Ticaret Bakanlığı, tarımda 2019’u masaya yatırdı. Türkiye’de tekstilci ithal pamuğu tercih ederken, Çin ve ABD’nin baskısı altındaki Türk pamuğu, standartları ve kirlilik sorunu nedeniyle sanayide gereken payı alamadı. Zeytinde sulama sorunu göze çarparken, şehirli fındık bahçesi sahiplerinin ürünlerini bir an önce elden çıkarmak istemesi fındıkta düşük fiyata neden oldu.

Bakanlığın 2019 pamuk raporunda, üretimin ihtiyacı karşılama konusunda halen yetersiz olduğu belirtilerek, “Türk pamuğunun üretiminde maliyet sorunu vardır. Pamuk üretiminde ülkemiz verimliliği oldukça yüksek olmasına rağmen, girdi fiyatlarının artışı üretimi azaltmakta, sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir” denildi. Pamukta ABD ve Çin’in hamlelerine dikkat çekilen raporda, şunlar kaydedildi:

Kirlilik sorunu

“Pamukta dış ticaret ve kur politikalarından kaynaklanan sorunlar Türkiye’yi ciddi şekilde etkilemektedir. Bu ülkelerde üretim maliyetlerinin düşük, desteklemelerin yüksek olması pamuk fiyatlarında uzun bir periyod süresince düşüşe neden olmuştur. Sonuç olarak bu ülkelerin uyguladığı politikalar (sübvansiyonlu ithalat-ABD GSM kredileri) Türkiye’de yerli üretimi tehdit etmektedir. Pamukta standardizasyon ve kalite kontrolü ile kirlilik (kontaminasyon) halen önemli bir sorun olmaya devam etmektedir. Bu sorunların devam etmesi pamuklarımızın iç ve dış piyasa değerini düşürmekte ve ithal pamukların tercih edilmesine neden olmakta, ülkemizde pamuk alanlarında ortalama 70 dekar düzeyindeki küçük ve çok parçalı arazi yapısı, pamuk üretiminin ekonomik işletme yapısına dönüşümünü engellemektedir.”

Bakanlığın bazı ürünlerle ilgili tespitleri

AYÇİÇEĞİNDE SAHTEYE ÖNLEM: Ülkemizde bitkisel sıvı yağ tüketiminin önemli bir kısmını yağlık ayçiçeğinden elde edilen ayçiçek yağı oluşturmaktadır. Yurtiçinde tüketilen 1 milyon ton civarındaki ayçiçek yağının yaklaşık 800-850 bin tonu ülkemiz üretiminden karşılanmaktadır. Aradaki yağ açığı yağlık ayçiçeği tohumu ya da ham ayçiçek yağı ithalatı yoluyla kapatılmaya çalışılmaktadır. Son yıllarda artan rafine ayçiçek yağı ihracat potansiyeli ve biyodizel sektöründen gelecek talepler de dikkate alınırsa ülkemiz yağlık ayçiçegi üretiminin en az 3.4 milyon ton olmasi gerekmektedir. Taklit ve tağşişten ceza alanların başka bir şirketin yöneticileri ya da çalışanları olmalarının ve başka isim altında yeni şirket kurmalarının önüne geçmek üzere çalışmalara başlanmıştır.

ZEYTİNDE VERİM AVRUPA’NIN ÜÇTE BİRİ: Türkiye’de mevcut zeytin ağaçlarının yaklaşık yüzde 75’nin meyilli arazilerde bulunması mekanik hasat bakımından sınırlayıcı bir faktördür. Üreticiler en kolay gemlik fidanını bulabildikleri için birçok yere bu zeytin çeşidini dikmektedirler. Oysa, mevcut zeytin çeşit ve tipleri belirlenmeli, sertifikalandırılmalı ve genetik haritaları çıkarılmalıdır. Ülkemizin zeytin gen kaynaklarına sahip çıkılmalı ve fidan ithalatı yasaklanmalıdır. Zeytinliklerin yüzde 92’si sulanmamaktadır. Atıl vaziyetteki mevcut su kaynaklarından mutlak surette yararlanmalı, damlama sulama gibi modern sulama yöntemlerinin kullanılması desteklenmelidir. İtalya ve İspanya’da ağaç başına verim 45-50 kg iken ülkemizde ise bu rakam 1/3’ü oranında olmaktadır.

FINDIĞI EK GELİR GÖRENLER: İç tüketim gereken ölçüde artırılamamıştır. İhracat fiyatları istikrara kavuşturulamamıştır. Fındık işleme sanayi istenen seviyede gelişmediğinden fındık, katma değeri yüksek bir ihraç ürünü haline getirilememiştir. Bir kısım fındık üreticisi büyük kentlerde ikamet etmekte ve fındığı ek gelir olarak görmekte olduğundan, ürünlerini bekletmeksizin düşük fiyatlarla piyasaya arz etmektedir. Bu durum geçimini sadece fındıktan sağlayan üreticileri olumsuz etkilemektedir. Tarımsal faaliyetin başında bulunmayan, verimliliği ilke edinmeyen, resmi ikamet adresi ve sosyal güvencesi bakımından çiftçilik yapma imkanı olmayan kişilerin, üreticilere yönelik desteklerden yararlandırılmaması, bu tür desteklerin maliyetini de azaltacaktır.