İktisatçılar 'Yavaşlamamız gerek' diyerek alınan önlemleri desteklerken, patronlar endişeli: Soğutalım derken, ekonomiyi daraltmayın
 
 2010 ve 2011 yılında hızlı büyüyen Türkiye ekonomisinde şimdi de 'soğutma tedbirleri' üzerinde fırtınalar esiyor. Merkez Bankası'nın (MB) munzam karşılıkları artırmasına karşın tüketici kredilerindeki artışın önüne geçilemedi. Bunun üzerine TMSF ve BDDK gibi kurumlar da çeşitli önlemleri devreye aldı. Yabancı raporlarında, konut ve taşıt kredilerinin uygulama dışı tutulması, kredi artışındaki düşüşe etki etmez deniyor. 
AKŞAM'a konuşan patronlara göre ise 'Talebin daraltılması üretimi de etkiler. Müdahale etmek yerine dengenin piyasa tarafından bulunması gerekir...
 
HARCAMAYIN DEMEK OLMAZ
 
Ekonominin zirvesindeki işadamlarının sıcak-soğuk tartışmasına yönelik görüşleri özetle şöyle; 
l ÖNLEMLER tek başına yeterli değil. Sorun artık kronikleşmiş durumda.
 
l MALİYE politikalarının da devreye alınması şart. 
 
l EKONOMİYİ soğutalım derken reel sektörün daralması sorunuyla karşı karşıya kalırız. l HAZIR giyim, beyaz eşya, elektronik gibi sektörlerde yıl sonuna kadar toplam satışlar yüzde 20 oranında düşebilir. 
 
l YAZ döneminde birçok sektör hareketli olur.
 
l BÖYLE dönemlerde indirimler ve harcamalar artar.
 
l HARCAMAYI azaltıcı önlemlere karşı piyasa kendi içinde mutlaka alternatif çözümler yaşatacaktır.  Akademisyenler ise Merkez Bankası ve BDDK'nın ekonomiyi soğutma çabalarının oldukça yerinde olduğu görüşünde. Kredi artış hızının yüzde 35'lerde dalgalanması da borçluluk açısından kaygı verici...
 
CARİ AÇIK NASIL OLUŞUR?
 
BİR ülkeden çıkan döviz, ülkeye gelen dövizden fazlaysa cari açık oluşur. Cari açığı oluşturan üç kalem vardır. Birincisi; uluslararası ithalat ve ihracat yani mal ticareti. İkincisi hizmetler kalemi: turizm, taşımacılık, sigorta gibi hizmet kalemleri sonucu oluşan döviz hareketleri. Son olarak da yurtdışında ya da yurtiçinde çalışanların döviz transferleri.
 
Dış ticaret açığından farkı ne?
 
BİR ülkenin yurtdışına sattığı ve aldığı ürünlerin tutarı arasındaki farkı ifade eder. Yurtdışında aldığınız mal miktarı, sattığınızdan fazlaysa dış ticaret açığı söz konusudur. Türkiye ise özellikle enerji kaynağı bulunmadığı için her yıl önemli ölçüde dış ticaret açığı veriyor.
 
Ekonomi sıcak mı soğuk mu?
 
HIZLI bir şekilde üst üste büyüyen ancak cari açığın ve borçluluk durumunun arttığı durumlarda ekonomi 'ısınmış' olarak değerlendirilir.
 
l BÖYLE zamanlarda kamu harcamaları kısarak 'soğutma' önlemleri alır.
 
l İTHALATIN azaltılması için vergi konulması,
 
l BORÇLANMANIN azaltılması için banka kredi maliyetlerinin yükseltilmesi,
 
l TASARRUFU artırmak için faizlerin yükseltilmesi gibi önlemlerle soğutma işlemi hedeflenir.
 
Uzun vadede de ülkenin büyümesini sürdürmek için gerekli olan ürünleri üretecek üretim altyapısının genişlemesi gündeme gelebilir. 
 
TÜRKİYE'DE SON DURUM NE?
 
Türkiye'nin 4 aylık cari açığı 29.6 milyar dolar oldu. Merkez Bankası'nın anketine göre yılsonu beklenti 66 milyar doları geçmiş durumda. İthalatın ihracatı karşılama oranındaki bozulma da sürüyor, mayıs ayında bu rakam yüzde 56.8'e geriledi. Tüketici kredilerindeki yıllık yüzde 35'lik artması da Türkiye ekonomisinin ısındığı yorumlarına yol açtı.
 
ORTAK ENDİŞE: DARALMA!
 
Doğrudan yatırımı çekmemiz şart
 
l Ümit Boyner-TÜSİAD Başkanı:
 
Mali konularda gevşeme görünmüyor ancak alınan önlemlerin sonuçlarını görmek için zamana ihtiyaç var, soğutma önlemleri lüzumsuz bir daralmaya neden olabilir. İthalatın artış sebebi yakından izlenmeli, ayrıca doğrudan yabancı yatırımı Türkiye'ye çekmek önemli. Kurda gevşeme var, ekonomide yumuşak iniş mümkün.
 
