibi yoğun nüfusa sahip yerlerde böyle bir afetin altında kalkmak çok zor olacaktır. Devlet ve millet el ele vererek gereken dönüşümleri bir an önce gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz.

"DEPREM SİYASET ÜSTÜ BİR KONUDUR"

Deprem bölgesindeki çalışmalar bittikten sonra diğer şehirlerimizin dönüşümüne daha çok kaynak ayırabileceğiz. Zübük siyaseti ile başka alanlarda göz boyamak belki mümkün olabilir ancak deprem karşısında bunun bir karşılığı yoktur. Deprem siyaset üstü bir konudur, deprem ihmale gelmeyecek bir konudur. İşte bu anlayışla deprem riski ve sonrası yaşayabileceği kayıp oranı İstanbul’a Murat Kurum kardeşimizi aday gösterdik.

Son 5 yılda yaşanmış tüm afetler sonrası çalışmaları başarıyla yürüten Murat Kurum kardeşimizin İstanbul’u da en iyi şekilde hazırlayacağından şüphe etmiyoruz. Seferberlik ruhuyla çalışmayı sürdüreceğiz.

İBB'Yİ 'PARA SAYMA' GÖRÜNTÜLERİ ÜZERİNDEN HEDEF ALDI

CHP İstanbul İl Başkanlığı'nın satın alınmasına ilişkin olduğu öne sürülen 'para sayma' görüntüleri hakkında konuşan Erdoğan, "Bugün İstanbul'da sadece iş bilmez, iş yapmaz bir yönetim değil kirlenmiş bir yönetim vardır" sözleri ile İBB yönetimini hedef aldı.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstanbul metroları dünyanın en üst standartlarında yer alıyor. Bu raylı sistemler olmasaydı şehrin içerisine düşeceği durumu milletimizin takdirine bırakıyoruz. Bakanlığın bazı projelere yoğunlaşan katkısı ulaşım sorununu çözmeye yeterli değildir.

Büyükşehir belediyesinin de üzerine düşeni yapması lazım ki sorunlar çözülsün. Yol yapmayı, metro yapmayı, vapur işletmeyi bilmeyen bir yerel yönetim İstanbul'un kaderi değildir. Bırakın yeni projeler yapmayı, sıkıntısız işleyen bir sistemi bile yönetmeyi beceremediler.

Bu zihniyet sürdükçe İstanbul trafik çilesi çekmeye devam edecek. Bugün İstanbul'da sadece iş bilmez, iş yapmaz bir yönetim değil kirlenmiş bir yönetim vardır.Tarihe 'İSKİ skandalı' diye bir rezaleti CHP yazdırdı. Adeta 'dejavu' yaşıyoruz, aynı filmi izliyor gibiyiz. İsimler farklı ama kafalar, kepazelikler aynı

İstanbul nereye gittiği belli olmayan deste deste para görüntüleriyle gündeme gelmektedir. CHP'ye il binası aldığı söyleniyor. Ancak bununla ortadaki paralar arasındaki orantısızlığı kimse ifade edemiyor.

Hesap uzmanıyım diye övünenlerin ise hiçbir yerde sesi soluğu çıkmıyor. İstanbul'u geriletenler siyaseti de kirleterek ülkeye ve şehre kötülük yapmıştır. Geciken eser ve hizmetlerin eseri vakit ve kaynak meselesidir. Milletimiz benzeri durumlara 1980'li 90'lı yıllarda şahit oldu.

Orta yaş üzeri kuşak iyi bilir. 1989'da İstanbul'da, Ankara'da CHP'li belediyelerin hesabını veremediği pis işler yüzünden skandallar yaşandı. Milletimiz bunların hepsini tasfiye etti ve bizi iş başına getirdi."