30 Ağustos 1922 tarihinin bir bakıma Türkiye'nin kurtuluş günü olduğunu ifade eden Mustafa Yormaz, “Türkiye Türklerinin kaderlerini kanları pahasına değiştirdikleri gündür. 30 Ağustos, Türk milletini tutsak etmeye, sömürge yapmaya, Türkiye"yi parçalayıp, Türkiye"de hayalî devletler kurmaya yönelik yanlış hesapların Afyon"dan, Dumlupınar"dan, Kocatepe"den ve İzmir"den Mehmetçik süngüsü ile dönmesidir. 30 Ağustos Zaferi ile büyük milletimiz, şekillenmeye başlayan Dünya"da kendisine dayatılan coğrafyayı süngünün ucuyla itmiş, dönemin güç dengeleri arasında şehit kanıyla çizdiği vatanına kavuşmuştur. Bu yalnızca askeri bir mücadelenin sona ermesi değil, aynı zamanda bin yıllık Anadolu topraklarının vatan oluşunun da değişmez tescilidir. Zaferin milli mücadele tarihimiz açısından bir önemi de budur” dedi.
30 Ağustos zaferinin dönemin küresel güçlerin emellerini boşa çıkardığını ifade eden Mustafa Yormaz, “Yaklaşık altı yüz yıl boyunca süregelen Türksüz bir Anadolu yaratma özlemleri de yarım kalmıştır
Aradan geçen 87 yıl sonra Türk milleti ve devleti hakkında yine yanlış hesaplar içinde olanların hevesleri, basiretsiz ve ilkesiz gayri milli tutumlar ile yeniden canlanmaya yüz tutmuştur. 87 yıl sonra kan ile kazanılan zaferin meyveleri masa başında kalkan inen eller ile heba edilmek istenmektedir. Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünden sonra her şey Türk için Türk'e göre ve Türk tarafından düsturu terk edilmiş ve uğrunda ilelebet payidar kalacağına yemin ettiğimiz Cumhuriyetimiz daha yumuşak geçişler ile Sevr şartları ile karşı karsıya bırakılmıştır” diye konuştu.
Türk tarihinin birbirinden büyük birçok zafere şahit olduğunu kaydeden Yormaz, şunları söyledi: “Büyük zaferden 87 yıl sonra, açılım diye milli birliği ve kardeşliği yeniden tartışılmaya çalışılan, milli sınırları üzerinde yeni senaryolar yazılmaya başlanan içinde bulunduğumuz dönemde bizlere rehber olacak duygular Büyük Taarruzun zafer ruhunda saklıdır”