İthalata dayalı büyümeyle olmaz
 
l Ahmet Zorlu-Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Keşke bu cari açığı vermesek ancak bunun için yıllar önce sanayiye daha çok yatırım yapmamız gerekirdi, bugün çok daha iyi bir noktada olurduk. Bu nedenle kamunun aldığı önlemleri desteklemek gerekir ancak bunun özel sektöre ve piyasaya etkisine de bakılmasını öneriyorum. İthalata dayalı bir büyüme sorun yaşatmaya, borç yaşatmaya devam edecek, bu nedenle alınan önlemlerin hem açığı azaltacak hem de dengeleri sarsmayacak şekilde yürütülmesinde fayda var.
 
Ekonomi ısınmadı ki soğutulsun!
 
l Ali Ağaoğlu-Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı: Ekonomi ısınmadı ki soğutulsun. Cari açıkta konutun payı sıfıra yakın. Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olan istihdama en büyük katkıyı inşaat sağlıyor. Tatil kredileri, tüketici kredileri ile insanlar gelirlerinin üzerinde harcama yapıyorlar. Bunun için alınacak önlemler makro değil mikro önlemler olmalı. Sektör bazında değerlenrdirme yapılmalı. Gayrimenkulün, önüne engel konulmamalı.
 
Aksine, banka kredileri özendirilmeli
 
l Ali Dumankaya-Dumankaya İnşaat Yönetim Kurulu Üyesi:  Makro tabloyu göremiyoruz ama gayrimenkulün bu tablo içinde dokunulmaması gereken bir noktada olduğunu düşünüyoruz.
 
Tüketici kredilerinde ipin ucu kaçmış olabilir. Ancak konutta böyle bir durum yok. İnşaat zaten kayıt dışılığın yoğun olduğu, kayıt altına alınması gereken bir sektör. Bu da ancak banka kredilerinin özendirilmesi ile sağlanabilir. Kredilerin önüne set çekilmesi yerine aksine banka kredilerinin özendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.
 
Sıkarsanız, piyasa kendi modelini yaşatır
 
l Mehmet Nane-AMPD Başkanı: Kredi kartıyla alışverişte taksit sayısının azaltılması konuşuluyor. Aniden 3 taksit gibi bir sınırlama getirilirse tüm sektör açısından sorun olur, perakendeci de riski kendisi üstlenerek tıpkı inşaat şirketlerinin yaptığı gibi finansman modelleri yaşatır. Eğer serbest piyasa koşullarında çalışıyorsak piyasaya müdahale olmamalı.
 
Perakendenin canlılığı sanayinin ve üretimin de canlılığı anlamına gelir...
 
Yavaşlamak gerek
 
SON ÇEYREKTE FAİZ ARTIRIMI OLABİLİR
 
l Prof. Dr. Taner Berksoy: Ekonominin bir miktar soğutulması gerektiği doğru bir karar.
 
Soğutma, toplam harcama talebini daraltmak demek. Kamuda bütçe disiplininde bir sorun olmadığı için yapılacak hem doğru şey özel sektörde bunu yapmak. Kamu, alışılmış tedbirlerle örneğin hemen faizleri yükseltme sorunu çözme yoluna gitmedi. BDDK ve diğer kurumların önlemlerinin etkisi uzun vadede görülür. Yani birkaç ayda büyük değişim olmaz. Hükümet, yılın son çeyreğinde faiz silahını kullanmaya başlayabilir.
 
BREZİLYA'DAKİ DE SANAYİCİ DEĞİL Mİ?
 
Doç.Dr. Deniz Gökçe : Ülkede ekonominin yavaşlaması gerekiyor. Kamu yüzde 35'e artan kredi oranının yüzde 25'e indireceğiz dedi. Buna bankacılık sistemi direndi. Brezilya karşılık oranını yüzde 21.5'e çıkardı. Bu arada faizi de yükseltti ve Tobin Vergisi koydu. Oradaki sanayici değil de bizimkiler mi sanayici? Maliye'nin vergi barışından elde ettiği 20 milyara yakın fon da kamunun elini rahatlattı. Babacan ve ekibinin işsizliği yükseltecek yöntemleri kullanacağını düşünmüyorum. Önlemler şu an için yeterli...
 
SORUN İTHALATLA İLGİLİ ÜRETİMDE
 
l Dr. Öztin Akgüç : Isınma olduğu ortada. Dış ticaret açığı, cari işlemler açığı ve enflasyon artış trendinde. Seçim dolayısıyla gecikme yaşandı önlemler noktasında ancak bunlar yeterli değil.
 
İhracat ile büyüme modeli ithalatı da patlatıyor, ihracatın çok önemli bir bölümü sadece montaj olduğu için 'ithal ikame sistemine' dönülmeli. Yani Türkiye'de ithalatı patlatan ürünlerin üretilmesi teşvik edilmeli. Yabancıların verdiği telkinler bir yana bırakılmalı, yüzde 300 devalüasyon yaptığımız dönemlerde bile çözüm bulanamadı. Aynı sorun belirli aralıklarla yeniden yaşanıyor, yapısal önlemler devreye alınmazsa aynı senaryoyu belli aralıklarla yaşayacağız.
 
akşam